Gençler hem kaygılı hem mutsuz

SOMDER’in yayınladığı gençlik araştırması raporuna göre katılımcılar “Türkiye’nin acil çözülmesi gereken en önemli üç sorununu” yüzde 20,3 ile ilk sırada ekonomi, yüzde 18,1 ile adalet, yüzde 15,7 ile eğitim olarak sıraladı

08 Aralık 2022 - 09:43

Sosyoloji Mezunları Derneği (SOMDER) tarafından hazırlanan “Farklı Toplumsal Kesimlerden Gençlerin Aktif Vatandaşlık Algıları ve Politikaya Katılım Mekanizmalarına Bakışı” araştırmasının sonuç raporu yayınlandı. Araştırma kapsamında İstanbul’daki 18-35 yaş grubunda olan çalışanlara, öğrencilere ve işsizlere sahada 49 soruluk anket uygulandı. Anket çalışması tamamlandıktan sonra moto-kuryeler, işsizler, öğrenciler, plaza çalışanları, özel sağlık kuruluşu çalışanları (doktorlar hariç), özel eğitim kurumu çalışanları,depo işçileri ve market-mağaza çalışanlarından oluşan toplam 12 odak grupla görüşmeler yapıldı.

EKONOMİ, ADALET, EĞİTİM…

Yöneylem Sosyal Araştırmalar Merkezi ile birlikte yapılan araştırmanın sonuçlarına göre,“Türkiye’nin acil çözülmesi gereken en önemli üç sorunu” yüzde 20,3 ile ilk sırada ekonomi yüzde 18,1 ile ikinci sırada adalet, yüzde 15,7 ile eğitim oldu. Katılımcıların yüzde 12,5’i yoksulluk, yüzde 12,4’ü işsizlik, yüzde 11,5’i sığınmacılar, yüzde 8,9’u ise sağlık ve diğer sorunları sıraladı. “Yaşam standardınızı ve beklentilerinizi düşündüğünüzde bir yıl öncesine göre durumunuz daha mı iyi oldu?” sorusuna cevap veren katılımcılar yüzde 82,4’i daha kötü oldu, yüzde 8,6’sı aynı kaldı cevabını verirken, daha iyi oldu diyenlerin oranı sadece yüzde 9,0 olarak ölçüldü.

Katılımcılara “Sizce durumunuz önümüzdeki yıl daha mı iyi olacak” diye soruldu. Katılımcıların yüzde 66,5’i “daha kötü olacak”, yüzde 13’ü aynı kalacak, yüzde 20,1 ise daha iyi olacak, yüzde 0,4 ise “cevap yok” dedi.

MOTO-KURYELER MUTSUZ

Katılımcılara aylık gelirleri sorulduğunda yüzde 11,9’u net bir rakam belirtemeyeceklerini, yüzde 2,9’u asgari ücret altında gelire sahip olduğunu, yüzde 63,7’si de 5.500-8.000 TL arasında, yüzde 12,9’u 8.000-12.000 TL arasında, yüzde 8,6’sı ise 12.000-16.000 TL arasında gelirleri olduğunu kaydetti. İş kolu bazında yaptığı işten memnun olma hali analiz edildiğinde ise market mağaza çalışanları (67,7) ve moto-kuryeler (73,5) en mutsuz çalışanlar iken en mutlu çalışanlar nitelikli uzmanlar (59,8), eğitimciler (57) ve sağlık çalışanları (54,2) oldu. Katılımcılara ayrıca “Türkiye’de insanlar mutlu mu” diye soruldu. Katılımcıların yüzde 96,3’ü “hayır”, yüzde 2,7’si evet, yüzde 1’i ise “cevap yok” yanıtı verdi.

NEYİ DEĞİŞTİRMEK İSTİYORLAR?

Katılımcılara “Mevcut siyasi partiler Türkiye’nin sorunlarını çözebilir mi?” diye soruldu.  Gençlerin yüzde 81,6’sı “hayır”, yüzde 17,8’i “evet” cevabını verdi. Katılımcılara son olarak “Değiştirme olanağınız olsa idi hayatınızda ilk neyi değiştirmek isterdiniz?” sorusu yöneltildi.  Yüzde 27,8’i ülkesini, yüzde 15,4’ü maddi-gelirini-ekonomiyi, yüzde 8,9’u eğitimini, yüzde 6,1’i şehrini, yüzde 6’sı kendisini, yüzde 5’i mesleğini, yüzde 5’i ailesini, yüzde 2,6’sı iktidarı, yüzde 2,6’sı hiçbir şeyi, yüzde 2’si sistemi, yüzde 1,9 toplum-kültürü, yüzde 1,7 her şeyi, yine 1,7’si sağlık, yüzde 1,6’sı evini, yüzde 1,1’i de adalet sistemini, yüzde 1’i motosikletini değiştirmek istediğini belirtti.

ORTAK NOKTALARI UMUTSUZLUK

Gençlerin Türkiye’de yaşanan sosyal, ekonomik ve siyasal süreçten nasıl etkilendiklerinin ortaya konulduğu raporun sonuç kısmında şu görüşlere yer verildi: “Araştırmamızın sonunda elde edilen bulgular açıkça göstermektedir ki gençler travmatik bir süreçten geçiyorlar. İster çalışan ister işsiz, ister öğrenci olsun ortak kesişim noktaları umutsuz, kaygılı ve güvensizlik içinde olmaları. Bir diğer ortak noktaları da geleceklerine dair çok yüksek düzeyde kaygı duyuyor olmaları. Bu noktada kendine güvenin daha yüksek olması beklenen iyi okullarda, ilerde güvenceli sayılabilecek iş kollarında çalışma olanağı bulabilecekleri spesifik meslek dallarında eğitim görenler için bile bu durum değişmiyor. Gelecek kaygısını körükleyen en temel parametre ise bugün içinde bulundukları koşullar. Hem öğrenciler hem de çalışanlar açısından sahip oldukları kaynaklar sadece yaşamalarına yetecek seviyelere gerilemiş durumda. Birçoğunun ailelerinin de yoksul olmalarından dolayı, gence hayatını değiştirme olanağı verecek herhangi bir kaynak yaratma şansları yok. Aileler sadece barınma ve beslenme gibi ihtiyaçların karşılandığı bir alan olarak var. Üstelik bu gençlerde hissettikleri mutsuzluğun, umutsuzluğun ve öfkenin kaynağında ailelerine karşı sorumluluklarını yerine getirememe, onlara yük olma gibi duygular da var.

Güvencesizlik başka bir ortak noktaları. Çalışanlar için güvencesizliğin tek başına çalıştığı iş kolunda sigortalı olup olmadığı ile sınırlandırılması eksik bir yaklaşım olacaktır. Çünkü sigortalı çalışıyor olsalar bile işyerlerinde her an bu pozisyonlarını kaybetme riskleri var. Üstelik bazen amirlerinin, bazen hizmet verdikleri insanların tutum ve davranışları sebebiyle her gün bununla yüzleştiriliyorlar. Yani çalışanlara sistemin çarklarına uymaz ise bir gün elindekini de kaybedebileceği asla unutturulmuyor. Üstelik güvencesizlik işsizler ve öğrenciler için de hayatın en önemli gerçeklerinden biri.”


ARŞİV