Evde kalamayanlar: “Ayakkabı ya da telefon kılıfı ihtiyaç mı?”

Kimsenin sürecin bitmesini beklemediğini dile getiren kargo çalışanı, “Evlerdeyiz onun için ayakkabının ve telefon kılıfının bir ihtiyaç olarak alınmasını inanın ki anlamakta zorlanıyorum” diyor

06 Mayıs 2020 - 12:05

Dünyayı etkisi altına alan ve yaşamı durduran korona virüsü, ülkemizde de günlük yaşama zorunlu ara verilmesine neden oldu. Virüsün yayılmasını engellemek için bir dizi önlem alındı. Bu önlemler çerçevesinde okullar başta olmak üzere birçok iş yeri kapandı; 20 yaş altı ve 60 yaş üstü kişilerin sokağa çıkması yasaklandı.  “Evde Kal” çağrıları yapılarak insanların sosyal yaşamdan uzak durmaları istendi. Bu çağrıya kulak vermek istese de çalışmak zorunda olduğu için evde kalamayanlar da oldu. Geçtiğimiz haftalarda market çalışanı ile  inşaat işçisini konuk ettiğimiz sayfamızın bu haftaki konuğu ise  bir kargo çalışanı.

“ÇALIŞMA SAATLERİMİZ UZADI”

İşten çıkarılma durumu söz konusu olabileceği için çalıştığı şirketin ve kendi ismini saklı tuttuğumuz çalışan, Kadıköy'de faaliyet gösteren kargo şirketinde üç buçuk yıldır kargo alımında ve kesiminde çalıştığını söyleyerek başladığı konuşmasına şöyle devam etti; “Sabahları işe ya 8.30'da ya da 09.00'da geliriz ama çıkış saatimiz hiçbir zaman belli değildir. Akşamları işin ne zaman biterse o zaman çıkarsın. Yani saat 18.00'de de çıkabilirsin saat 20.00'de de. Ama korona virüsten sonra işten çıkış saatlerimiz uzadı. İşleri yetiştirebilmek için izinli olduğumuz pazar günü çalıştığım da ve saat 23.00'te işten çıktığım da oldu. Çünkü önceden günde iki araç gelirdi, 2 bin ya da 3 bin kargo çıkarılırdı şimdi ise günde dört araç  geliyor ve çıkardığımız kargo sayısı 5 ya da 6 bini buluyor.”

“MÜŞTERİ HER ZAMAN HAKLIDIR”

Küçük bir alanda 6 kişi çalıştıklarını ama akşam o alanda kurye işini yapan kişilerle birlikte sayılarının 12'yi bulduğunu dile getiren kargo çalışanı, “Aramızda  çocuklu ve hamile arkadaşımız da var. Çoğumuz farklı ilçelerden çalışmaya geliyoruz. Bir arkadaşımız Avcılar'dan bir arkadaşımız Sultanbeyli'den geliyor. Günde 5 bin tane kargoya elimiz değiyor. Bazen kendimizi işe o kadar kaptırıyoruz ki virüs aklımızdan çıkmış oluyor. Ama her şeye rağmen güvenliğimizi alıyoruz, maskemizi ve eldivenimizi takıyoruz. Kadıköy'de  ulaşılabilir bir noktada olduğumuz için elden de çok fazla kişi kargo teslim etmeye geliyor. Ama gelen kişilerin çoğu sosyal mesafe ile maske ve eldiven takma kuralına uymuyor. Bu kuralları hatırlattığımız zaman da ‘müşteri her zaman haklıdır’a çevriliyor durum.” diye konuştu. 

“VİRÜSE YAKALANMA KORKUSU VAR”

“Bu kadar mı alışveriş meraklısı bir toplum olduk inanın ki bilmiyorum” diyen kargo çalışanı anlatmaya şöyle devam ediyor; “Gerçekten çok gereksiz şeyler alınıyor. Eminim ki şu an ihtiyaç da yoktur. Kıyafet, telefon kılıfı, makyaj ürünleri, parfüm, ayakkabı, bilgisayar oyunları… gibi çok sayıda malzeme internet üzerinden sipariş ediliyor. Kimse sürecin bitmesini beklemiyor. Zaten evlerdeyiz örneğin ayakkabıya ihtiyacın olmayabilir. Telefon kılıfını inanın ki anlamakta zorlanıyorum. O kılıf ya da parfüm için bizler geç saatlere kadar çalışmak zorunda kalıyoruz. Evlerdesiniz ama bizler çalışmak zorunda olduğumuz için dışarıdayız. Kurye arkadaşlarımız bu ürünleri teslim etmek için kapı kapı geziyorlar. Bu arkadaşlarımız da virüse yakalanma endişesi taşıyor. Çünkü onların da bir ailesi var ve onlara  bulaştırma korkusu yaşıyorlar. Ayrıca telefon yoğunluğumuz oluyor. Sürekli olarak kargoların neden teslim edilmediği soruluyor. Firmalar ürünleri ertesi güne teslim diye satıyorlar. Ama bu süreçte yaşanan yoğunluktan kaynaklı teslim günleri 2 ya da 3 günü bulabiliyor. Bir de ürünü beğenmeyip iade edenler oluyor. ‘Dışarıya çıkamıyorum siz gelip alır mısınız?’ diyerek kurye talep ediyorlar. Bir an önce bu sürecin  bitmesini istiyoruz. Çünkü iş yoğunluğu ve insanların düşüncesiz yaklaşımı bizi çok yıpratıyor.”


 


ARŞİV