Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi’nin (DİSK-AR) 2022’nin nisan, mayıs ve haziran aylarını kapsayan ‘İşsizlik ve İstihdam Görünümü Raporu (2022 2. Çeyrek)’ yayımlandı. DİSK-AR’ın TÜİK verilerinden hareketle hesapladığı Kayıtlı Tam Zamanlı İstihdam (KATİ) oranı yüzde 33,3 olarak gerçekleşti.
Bu hesaplamayla çalışma çağındaki 64,5 milyon kişinin sadece 21,4 milyonu kayıtlı ve tam zamanlı istihdam kapsamında çalıştığı ortaya çıktı. Çalışma çağındaki 31,9 milyon erkeğin 15,4 milyonu, çalışma çağındaki 32,6 milyon kadının ise sadece 5,9 milyonu kayıtlı ve tam zamanlı istidamda yer alıyor. Bu, her 100 kadından sadece 18’inin kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda olduğunu gösteriyor.
GENİŞ TANIMLI İŞSİZLİK YÜZDE 21,3
TÜİK’e göre mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsiz sayısı 3 milyon 654 bin. DİSK-AR tarafından hesaplanan geniş tanımlı işsiz sayısı ise 7 milyon 980 bin. Böylece TÜİK’in açıkladığı işsiz sayısı ile DİSK-AR’ın hesapladığı geniş tanımlı işsiz sayısı arasında 4 milyon 326 bin kişilik bir fark ortaya çıkmış oldu.
TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ SÜRÜYOR
TÜİK tarafından dar tanımlı kadın işsizliği 1 milyon 605 bin ve erkek işsizliği ise 2 milyon 49 bin olarak açıklanmıştı. DİSK-AR’ın hesaplamasına göre ise geniş tanımlı işsiz sayısı kadınlarda 3 milyon 827 bin, erkeklerde 4 milyon 128 bin olarak gerçekleşti. Rapora göre kadınlar, Covid-19 salgınının yarattığı işsizlikten erkeklerden daha fazla etkilenmeye devam ediyor.
Ayrıca raporda bu durum için şu değerlendirmede bulunuluyor: “Geniş tanımlı kadın işsizliğinin dar tanımlı kadın işsizliğine göre yüksek olmasının en önemli sebebi kadınlar arasında zamana bağlı eksik istihdam edilenler ile ümitsizler, iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar ve iş arayıp işbaşı yapamayacak olanları içeren potansiyel işgücünün yüksekliğidir.”
GENÇ KADIN İŞSİZLİĞİ YÜZDE 42,4
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de Covid-19 nedeniyle genç işsizliğinin oldukça yükseldiği kaydedildiği raporda, “TÜİK genç işsizliğini 2022 yılı 2. çeyreğinde yüzde 20,3 olarak açıkladı. Ancak TÜİK verileri genelde olduğu gibi gençlerde de gerçek durumu yansıtmaktan uzak” yorumunda bulunuldu.
DİSK-AR’ın yine TÜİK verilerinden yararlanarak hesapladığı 15-24 yaş arası genç nüfusta geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 32,5 olarak gerçekleşti. Böylece geniş tanımlı genç işsizliği dar tanımlı genç işsizliğinden 12,2 puan fazla olarak gerçekleşti.
Genç kadınlarda geniş tanımlı işsizlik ise daha yüksek oranda seyretmeye devam ediyor. 15-24 yaş arası erkeklerde dar tanımlı işsizlik yüzde 17,1 ve geniş tanımlı işsizlik yüzde 26,5 olarak hesaplanırken, genç kadınlarda ise dar tanımlı işsizlik yüzde 26,3 geniş tanımlı işsizlik yüzde 42,4 olarak hesaplandı.
“AİLEMİN YANINA GİTMEK ZORUNDA KALIYORUM”
İçinde bulunduğumuz ekonomik koşullarda DİSK-AR’ın işsizlik raporuyla ortaya koyduğu toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin kadınlar üzerindeki etkilerini araştırdık. Sosyoloji alanında yüksek lisans yapan Şilan Bingöl, geri ödemeli burs aldığını ve ailesinden gelen destekle yaşamını idame ettirmeye çalıştığını dile getiriyor.
Bingöl, “İstanbul’da yüksek lisansımı yaptığım halde, ev kiralarındaki artış sebebiyle sürekli burada ikamet edemiyorum. Dolayısıyla ailemin yaşadığı Muş’a gitmek zorunda kalıyorum. Bu sebeple yüksek lisans tezimi bir türlü yazamıyorum örneğin. Barınma sorunu hiçbir şekilde çözülmeyecek bir durumda kalıyor bu şartlarda” diyor.
Diğer yandan sosyal ihtiyaçlarını karşılayamadığını belirten Bingöl, “Bu beni daha asosyal bir haline getiriyor. Sadece var olabilmeye çalışıyorum” diyerek yaşadıklarını özetliyor. “Artık iş başvurusu yaparken o işin güvencesiz olup olmamasına veya çalışma saat ve koşullarına bakmıyorum bile” diyerek de sözlerini noktalıyor.
“GÜVENCESİZ İŞLERDE ÇALIŞMAYA İTİLİYORUZ”
21 yaşındaki üniversite öğrencisi Beyza Çapar ise yarı zamanlı bir işte çalıştığını belirterek, “Üniversite öğrencilerine verilen krediyle geçinmek ya da mezun olduktan sonra karşımıza çıkan borcu ödemek imkansız olduğu için birçok genç gibi çalışmak zorundayım” diyor.
İstanbul’da ailesinin yanında yaşadığını söyleyen Çapar, “Ailemle yaşadığım için kira ödemek gibi sorumluluklarım olmasa da eve katkı sağlamam gerekiyor. Haftanın 4 gününü çalışarak geçirdiğim bir ayın sonunda sosyal aktivitelere, temel ihtiyaçların tümüne ayıracak yeterli bütçeye sahip olamıyorum” diye konuşuyor.
“Ekonomik şartlar göz önüne alındığında çalışmadan, aile desteğiyle yaşayabilmek sadece bir hayal olabiliyor” diyen Çapar, sözlerinin devamında genç kadın işsizliğinin geldiği noktayı bir solukta anlatıyor: “Bu da bizleri güvencesiz işlerde çalışmaya itiyor. Motor kazalarında hayatını kaybeden, inşaatlarda yaralanan arkadaşlarımızın da tek niyetinin okul giderlerini, yemekhane masraflarını karşılamak ve insanca yaşamak olduğunu biliyoruz. Bu koşullara erişebilmek için güvence sorgulamaksızın emeğimizin karşılığını bile alamadığımız işlerde çalışmak istemiyoruz.”