"Eşitsizlik ve ayrımcılık öldürdü"

Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın ve çocuklara karşı şiddetin önlenmesi alanlarında çalışan sivil toplum kuruluşları, toplumun kırılgan kesimlerinin depremden nasıl etkilendiklerini dair raporlar hazırladı

04 Nisan 2023 - 14:06

6 Şubat afetini, toplumsal cinsiyet eşitliği gözlüğü ile anlamaya ve anlatmaya çabalayan EŞİK-Eşitlik İçin Kadın Platformu, bir rapor hazırladı. “6 Şubat 2023 Depremleri/Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bakış Açısından Geleceğe Notlar” başlığını taşıyan raporda, EŞİK gönüllüleri Özgül Kapdan ve Gökçeçiçek Ayata, EŞİK Afet Gözlem Çalışma Grubu ve Özlem Altıok, Serpil Salaçin, Sevinç Ünal, Selen Lermioğlu, Hülya Gülbahar ve Sevgi Uçan Çubukçu’nun katkıları bulunuyor.

Afetlerin toplumsal, siyasal ve sistemsel bir mesele olduğunu savunan EŞİK, raporda şu tespitlere yer verdi:“6 Şubat depremleri topluma bir kez daha ayna tuttu. Doğa, görebilen gözlere bir kez daha insan eliyle yapılanların ve yapılmayanların depremi nasıl afete dönüştürdüğünü gösterdi. 1999 Marmara depreminde ‘deprem değil, binalar öldürür’ en çok tekrarlanan cümlelerdendi. 6 Şubat depremlerinin ardından, buna ek, daha can yakıcı cümleler kurmak zorunda kaldık; deprem değil; ayrımcılık, bilime kulak asmamak, rant, liyakatsizlik öldürür… 6284 sayılı Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Kanunu’na afet koşullarında, kadına karşı şiddet artmışken daha çok ihtiyacımız var. 6284’ün etkin uygulanmamasının kaç kadının canına mal olduğunu bilen, dayanışmaya koşan her kesimden kadınlar olarak ayrımcılığın nasıl öldürücü olabildiğini biliyorduk, bir kez daha gördük. Ana dillerinde konuşurlarsa enkazdan kurtarılmayacaklarını düşünerek ses çıkarmayanlar, enkaz altında günlerce kurtarılmayı beklerken ses vere vere can verenler, bu ülkeye ve dünyaya herkesin ama herkesin duyması gereken ‘sesler’ bıraktılar...” 

Raporda,  yapılması gerekenler şöyle sıralandı:

  • Afetzede kadınlara özel olarak acil telefon hattı kurulsun. 

  • Tahliye edilen sığınakların ve Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri’nin (ŞÖNİM) yerine depreme dayanıklı yeni sığınaklar ve ŞÖNİM’ler açılsın. 

  • Bağımsız kadın örgütleri danışmanlık ve psiko-sosyal destek sürecine dahil edilsin, çadır ve konteyner kentlerde ve KYK yurtlarında çalışma yapmalarına izin verilsin.

  • Geçici barınma merkezlerinde kadınların güvenliği için gerekli aydınlatma, tacize karşı güvenli banyo-tuvalet sağlansın. 

  • Geçici barınma alanlarında bağımsız çocuk koruma örgütlenmelerinin çalışma yapmasının önü açılsın, çocukların iyileşme süreci için gerekli alan ve malzeme sağlansın. 

  • Çocukların yaş ve eğitim durumlarına göre telafi eğitimleri alması sağlansın. 

  • Kadınların hijyen ürünleri ile ilgili ihtiyaçları AFAD tarafından ücretsiz sağlansın.

  • Hamile ve emzikli kadınların sağlık hizmetlerine mümkün olduğunca bulundukları yerde ve ücretsiz erişimi sağlansın. 

  • Düzenli sağlık taraması yapılsın ve cinsel sağlık ve doğurganlık hakları ile ilgili bilgilendirme eğitimleri almaları sağlansın. 

  • Kadınların özel ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için, 18 yaşını doldurmuş tüm kadınlara, hane başına sağlanan nakit destekten ayrı olarak, kişisel hesaplarına gönderilmek üzere nakit destek sağlansın. 

  • Kadınların gelir getirici üretim yapabilecekleri kooperatif kurmaları desteklensin.

  • Hayatta kalan engelliler, deprem nedeniyle engelli duruma gelenler ve bakıma muhtaç hasta ve yaşlılar için bakım merkezleri açılsın, kadınlar istihdama yönlendirilsin. 

  • Geçici yerleşimlerde kadınların sosyalleşebilecekleri alanlar oluşturulsun. 

  • Kırsal alanlarda hayvanlarını kaybeden kadınların kayıpları karşılansın, yem ve tarımsal üretim için gerekli ihtiyaçları giderilsin. 

  • Göç alan şehirlerde ev kiraları makul düzeye getirilerek sabitlensin ve tek yaşayan kadınlara, Suriyeli mültecilere ve LGBTİ+’lara konut kiralamayan mülk sahiplerine barınma hakkını ihlal ettikleri için yaptırım uygulansın. 

  • Çocuklu veya çocuksuz yalnız kadınlara çocuklarıyla birlikte belediye lojmanlarında ücretsiz barınma sağlansın. 

  • Ayrımcılık nedeniyle desteklere erişemeyen Suriyeli kadınların ve çocukların anadilde destek alabilecekleri düzenlemeler yapılsın.

KIRILGAN GRUPLAR İÇİN ÖNERİLER

Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği de “Afet Sonrası Cinsel/Cinselleştirilmiş Şiddet Riskleri ve Destek Hizmetlerine Dair Bilgi Notu” yayınladı. Doğal afetler sonrasında toplumsal cinsiyet temelli şiddet, insan ticareti ve cinsel şiddet vakaları yükselme eğiliminde olduğu vurgulanan açıklamada, “Ancak, deprem sonrasında şiddet vakalarına ilişkin süreçlere dair karar alma mekanizmalarında toplumsal cinsiyet odaklı hiçbir sivil toplum kuruluşuna yer verilmedi. Afet sonrasında bölgede yeterli güvenliğin sağlanamaması sebebiyle cinsel şiddete maruz bırakılan kişilerin akıbetleri bilinemiyor.” yorumu yapıldı. 

Açıklamada, şu önerilerde bulunuldu:

  • Cinsel şiddetin önüne geçmek için yerleşim alanına dair güvenlik önlemlerinin artırılması ile ilgili risk haritalaması yapılmalı.

  • İnsani yardım hizmeti sağlayan kurumlar “Davranış kuralları” belirlemeli, bu kurallar kapsamında personel, cinsel sömürü ve istismara karşı ‘sıfır hoşgörü’ politikalarına hakim olmalı ve bu kuralları ödün vermeden uygulamalı.

  • Kadınların, mültecilerin, yaşlıların, engellilerin, LGBTİ+’ların, çocukların, hak ihlallerine karşı başvuru yapabilecekleri bir acil önlem çadırı kurulmalı. 

  • Dijital okuryazarlığın artırılması için merkezi ve yerel otoriteler tarafından kadınlar, mülteciler, engelliler, yaşlılar, çocuklar ve LGBTİ+’lar için ücretsiz eğitimler açılmalı, akıllı telefon ve tabletler gibi teknolojik aygıtlar dağıtılmalı. 

  • Acilen Tecavüz Kriz Merkezleri açılmalı. PreP ilaçları ücretsiz olarak cinsel saldırı ve tecavüz sonrası sağlık kurumları tarafından verilmeli.

  • Bölgeye acilen doğum kontrol hapları ve cinsel sağlık ürünleri gönderilmeli.

  • Engelliler için özel uygulamalar yapılmalı, kurumlara ulaşım engelli erişimine uygun olmalı, işaret dili çevirisine gereksinim duyanlar için bu hizmet verilmeli.


ARŞİV