Er mektubu görülmüştür!

Kadıköy’de bir araya gelen Balyoz davasından tutsak olan beş albayın eşleri, ‘’Sesimizi bir türlü duyuramıyorduk Yılmaz Özdil bizi köşesine taşıdı, bize destek oldu.

06 Mart 2014 - 12:24

Gül SÖKMEN
Maltepe Cezaevinde Balyoz davasından tutuklu olan beş albayın kendilerine gelen mektuplardan derlediği “Er Mektubu Görülmüştür” adlı kitabın tanıtımı, söyleşi ve imza günü 1 Mart Cumartesi günü Caddebostan Kültür Merkezi’nde (CKM) yapıldı.
Hürriyet Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil’in başlattığı , bir anlamda Balyoz hükümlülerinin sesi olan “Er Mektubu Görülmüştür” kitabının etkinliğinde CKM’de izdiham yaşandı. Büyük salona izleyiciler sığmazken, imzalar da yaklaşık 4 saat sürdü.
Gazeteci Yazgülü Aldoğan’ın moderatörlüğünü yaptığı söyleşiye kitabı derleyen Hava Kurmay Albay İsmet Çınkı’nın eşi Nil Çınkı, Deniz Kurmay Albay Ender Kahya’nın eşi Zeynep Kahya, Deniz Kurmay Albay Cem Okyay’ın eşi Çiğdem Okyay, Deniz Kurmay Albay Yavuz Uras’ın eşi Tuğba Uras ve Deniz Kurmay Albay Erdinç Altuner’in annesi Nurperi Altunel ve oğlu Atahan, Balyoz davası avukatlarından Hasan Fehmi Demir ve gazeteci-yazar Orhan Karaveli katıldı. Mektuplaşmaların kitaplaşmasına önayak olan Yılmaz Özdil, kitabın gelirinin bağışlandığı Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Aysel Çelikel ve sanatçı Altan Gördüm de izleyiciler arasındaydı.
Program, beş albayın tanıtıldığı kısa bir film gösterimiyle başladı. Tutuklu albaylar, filmden salona hitap edercesine “susmak bize yakışmazdı” diyordu. Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, duygu dolu açış konuşmasında “Ülkemiz çeşitli hapishanelerde tutsak bulunan özgürlük savaşçıları için buradayız. Tepkilerimizi dile getirmek, onurumuzu, dik duruşumuzu göstermek için bir araya geldik. Karmaşık iç - dış olaylar yaşıyoruz. Özel Yetkili Mahkemelerin düzmece iddianamelerle, kumpaslarla yurtseverlerimiz hüküm giydi. Bugün aynı hükümet gerçek suçluların serbest bırakılmasını sağladı. Hukukun çöktüğü yerde, bizler belki özgürce geziyoruz ama bizler de tutsağız, beynimizle, ruhumuzla tutsağız. İçerdeki yurtseverler Atatürkçü olduğu için içeride tutuluyor.”dedi. Öztürk, geçen hafta sonu serbest bırakılan bakan çocukları, Reza Zarrab ve tapeleri kastederek, “Bu hukuksuzluğun karşısında neden meydanlarda değiliz, neden 81 ilin meydanlarında teneke çalmıyoruz. Ülke kötü günlere gidiyor, neden gücümüzü göstermiyoruz” ifadesini kullandı. 20 yıl onur, haysiyet ve gururla yaptığı görevini bir ay sonra bırakacağını da vurgulayan Öztürk, “Bütün yurtsever tutsakları ziyarete giden tek belediye başkanı bendim, yalnız bir tek Maltepe Cezaevine gitmedim. Görevim sona ermeden Belediye Başkanı sıfatı ile oradaki yurtsever tutsakları da ziyaret edeceğim” dedi. Büyük alkış alan Öztürk, bir de hatırlatma yaparak, “Her yıl 14 Şubat Sevgililer Günü’nde sevdiklerimize kart atıyoruz. Bu gün bu kartları Maltepe’deki tutsak subaylarımız için atacağız” dedi. İlk söz anneye, Deniz Kurmay Albay Erdinç Altuner’in annesi Nurperi Altuner‘e verildi. Altuner, oğlunun orada şerefiyle yattığını söyledi. Oğlu 9 yaşındaki Atahan da babasının suçsuz olduğunu vurgulayarak, “Babamın şerefiyle hapiste yattığını biliyorum, şerefiyle çıkıp geleceğini bildiğim gibi” dedi. Küçük Atahan’ın bu sözleri salondaki herkesi duygulandırdı. Deniz Kurmay Albay Ender Kahya’nın eşi Zeynep Kahya, “Balyoz her subay evine düştü, ama bizim eve iki kere düştü, hem eşim hem ağabeyim 16 yıl ceza aldı. 9 Ekim koca bir kara lekedir. Çünkü Yargıtay umudumuzdu, 9 Ekim’de o umudumuz da bitti” dedi. Tuğba Uras da “Ülkemiz çok zor günler yaşıyor, geleceğimiz zorda. Ama gerçek Müslümanlar bilir, bu çok büyük bir sözdür ve ben onları Allah’a havale ediyorum. Allah gereğini yapacaktır”yorumunu yaptı. Avukat Hasan Fehmi Demir ise şunları söyledi; “Özünde Silivri davaları dediğimiz bu davalar, emperyalizmin kurgusudur. Emperyalizm kurgusunda onlar zindanlarda özgürlük savaşçısı olarak yatıyorlar ve er geç özgürlüklerine kavuşacaklar. Hükümet çaresizlik içinde anlamsızlıklar yarattı. Demokratik cumhuriyetin özü, örgütlenmek ve savaşmaktır.
Bizim gücümüz de umudumuzda dimdik ayaktadır. Paralel devlet yoktur, paralel devlet hükümetin ta kendisidir. Hırsızlar dışarıdayken, yurtsever subaylar, aydınlar, gazeteciler, rektörler içerde. Yeniden yargılama falan değil, bu aydın insanlar bir dakikada dışarı çıkmalıdır”. Son olarak gazeteci yazar Orhan Karaveli konuştu. Konuşmasını ayakta yapan Karaveli, Kadıköylüler ve Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’ü överek , “Bu salonda öyle bir elektrik var ki gelecek için bu elektrik bize umut veriyor” dedi. Sabiha Gökçen’in manevi oğlu olduğunu da sözlerine ekleyen Karavel, “Ben Atatürk, ama gerçek bir Atatürk çocuğuyum. Kurtuluş Savaşı olmasaydı, ne Kadıköy olurdu, ne bu salon ne sizler… Atatürk ne demişti Çanakkale Savaşı’nda ‘Biz bir dakika uyursak millet ebediyen uyur’ Şimdi uyumamanın, uyandırmanın zamandır, cezaevindeki tüm yurtseverlere selam olsun” diye konuştu. Etkinlik gazeteciler Yılmaz Özdil, Yazgülü Aldoğan, sanatçı Altan Gördüm ve ailelerin ‘Er Mektubu Görülmüştür’ kitabını imzalamasıyla son buldu. İmza kuyruğu saatlerce sürdü.
 
Etiketler; balyoz davası

ARŞİV