Kadıköy Belediyesi, Göztepe’deki Demokrasi Parkı’nın adını 1990 yılında katledilen gazeteci Çetin Emeç anısına Çetin Emeç ve Demokrasi Parkı olarak değiştirdi.
Erhan DEMİRTAŞ
Kadıköy Belediyesi tarafından 2014 yılında açılan Demokrasi Parkı’nın adı Çetin Emeç ve Demokrasi Parkı olarak değiştirildi. Göztepe’de bulunan ve içinde Çocuk Koruyucu Ruh Sağlığı Merkezi’nin de bulunduğu parkın tabela değişikliği 8 Mart Salı günü düzenlenen etkinlikle gerçekleştirildi. Açılışa Çetin Emeç’in eşi Bilge Emeç, oğlu Mehmet Emeç, kızı Mehveş Emeç, Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu ve Kadıköylüler katıldı.
“BABAMA TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Açılışta konuşan Çetin Emeç’in oğlu Mehmet Emeç, konuşmasına kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayarak başladı. Kadına yönelik şiddetin son bulmasını istediğini ifade eden Emeç, “Bugün çok güzel ve anlamlı bir gün. Demokrasi Parkı’nın babamın adıyla birleştirilmesinden büyük mutluluk duyuyorum. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu başta olmak üzere emeği geçen herkese şahsım ve ailem adına şükranlarımı sunuyorum. İdeallerimi gerçekleştirmem için kılavuz edindiğim Atatürk’ün ilkelerini bana öğreten babama teşekkür ediyorum, saldırıda hayatını kaybeden Sinan Ercan ağabeyimi de rahmetle anıyorum” dedi.
“KARANLIĞA HAPSOLMAYACAĞIZ”
Mehmet Emeç’ten sonra söz alan Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu da kadınların her koşulda ve her alanda kendilerini temsil etmeleri gerektiğini belirterek konuşmasına başladı. Ülke olarak zor günlerden geçtiğimizi dile getiren Nuhoğlu, “Ülkemizde her gün onlarca güvenlik görevlimiz şehit oluyor. Ege Denizi ise bir katliam denizine dönüştü. Artık 25 ya da 30 kişi öldüğünde bu durum haber dahi olmuyor. Bugün üst düzey yetkililer bile Anayasa’ya uymayacağını söylüyor.” dedi. “Doksanlı yıllarda demokrasiyi savunan aydınlarımızı şehit verdik” diyen Nuhoğlu, “Tüm zorluklara karşı ülkemizin aydınlık yarınlara kavuşacağını söyleyebilirim. Binlerce yıllık kültür ve birikime sahibiz. Zor günler geçiriyoruz ama önümüz aydınlık, hiçbir zaman karanlığa ve kasvete hapsolmayacağız. Çetin Emeç başta olmak üzere tüm demokrasi şehitlerimizi tekrar anıyorum” diye konuştu.
Konuşmaların ardından etkinliğe katılan tüm kadınlara 8 Mart Dünya Kadınlar günü nedeniyle menekşe dağıtıldı
"KOCA BİR AİLEM OLDU"
Babası öldürüldüğünde 19 yaşında olan Mehmet Emeç ile 26 yıl önce ve şimdi neler hissettiğini konuştuk. Emeç, “Ben inancımı koruyorum. Eğer inancımı kaybedersem babamı öldürenler beni de öldürmüş olacak” diyor.
Babanızın ölümü üzerinden 26 yıl geçti neler hissediyorsunuz?
Babam öldürüldüğünde 19 yaşındaydım. Gençlik dönemimi ne yazık ki babam olmadan geçirdim. Her yıl farklı hisler içinde bulunuyorum. Önce bir isyan oluyor. Sonra bir sinir harbi yaşıyorsunuz. Sonra da faali meçhul cinayete kurban gitmiş kişilerin aileleriyle bir paralellik kuruyorsunuz. Tümüne baktığınız zaman bütün bu yaşadıklarımı hayatın bir parçası olarak içime sindiriyorum. Bu ya ruhsal bir çöküntüye ya da kabullenmeye yol açıyor. Ben işin neresindeyim bundan çok emin değilim. Babam öldürüldü ama babamı sevenler, onun ismini yaşatmak isteyenler benim ailem oldu.
Çetin Emeç’ten sonra Uğur Mumcu ve Hrant Dink gibi gazetecililer de öldürüldü. Bu cinayetler de tam olarak aydınlatılmadı. Bu olumsuzluklar adalete olan güveninizi zedeledi mi?
Rahmetli Uğur Mumcu’nun ailesi ile de sürekli bu konuları görüşüyoruz. Bu dosyalarda o kadar benzerlik ve ihmal var ki. Düşünsenize babam öldürüldükten sonra bile annem ve ablam tehditler almaya devam etti. Bütün bu haksızlıklar ve adaletsizlik sizi bir yol ayrımına götürüyor. Yapacağınız bir şey yoksa elinizden bir şey yapmak gelmiyorsa Allah’a sığınıyorsunuz. Ben hiçbir zaman hayıflanıp dövünmedim. İnancımı her zaman korudum. Ama yapılan haksızlıkları da unutmadım. Demokrasiye hala inancım var. Bu sebeple bugün buradayım. Ben babamın kanlı canlı ailemizin yanında olmasını isterdim. Benim bir aylık çocuğum var, ne yazık ki dedesini tanıyamadan büyüyecek. Ben inancımı koruyorum. Eğer inancımı kaybedersem babamı öldürenler beni de öldürmüş olacak.
Çetin Emeç’in adının bir parkta yaşatılacak olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu çok güzel bir hizmet. 26 yıl sonra ya da 10 yıl önce olması bu işin önemini azaltmıyor. Burada ayrıca Çocuk Koruyucu Ruh Sağlığı Merkezi var. Burayı da gezme fırsatı buldum. Psikolojik rahatsızlıkları olan çocuklar burada tedavi ediliyor. Özellikle çocukların babamın adı ile tanışması, onun adının verildiği parkta koşup oynamaları çok sevindirici. Yani babamın adı doğa ve çocuklar ile beraber yaşayacak. Tematik parklar yapıyorum, bu sebeple bu proje benim için ayrı bir öneme sahip.
ÇETİN EMEÇ KİMDİR?
1935 yılında hayata gelen Çetin Emeç, Galatasaray Lisesi’nin ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Gazeteciliğe 1952’de babası Ragıp Emeç’in Son Posta gazetesinde başladı. 1972’ye kadar Hayat ve Ses dergilerinde yazı işleri müdürlüğü yaptı. 1972 yılında Hürriyet Gazetesi genel yayın müdürlüğü görevini üstlenen Emeç, 1984 yılında ise genel yayın yönetmeni olarak Milliyet’e geçti. 1986 yılında ise tekrar genel koordinatör olarak Hürriyet gazetesine döndü. 7 Mart 1990’da işine gitmek üzere Suadiye’deki evinden çıktığı sırada şoförü Sinan Ercan ile birlikte öldürüldü. Çetin Emeç aynı zamanda Gazeteciler Cemiyeti, Uluslararası Basın Enstitüsü ve Uluslararası Gazetecilik Basın Enstitüleri Federasyonu üyesiydi. Çetin Emeç’i öldüren kişinin yazar Turan Dursun’u da öldüren İslami Hareket yöneticisi İrfan Çağrıcı olduğu tespit edilmişti. Çağrıcı ve dört arkadaşı ağırlaştırılmış müebbetten, çeşitli hapis cezalarına mahkûm edilmişti.