Fenerbahçe'de 'iletişim' ve 'harfler' konuşuldu

Fenerbahçe Mahallesi Gönüllü Evi’nin geçtiğimiz hafta iki önemli konuğu vardı. İletişim profesörü Günseli Malkoç “Aile İçi İletişim” semineri verirken Doç Dr Haluk Berkmen “Kadim Simgelerin...

27 Nisan 2011 - 11:19

Fenerbahçe Mahallesi Gönüllü Evi’nin geçtiğimiz hafta iki önemli konuğu vardı. İletişim profesörü Günseli Malkoç “Aile İçi İletişim” semineri verirken Doç Dr Haluk Berkmen “Kadim Simgelerin Harflere Dönüşümü”nü anlattı.

Fenerbahçe Mahallesi Gönüllü Evi’nin geçtiğimiz hafta ilk konuğu Nepal Fahri Konsolosu ve İletişim Prof. Günseli Malkoç’tu. Malkoç’un verdiği “Aile İçi İletişim” seminerine katılımcıların ilgisi yoğun oldu. Malkoç, seminerde iyi bir iletişim için her şeyden önce bireylerin kendilerinin dikkate alındıklarını, değerli ve yeterli göründüklerini, oldukları gibi kabul görüp yargılanmadan sevildiklerini hissetmelerinin gerekli olduğunu vurguladı. İletişimde konuşmaktan çok dinlemenin önemli olduğunu belirten Malkoç ‘etkin dinleme’ konusunda bilgi verdi. Günseli Malkoç iletişimde ‘ben’ dilinin nasıl kullanılacağını açıklarken toplumumuzda yaygın olarak kullanılan ‘sen’ dilinin aslında karşıya açık bir saldırı niteliği taşıdığını, karşımızdakinin kendisini savunmasına yol açarak iletişimi çıkmaza soktuğunu örneklerle anlattı.
Fenerbahçe Gönüllü Evi’nin 15 Nisan’daki konuğu ise Doç Dr. Haluk Berkmen idi. “Kadim Simgelerin Harflere Dönüşümü” başlıklı söyleşisinde Berkmen şunları anlattı:
“Simgeler toplumların kültüründen türeyerek şekle dönüşen ortak düşünce ürünleridir. Kadim kültürlerin simgelerinde açık-seçik bir şekilde belirgin olmayan imgeler, kavramlar ve kutsal inançlar bulunuyor. Simgeleri yorumlayabilmek için kadim kültürleri önyargısız anlamaya çalışmak ve o dönemin insanı gibi düşünmeyi başarmak gerekir.”
Sunu, günümüzden yaklaşık 30,000 yıl önce toplumların anaerkil olduklarına dair görsel kanıtlarla başladı. Ardından, kadim kültürlerde artı işaretinin ‘insanı’ ve dairenin ‘ruhsal bütünlüğü’ ifade ettiği yönünde çeşitli örnekler görüntülendi. Asya kökenli simgelerin dünyanın değişik bölgelerine nasıl yayıldıklarını izlemek, çözümlenmemiş Ön-Finike harfleri ile Orhon kitabelerindeki harflerin benzer yönlerini görmek, yazının Mezopotamya’dan önce Asya’nın kutsal simgelerinden başladığı görüşünü uyandırdı.
Kutsal simgelerin zaman içinde, önce hece işaretlerine ve sonraları harflere dönüştüklerini görmek, kültür tarihi açısından ilginç ve aydınlatıcı oldu.


ARŞİV