Açıldığı günden beri yüzlerce öğrencinin eğitim gördüğü Kadıköy Belediyesi Gençlik Sanat Merkezi’nde engelli bireyler için de drama ve ritim eğitimleri düzenleniyor. “Yaratıcı Drama Yönteminin Zihinsel Yetersizliği Olan Çocuklarla Okuduğunu Anlama Becerisi Üzerine Etkisi” başlığıyla yüksek lisans tezi hazırlayan Şenay Arslan Soyaltın, Gençlik Sanat Merkezi’nde 25-40 yaş arası 20 engelli bireye drama dersleri veriyor. Özel eğitime devam eden ve özel öğrenme güçlüğü olan çocukların sosyal becerilerini geliştirmelerine yönelik çalışmalarını sürdüren Soyaltın’la konuştuk. Soyaltın, ilişki kurmaktan kaçınan katılımcıların, drama derslerinden sonra diyalog geliştirip göz teması kurduğunu vurguluyor.
Burada nasıl bir eğitim süreci izliyorsunuz?
Özel eğitimdeki çocuklarda yaratıcı drama daha hızlı etki ediyor. En zorlandıkları şey okuduklarını anlama. Aslında okuduklarını anlayamadıkları için okumak keyifli bir şey olmuyor. Bunu nasıl daha keyifli hale getirebilirim, dramayla bunu nasıl yönlendirebilirim diye bir çalışma yaptım. Ve bir grup çocukla keyifli metinler seçtim. Bu metinleri drama yoluyla, doğaçlama üzerine konuşma ve tartışma programı hazırladım. Çocuklar da oyun ve drama yaptıklarını düşündüler ve çok keyif aldılar.
"BU YAŞ GRUBU BİR İLK"
Gözlemleriniz neler, işe yaradı mı sizce?
Çalışma bittiğinde şunu ölçümledik; yaratıcı drama öğrenciler hem sosyalleştiriyor hem de onların iletişim becerilerini geliştiriyor. Kendilerini daha iyi ifade ettikleri için çok rahat arkadaş olabiliyorlar. Önceden çok sıkıntı yaşıyorken şimdi okuduklarından keyif alıp anlayabildikleri ortaya çıktı.
Buradaki eğitimlerin farkı ne?
Özel eğitimde dramayı yıllardır yapıyorum. Burada ki fark şu; 25-40 yaş bireyleri kapsayan bir çalışma yürütüyoruz. Türkiye’de yaygın olan şey ergen yaşlardaki bireylere yönelik drama eğitimi. Biz bu yaş ortalamasını yükselttik. Bu anlamda bir ilki gerçekleştiriyoruz diyebilirim.
Neden ilk dediniz? Ergen yaştakileri eğitmek ya da onlara yön vermek daha mı kolay?
Drama grupları genelde 7-9, 9-11 ya da 15-17 gibi yaş gruplarından oluşuyor. En fazla 18’dir. 20’li yaşlardan sonraki bireyler topluma uyum sağlarlar ama bizim çocuklarımız için aynı şey geçerli değil, topluma uyum sağlamaları için bile ayrı bir program gerekiyor. Doğal olarak bu çalışmada da her çocuğun özelliği bu çalışmayı belirliyor. Yani eğer birinin denge problemi varsa, biz denge oyunları ile çalışmaya başlıyoruz. Onlar oyun oynadıklarını zannediyor ama aslında biz o oyunla çocuğun dengesini geliştirmiş oluyoruz.
Bu çalışmalarla beraber engelli bireylerin sosyal gelişimi hızlanacak sanırım.
Drama sadece bireylerin daha hızlı sosyalleşmesine yardımcı olmuyor, onların topluma uyum sağlamasını kolaylaştırıyor. İleride bu grupla farklı şeyler çalışacağız. Kendini ifade etme olacak ama daha çok 25-40 yaş arasındaki bireylerin kendilerini ifade etme gibi bir şey olacak. Ya da arkadaşlık sorunu yaşayan çocuklarımızın iletişimi sürdürememe gibi sorunları var. Arkadaşlık kurmayı çalışacağız.
“DAVRANIŞLARI DEĞİŞTİ”
Diğer eğitmenlerle görüştünüz mü, gelişme sağlamışlar mı?
Şu an beşinci haftadayız. Drama dersi dışında ritim dersi alıyorlar. Önceden sadece “merhaba” “nasılsın” derlerdi. Şimdi ise diyalog geliştiriyorlar, göz teması kuruyorlar.
Davranışlarında bir değişiklik oluyor mu? Belirli bir role de bürünüyorlar aslında burada?
Dramanın etkileri çok fazla çünkü çocuklar ciddi anlamda kendilerini başarısız ve toplumdan kopuk hissediyorlar. Drama onların motivasyonlarını arttırıyor. İçsel olarak iyi bir şey yaptıklarını hissediyor çocuklar. Ve gerçekten “mış” gibi her şeyi yapabiliyorlar. Gerçek hayatta böyle bir şansları yok. Gelecek derste şunu kurgulayabilirim; “Bir gazeteye gidiyoruz” deyip çocukları gazeteci ilan edebilirim. Hem o mesleği tanımış olacaklar hem de gazeteci gibi davranabilecekler.
Bu şekilde gerçek hayatla bir bağ kurabilecekler mi?
Gazeteden bir haber geliyor ve gazeteci oluyorlar. Mesela hayvan haklarıyla ilgili bir sıkıntı var haber yapacağız. Gazeteci olarak yardımınız isteniyor. Aslında bir rolün içinde görev vermiş oluyoruz. Tekrar başlıyoruz “hayvan hakları ne olabilir”, “hayvanlara ne gibi zarar gelebilir”, “kimler zarar verebilir”, “kimler koruyabilir”. Bu sefer bir rolde yapacakları araştırma konuları değişiyor. En sonunda da belki bir gün hayvan barınağını ziyaret edebiliriz. Kandırmaca değil, gerçek hayatla birebir çözüm üretebilecekleri bir şey kurgulamış oluyoruz.
YENİ KATILIMCILARI BEKLİYORLAR
Derslerin sonunda bir gösteri yapmayı planlıyor musunuz?
Dramanın hedefi oyun çıkartmak değil. Çünkü drama yaratıcılıkla ilgili bir süreç. Bu süreç içerisinde bireylerde değişim yaşanıyor, bu bizim için de geçerli. Biz de drama eğitimi alırken değişiyoruz. Gösteri bir sonuç. Aslında benim çok tercih edeceğim bir şey değil. Genellikle kolejler tercih ediyor bunu ve çocukların gösteriye çıkmasını istiyor. Buradaki çocuklar da isterse gösteri yaparız, eğer böyle bir ihtiyaçları varsa. Şu an böyle bir hedefimiz yok.
Peki, ne kadar sürecek buradaki eğitim?
Biz devam edene kadar sürecek. Özel eğitim yavaş yavaş ilerleyen bir şey. Zaman geçtikçe ve bizim programlarımız çocuklarımızın durumuna göre değiştikçe daha fazla girişken olacaklar.
Gruba katılmak isteyenler olabilir. Yeni arkadaşlara açık mısınız?
Evet, özellikle bunun duyulmasını çok istiyoruz. Ben 7 yıldır özel eğitim ve drama yapıyorum Ama çalıştığım merkezlerde hem öğrencilerle hem de o öğrencilerin aileleriyle çalışıyorum. 7-9 yaş arası hafif düzeyde zihinsel yetersizliği olan çocukların özel öğretmenleriyle görüşeceğiz, çocukların durumlarını tespit edeceğiz. Çocuklara uygun program yapıp devam edeceğiz. Aslında çoğu ülkede olmayan bir şey.