Üç fidan Kadıköy’de anıldı

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, idam edilişlerinin 46. yılında Kadıköy Belediyesi ile Deniz Gezmiş Bağımsızlık ve Özgürlük Vakfı’nın birlikte düzenlediği bir programla anıldı

09 Mayıs 2018 - 16:03

Caddebostan Kültür Merkezi 6 Mayıs akşamı özel bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Kadıköy Belediyesi ile Deniz Gezmiş Bağımsızlık ve Özgürlük Vakfı’nın birlikte düzenlediği etkinlikte üç fidan; Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan anıldı. Sunuculuğunu Levent Üzümcü’nün yaptığı etkinlik, Rutkay Aziz’in şiir dinletisiyle başladı. Nebil Özgentürk’ün hazırladığı “Denizlere Ağıt, Babalar ve Oğullar” adlı belgeselin gösteriminin ardından anma programı Sadık Gürbüz’ün verdiği konserle devam etti. Gecenin sonunda Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan başta olmak üzere döneme damgasını vuran 68 kuşağının anlatıldığı bir söyleşi de gerçekleşti. Deniz Gezmiş’in abisi Bora Gezmiş, kardeşi Hamdi Gezmiş, yoldaşı Hacı Tonak, Ressam Bedri Baykam ve 68’liler Birliği Vakfı Eski Dönem Yöneticisi Ali Işık konuşmacı olarak katıldığı söyleşide katılımcılar o dönemle ilgili siyasi gözlemlerini, anılarını ve üç fidanın bilinmeyen yönlerini izleyicilerle paylaştı.

“ÖLÜMSÜZLÜK BURADA”

Gecenin sunuculuğunu üstlenen Levent Üzümcü, Arkadaş Zekai Özger’in Aşkla Sana ve Ahmet Arif’in Hasretinden Prangalar Eskittim şiirini üç fidan için okudu. Programın başlangıcında konuşan Üzümcü, “Oğullarım sorarlardı küçükken ölümsüzlük diye bir şey var mı? İnsan ne zaman ölür diye? Bazılarınız bilirler ki bir insan sizin adınızı son kez andığında ölürsünüz. Onun için ölümsüzlük işte burada.  Benim için aynı dünyada bazı insanlarla nefes almış olmak çok önemli bir şeydi. Ben 6 Temmuz 1972 doğumluyum, yani Deniz’in ölümünden 2 ay sonra doğdum. Belki yetişemedim ama ne yaptım; gerçekten tam bağımsız bir Türkiye için onunla aynı dünyada yaşamamış olsam da onunla aynı ilkeleri paylaşıyor olmanın daha önemli olduğunu keşfettim.” dedi.

“HALKIN GÖZÜNDE AKLANDILAR”

Etkinlikte konuşan Deniz Gezmiş Bağımsızlık ve Özgürlük Vakfı Başkanvekili Murat Topçuoğlu, Denizler’in idamını “Türk hukuk tarihinin en büyük utançlarından, ayıplarından, yüzkaralarından hukuk eliyle işlenen en büyük cinayetlerinden biri” olarak tanımlarken, “Halkın gözünde aklandılar ve gönüllerinde taht kurdular. Deniz Gezmiş bilindiği gibi Mustafa Kemal’den ve Türkiye’nin bağımsızlığı fikrinden hiçbir zaman vazgeçmemiştir. Vakfımız da bunun bilincinde olarak onların anılarını yaşatmak üzere ve devrimci mücadeleye kattıkları değerleri gelecek kuşaklara anlatmak amacıyla faaliyetlerini sürdürmektedir.” dedi.

Deniz Gezmiş’in ölüme giderken en çok vurgu yaptığı şeyin bilim ve bilgi olduğunu söyleyen Topçuoğlu,  vakfın çıkış noktasının da bu olduğunu söyleyerek vakfın 2018-2019 eğitim öğretim yılından başlamak üzere hukuk, iktisat, sosyoloji ve sosyal bilimler alanlarında yüksek lisans eğitimi doktora dersi alan öğrencilere burs verme kararı aldığını dinleyicilerle paylaştı.

“DENİZ GİTTİ AMA SONUZLUĞA...”

Söyleşide konuşan 68’liler Birliği Vakfı Eski Dönem Yöneticisi Ali Işık 68 kuşağı için “Onlar emperyalizme faşizme ve gericiliğe karşı mücadele ettikleri için demokrasiden, insan haklarından ülkeleri için iyiden güzelden yana oldukları için katledildiler. Onlar şiirleriyle türküleriyle ve öyküleriyle destanlaşarak bize 68 ruhunu bıraktılar. Bugün hala mücadeleye katılabiliyorsak o zaman gerçek 68’liyiz” dedi.,

Söyleşinin konuklarından biri de ressam Bedri Baykam’dı. Baykam, Deniz Gezmiş’in yaşarken de bir efsane olduğunu söylerken bunu şöyle açıkladı: “Ben 14 yaşımda, Deniz henüz idam edilmemişken ilk siyasi desenlerimi Deniz Gezmiş ve yaşanan o olaylarla ilgili yaptım.  Deniz Gezmiş hepimiz için faşizmle mücadele eden demokrasiyi yok etmeye çalışan her unsurla canı pahasına mücadele eden bir önderdi. Bu sokaktaki gençler için de öyleydi, evdeki teyzeler için de. Deniz ve arkadaşlarının o gün yaptıkları önderlik, üç kuşağa ölümden korkmamayı, düşüncelerinin arkasında durmayı öğretti. Deniz gitti ama sonsuzluğa gitti.”

“ÜÇ TALEPLERİ VARDI"

Söyleşide konuşan Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının yoldaşı, 68 kuşağının devrimcilerinden Hacı Tonak, davadaki hukuk katliamına dikkat çekerek  “Denizler normal bir mahkemede yargılanmadı. Denizleri yargılayan adam generaldi ve birçok karanlık olaya karışmıştı. Orduda en sevilmeyen kişilerden biriydi. Denizler bir meydan muharebesinde eşitsiz bir savaşın yok edilmesi gereken tarafıydılar. Devletin bütün gücü üç gence karşıydı.” ifadelerini kullandı. Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in yalnızca Türkiye’nin bağımsızlığı için değil aynı zamanda sosyalizm için de mücadele ettiklerini söyleyen Tonak, “Onların en önemli üç talebi bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizmdir” diye konuştu.

“ARTIK YALNIZ DEĞİLİZ”

Deniz Gezmiş’in ağabeyi Bora Gezmiş ve kardeşi Hamdi Gezmiş de söyleşinin konuşmacıları arasındaydı. Ağabey Bora Gezmiş, “Ben artık yalnız olmadığımı hissediyorum. Sizlerle beraberiz ve bu beraberliğimiz umarım hep devam eder. Biz bu vakfı kurarken gelecek kuşaklara elimizden geldiği kadar yol gösterici olmayı düşündük. Deniz yalnız bizim kardeşimiz değil Deniz sizlerin de kardeşi. Yalnız Deniz’i değil Yusuf’u Hüseyin’i gezide kaybettiklerimizi ve tüm devrim şehitlerini de sizlere emanet ediyoruz. Yalnızca panellerde buluşmayalım. Vakıfı da devam ettirmek için fikirlerinize, katkılarınıza ihtiyacımız var. Ümidim hiç kesilmedi böyle devam ettiğimiz sürece biz kazanacağız.” dedi.

Kardeş Hamdi Gezmiş ise 68’in genel karakteristik özelliklerinin cesur, dürüst ve arkadaş canlısı olmaları gibi özellikleri olduğunu söylerken bir çoğunun savunmasını üstlenen Halit Çelenk’in onların çok saygılı insanlar olduğunu söylediğini anlattı.


ARŞİV