Gıda güvenliği alarm veriyor

Gıda Mühendisleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Efe, artan gıda zehirlenmeleri ve Böcek ailesinin yaşamını yitirdiği olay sonrası tüketicilere uyarılarda bulundu. Efe, özellikle toplu yemek üretiminde ticari kaygıların daha büyük tehlikeler yarattığını söyledi

27 Kasım 2025 - 12:19

Türkiye’de son dönemde yaşanan gıda zehirlenmesi vakaları toplumda ciddi bir endişe yaratırken, İstanbul’da konakladıkları otelde kimyasal zehirlenme şüphesi sonucu hayatını kaybeden Böcek ailesi bu kaygıları daha da derinleştirdi. Ailenin mide bulantısı ve kusma şikayetleriyle hastaneye başvurmasının ardından kısa süre içinde iki çocuğun, daha sonra annenin ve son olarak babanın yaşamını yitirmesi, gıda ve kimyasal güvenliği konusundaki tartışmaları ülke gündeminin ilk sırasına taşıdı.

Kadıköy'de yaşayan Erasmus öğrencisi Marlene Petersen da geçen yıl, alt kattaki tahtakurusu ilaçlamasının ardından zehirlenerek hayatını kaybetmişti.

Biz de hem artan zehirlenme vakalarını hem de gıda sektöründeki riskleri Gıda Mühendisleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Efe ile görüştük. Efe, Türkiye’de gıda konusunda denetimlerin etkin olmadığını, denetim ekiplerinin ve gıda mühendislerinin istihdamının artırılması gerektiğini ifade etti.

“KİMYASAL ZEHİRLENMELER TEHLİKELİ”

Efe, artan gıda zehirlenmeleriyle ilgili yaptığı açıklamada kimyasal ve biyolojik tehlikelerin birbirinden farklı şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Zehirlenme vakalarını kimyasal veya biyolojik olarak iki şekilde ele almak gerekir. Kimyasal zehirlenmeler dozajına göre çok tehlikeli olup hızlı semptomlar verirken, biyolojik zehirlenmeler kuluçka süresine bağlı olarak daha uzun vadede tehlikeli ya da daha hafif sonuçlara yol açabilir.” dedi. Kimyasal tehlikelere ağır metallerden temizlikte kullanılan deterjan kalıntılarına, tarımsal ilaç bulaşıklarından mikroorganizma toksinlerine kadar geniş bir yelpazenin örnek verilebileceğini söyleyen Efe, biyolojik tehlikelerin ise genellikle bakteriler, virüsler, maya ve küflerden kaynaklandığını ifade etti. Son günlerde gündeme gelen Böcek ailesiyle ilgili vakada ilk bulguların kimyasal kaynaklı olduğunu tespit ettiklerini de vurguladı.

“DENETİMLER ETKİN DEĞİL”

Gıdalardaki zehirlenme ve hilelerin önüne geçebilmek için denetimlerin artırılmasının şart olduğunu belirten Efe, “Denetimlerin sayısı kadar etkinliği de artırılmalıdır. Bunun için denetim ekiplerinin, özellikle de gıda mühendislerinin istihdamının artırılması elzemdir. Aksi halde bu denetimlerin etkin bir şekilde yapılabilmesi olanaksızdır. Basit bir matematiksel hesap bile bunu gösteriyor.” dedi. Türkiye’de kayıtlı veya onaylı yaklaşık 730 bin gıda işletmesi bulunduğunu, buna karşılık yalnızca bin 750 denetim ekibinin görev yaptığını belirten Efe, “730 bin işletmeyi bin 750 ekibe böldüğümüzde bir ekibe yaklaşık 411 işletme düşüyor. Yılda 240 iş günü olduğunu düşünürsek bir ekibin günde iki denetim yapması gerekir. Ancak bir günde iki işletmenin etkin şekilde denetlenmesi mümkün değildir. Ülkemizde denetimler etkin olmamakla beraber aynı zamanda yetersizdir.” şeklinde konuştu.

“SİNSİCE TEHLİKE OLUŞTURABİLİR”

Besin değerine bağlı riskler konusunda da önemli uyarılar yapan Efe, “Kaliteli proteinli, yüksek besin değerli ve su oranı yüksek gıdalar mikroorganizmaların uğraması için çok elverişlidir. Bir ürün insan için ne kadar besleyiciyse mikroorganizmalar için de o kadar uygundur. Özellikle tavuk ürünleri, sokak lezzetleri ve sütlü ürünler büyük risk taşır. Salmonella, brusella, coliform grubu bakteriler, bacillus ve listeria gibi mikroorganizmalar gıda bozulmalarında en yaygın ve tehlikeli etkenlerdir. Üstelik bazı gıdalar, renk, tat veya koku değişimlerini göstermeden de zehirleyebilir; yani tamamen normal görünen bir gıda sinsice tehlike oluşturabilir.” dedi. Efe, seyyar satıcılardan alınan midye, kokoreç, kumpir, mantar ve ciğer gibi ürünlerin özellikle dikkat gerektirdiğini, aynı zamanda ambalajı kalitesiz ürünlerin daha büyük risk taşıdığını ekledi.

Toplu yemek üretiminde ticari kaygıların daha büyük tehlikeler yarattığını vurgulayan Efe, “Ucuz ve kokmaya yakın ürünlerin kullanılması, sıcak-soğuk zincirin korunamaması nedeniyle bozulma riski artıyor. Kilolarca ürünün çözdürme ve dondurma işlemleri uygun yapılmazsa merkezi sıcaklık veya soğukluğu doğru ayarlanamaz ve mikroorganizma hızla çoğalır.” dedi.

Efe, tüketicilerin kendilerini korumak için Tarım Bakanlığı’nın ifşa listesini düzenli şekilde takip etmesi gerektiğini belirterek, “Aldıkları ürünleri bu listeden kontrol etmelidirler. Şüpheli bir durumda da Alo 174 hattına derhal bildirim yapılmalıdırlar” uyarısında bulundu.


ARŞİV