“Fikirtepe artık plansız, kimliksiz, belirsiz”

Fikirtepe’de 3. Etap imar planları yargı kararıyla iptal edildi. TMMOB Mimarlar Odası Anadolu 1.Büyükkent Bölge Temsilciliği Başkanı Saltuk Yüceer, Fikirtepe’deki dönüşüm sürecini “Kadıköy’ün ve Fikirtepelilerin kabusu” olarak nitelendirirken, yurttaşların hem devlete hem müteahhitlere karşı hak kaybına uğradığına vurgu yaptı

23 Mayıs 2025 - 10:22

Kadıköy’ün Fikirtepe ilçesi, 2000’li yılların başından bu yana Türkiye’nin en tartışmalı kentsel dönüşüm bölgelerinden biri olmaya devam ediyor. Defalarca planlanan, mahkemelerce iptal edilen, tekrar planlanan ve yine iptal edilen dönüşüm sürecine rağmen bölgede bugün hâlâ inşaatlar devam ediyor. Alınan son kararla, Fikirtepe Riskli Alanı’nın 3. Etabına ait 06.04.2021 onay tarihli 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planları için yargıdan önemli bir karar çıktı. Bu planların iptali istemiyle açılan davada, İstanbul 11. İdare Mahkemesi daha önce planların iptaline karar vermişti. Bu karara yapılan itiraz ise İstanbul Bölge İdare Mahkemesi tarafından reddedildi. Danıştay da Bölge İdare Mahkemesi’nin kararını hukuka uygun bularak bozmadı. Bu nihai karar, Fikirtepe’nin 3. Etabına ait mevcut imar planlarının artık yürürlükte olmadığı anlamına geliyor. TMMOB Mimarlar Odası Anadolu 1.Büyükkent Bölge Temsilciliği Başkanı Saltuk Yüceer, Fikirtepe’de yaşananları “Fikirtepelilerin ve Kadıköy’ün kabusu” olarak tanımladı.

“YÜKSEK İMAR HAKKI TANINDI”

Fikirtepe, 2007 yılında yapılan plan değişiklikleriyle “Kentsel Dönüşüm Alanı” ilan edilerek çok yüksek emsal değerleriyle imara açıldı. “İstanbul’un hemen hemen hiçbir yerinde verilmemiş kadar yüksek bir imar hakkı tanındı.” diyen Yüceer, bunun sonucunda müteahhit firmalarla anlaşan maliklerin evlerini yıktırdığını ve süper lüks gökdelen konutlar karşılığında daire sahibi olmayı beklediklerini belirtti. Ancak işler planlandığı gibi gitmedi. Arsa sahipleri, bir gece telefonlarına gelen mesajla arsalarının Hazine’ye devredildiğini öğrendi. Emlak Konut ile paylaşım oranlarını öğrenemeyen, tapularına el konan yurttaşlar hem firmalarla hem de devletle karşı karşıya kaldı. “İnşaatı bitmiş adalarda kendi arsalarına yapılan binalardan hak ettikleri daireleri dahi alamadılar.” diyen Yüceer, insanların bu süreçte tüm umutlarını kaybettiğini vurguladı.

2011 yılında yapılan 1/1000 ölçekli Fikirtepe Uygulama İmar Planı ve ardından gelen 2012 revizyonu, Mimarlar Odası’nın açtığı davalar sonucunda şehircilik ilkelerine aykırı bulunarak 2013 yılında iptal edildi. Gerekçe olarak ise, küçük ve büyük parsellere farklı yapılaşma hakkı verilmesi, donatı alanlarının belirsizliği ve blok mesafelerinin serbest bırakılması gösterildi. Yüceer süreci şöyle özetledi: “Kamu yararı, şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına aykırı bulunan bu planlar mahkeme tarafından iptal edildi ama sorunlar giderilmeden benzer planlar tekrar tekrar yapılmaya devam etti. İptal edilen planların ardından bölge 2013 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla ‘Riskli Alan’ ilan edildi. Ancak bu karar da 2018 yılında Danıştay tarafından yürütmesi durdurularak geçersiz kılındı. Bu kez alan ‘Rezerv Yapı Alanı’ olarak tanımlandı. Ne var ki, iptal edilen riskli alan kararına rağmen 2021 yılında tekrar 1., 2. ve 3. Etap olarak yeni planlar hazırlandı. İnanmakta güçlük çekiyoruz ama 2018’de iptal edilen bir riskli alan kararından sonra aynı bölge için 2021’de yeniden plan yapıldı. Bu planlar da Mimarlar Odası’nın açtığı davalarla iptal edildi.”

“SEVİNÇLERİ ŞAŞKINLIĞA DÖNÜŞTÜ”

Yüceer, “Fikirtepe’de bir kaos ortamı oluşacağı ilk günden belliydi. Bir gece telefonlarına gelen mesajla arsalarının Hazine’ye devredildiğini öğrenen, ayrıca Emlak Konut ile paylaşım oranlarını hiçbir şekilde öğrenemeyen, daha önce müteahhitlere verdikleri arsalarını geri alabileceklerine dair inançlarını kaybeden, inşaatı bitmiş adalarda kendi arsalarına yapılan binalardan hak ettikleri dairelerini dahi alamayan Fikirtepelilerin sevinçleri şaşkınlığa dönüştü. Bugün Fikirtepe’nin çoğu alanı planlardan yoksun, ancak buna rağmen inşaat faaliyetleri devam ediyor. Dün olduğu gibi şu anda da alanda uygulanabilecek hiçbir plan olmamasına rağmen inşaatlar durmaksızın devam ediyor. Fikirtepe plansız inşaatla adeta kimliksizleştirildi. 50 yılda ilmek ilmek örülmüş bir mahallenin beş yılda darmadağın edilmesi, yıllarca komşuluk etmiş insanların birbirine düşmesi, rantın ya da potansiyel rant algısının nelere kadir olduğunun bir göstergesidir.” diyerek sosyal dokunun da büyük zarar gördüğüne dikkat çekti.

“SÜREÇ ÇÖZÜMSÜZ”

Gelinen noktada geri dönüşün mümkün olmadığını belirten Yüceer, tapuların el değiştirmesi ve devletin sürece karışmaması nedeniyle çözüm umudunun kalmadığını savundu: “Bence süreç çözümsüz. İlk başta dairesini alanlar dışında kimsenin elinde tapu yok. Tapular müteahhitlere geçti, onlar da bankalara ipotek ettirdi. Devlet, ‘ben karışmam’ diyor. Vatandaş nasıl geri alacak soru işareti. Kalanın da yarısı Emlak Konut’un, vatandaşın elinde yüzde 25’lik pay var. Artık çok geç.”

Yüceer, bölgenin binlerce yıllık tarihsel kimliğinin de kentsel dönüşüm süreciyle yok edildiğini ifade ederek, “Çarpık kentleşme tarih öncesi Fikirtepe’yi unutturdu, kentsel dönüşüm ise yakın geçmişten kalan izleri sildi. 2000’li yılların başında ‘Kadıköy plansız kalmasın’ diye ‘Özel Proje Alanı’ ilan edilen bölge hem Fikirtepelilerin hem de Kadıköy’ün kabusu oldu.” dedi.


ARŞİV