Evde işler nasıl gidiyor?

Korona virüsü çoğu kişinin çalışma rutinini etkiledi, evler iş yerlerine dönüştü. Normalleşme süreci kapsamında birçok insan iş yerlerine geri döndü fakat bir kısım hala evden çalışmaya devam ediyor

20 Ağustos 2020 - 02:10

HABER: Simge KANSU/ Görkem DURUSOY

Korona virüsünün hayatımıza girmesiyle beraber yaşantımızda büyük değişiklikler oldu. Virüsten korunmak için en önemli silahın sosyal mesafe olduğu pandemi sürecinde, iş yerleri ve ofis ortamları uzunca bir süre boş kaldı. Çoğu işyeri en sağlıklı seçeneğe yönelerek, korona virüsü salgınının yayılmasına engel olmak amacıyla evden çalışma sistemine geçti. Bu çalışma eğiliminin, doğal ve mecburi yollarla yükselişe geçtiği şu günlerde evler işyerlerine dönüştü. Kimi iş yerleri standart çalışma sistemine geri dönüş yapsa da, hâlâ evden çalışan ve rutin çalışma düzenine dönemeyen birçok insan var. Biz de Gazete Kadıköy olarak, evden çalışma düzenini sürdürenlerle konuştuk.

“SICAK TEMASIN ÖNEMİNE İNANIYORUM”

Reklam yazarı olarak çalışan Özgür Güven, korona virüsünün hayatımıza etki etmeye başlamasıyla beraber evden çalışma sistemine geçtiklerini dile getiriyor. Yaklaşık altı aydır evden çalıştıklarını söyleyen Güven, “Ofisten yaptığımız her işi teknik olarak evden yapabiliyoruz. Ama bir mesai arkadaşımızı ‘Çay demlenmiş’ diye dürtemiyoruz. Ya da masasında çalışmaya dalmış bir arkadaşımıza ‘Gel yarım saat dışarı çıkıp hava alalım’ diyemiyoruz. Aklına iyi bir fikir gelmesinin heyecanıyla ofiste volta atamıyor ya da ofiste servis edilen akşam simidini herkesten önce kapmak için pusuya yatamıyorsun. Anlayacağınız ajansımızın üstün gayreti ve eksiksiz duyarlılığı sayesinde tüm işlerimizi evden yapabilsek de ben şahsen insanlık kavramına çok önem veriyorum. Çünkü insan seviyorum ve sıcak temasın önemine inanıyorum.” diyor.

“ÇOK BOYUTLU BİR ÇÖZÜME İHTİYAÇ VAR”

İnsanların çabuk adapte olabilme yeteneğine işaret ederek evden çalışmaya alıştıklarını söyleyen Özgür Güven, bunun kişiden kişiye değişebileceğini de belirtiyor:“Kimi bildiğim dostlarım evden devam etmekten yana tavır belirlerken, ben önlemler çerçevesinde ofise dönüşü olumlu görüyorum. Keza ajansımız da bu noktada çeşitli testler uyguluyor ve çalışan sağlığını riske atmadan gündemi yakından takip ediyor. Evin bir otoban kenarında araba kornalarına komşuluk ediyorsa başka, yemyeşil bir sitenin içinde ise başka düşünürsün. Evde anlaşamadığın bir insan varsa başka, tatlı bir kedin varsa başka düşünürsün. Devamlı ağlayan bir bebek, sürekli oyun isteyen bir çocuk, gürültü yapan komşu ya da onlarca değişken… Bu sebeplerden dolayı bence olaya kişisel olarak bakılmamalı. Önemli olan insan, doğa ve ekonomi odaklı optimum faydalı formülü üretebilmek. Gereksiz mesailerle boşuna tüketilmeyen elektriği hesaba katarak dünyamızın geleceğini, insanların işe gelmesiyle para kazanabilecek plaza kahvecisinin kasasını, çalışanların özel yaşam haklarını ve işveren ile müşterilerin varlığını koruyacak çok boyutlu bir çözüme ihtiyacımız var.”

“HEP YOĞUNDUK, YİNE YOĞUNUZ”

Çoğu insan evden çalışmanın kişiyi tembelliğe ittiğine inanıyor. “Tembelliğe eğilimi olmayan birini hiçbir şart tembelliğe itemez” diyen Özgür Güven, “Biz iletişimciler için çalışma saati kavramı biraz farklı. Bizim için bilgisayarların kapanması kolay fakat beynimizin kapanması imkânsız. Dolayısıyla hep yoğunduk, yine yoğunuz. Yoğun olmaktan mutluysan onun adı yoğunluk olmuyor zaten.” diyor.

“GÜVEN KAZANMAK ZORLAŞTI”

Satış Pazarlama Müdürü olan Selen Şimşek, yurt dışı uçuşlarının kapanmasıyla beraber evden çalışma sistemine geçtiklerini belirtti. Şimşek, “Müşterilerimizin geneli yabancı uyruklu olduğu için sık sık online gayrimenkul pazarlaması yapıyoruz. Bu sebeple evden çalışmaya alışmamız çok uzun sürmedi. Ofis ortamında yaptığım her işi evden yapabiliyorum. Normal süreçte de 7/24 telefona ve internete bağımlı bir şekilde iş yürüttüğüm için herhangi bir zorluk yaşamadım. Fakat müşterilerle birebir saha ortamında görüşmeyi, iş koşuşturmasını ve birebir proje satışlarını çok özledim. Bu süreçte müşteri memnuniyetini sağlamak ve güven kazanmak bir tık daha zorlaştı.” diyerek farklılığa işaret ediyor.

“HER ZAMAN OFİSİ TERCİH EDİYORUM”

Bir an önce ofis ortamına dönmek istediğini belirten Selen Şimşek, “Artık iş yoğunluğumun artmasını istiyorum. İnsan her türlü çalışma ortamına kolaylıkla adapte olabiliyor ancak ekip yönetimi, kriz yönetimi gibi konularda disiplinli olmak çok önemli. Bu nedenle her zaman ofis ortamını tercih ediyorum.” diyor ve şöyle devam ediyor: “Ne yazık ki büyük şehirlerde yaşadığımız için kendimizi yoğun bir temponun içinde buluyoruz ve farkında olmadan bu yoğun tempo tüm enerjimizi tüketebiliyor. Bazı insanların evden çalışma düzenine uyum sağlayamamasını normal karışlıyorum. Zaten psikolojik olarak hepimizi çok kötü etkileyen bir süreçti ve yorulmuştuk, dinlenmeye ihtiyacımız vardı.”


ARŞİV