TMMOB Gıda Mühendisleri Odası, “Su Güvencesizliği Derinleşiyor: Yaşamsal Bir Krizin Eşiğindeyiz” başlıklı açıklamasında, suyun gıdanın sürdürülebilirliği için hayati önemde olduğunu vurguladı. Açıklamada, artan su kesintilerinin altyapı yetersizliğinin ötesinde, derinleşen bir su güvencesizliği krizinin göstergesi olduğuna dikkat çekildi. Gıda Mühendisleri Odası’nın açıklamasında suyun kamu eliyle, şeffaf, katılımcı ve sürdürülebilir politikalarla yönetilmesi gerektiği belirtilerek şu ifadelere yer verildi:“Mevcut politikalar, su kaynaklarını maden şirketlerine ve özel sektöre peşkeş çeken bir anlayışla şekillenmektedir. Bu yaklaşım halkın su hakkını hiçe saymakta, çevreyi tahrip etmekte ve gıda güvenliğini tehlikeye atmaktadır. Su ticari bir mal değil, ekosistem hakkıdır. Su kıtlığı, tarım ve gıda üretimini baltalıyor, milyonların gıda güvenliğini riske atıyor. Su kesintileri, gıda tesislerinde hijyen ve kaliteyi tehdit ediyor. Madencilik faaliyetleri barajları ve su havzalarını kirletiyor.”
“MADENCİLİK FAALİYETLERİ DURDURULMALI”
Açıklamada şu taleplere yer verildi:
-Gıda zincirinde suyun akıllı, sürdürülebilir ve güvenli kullanımı için gıda mühendislerinin uzmanlığına başvurulmalı.
-Madencilik faaliyetleri derhal durdurulmalı ve denetlenmelidir. Su havzalarına yakın bölgelerde, kapsamlı çevresel etki analizleri yapılmadan ve halkın onayı alınmadan hiçbir maden projesi başlatılmamalı.
-Su yönetimi yerelleşmeli. Merkezi politikalar yerine, bölgesel ve yerel katılım esas alınmalı; bilim insanları, mühendis, mimar, şehir plancıları ve yurttaşlar sürece aktif olarak dahil edilmeli.
-Gıda üretiminde su verimliliği artırılmalı. Kamu, su tasarrufu sağlayan teknolojileri ve süreçleri teşvik eden politikalar geliştirmeli, tarımda suyun bilinçli kullanımını desteklemeli.
-Gıda mühendisleri öncülüğünde risk analizleri yapılmalı. Su-hijyen-gıda üçgeninde risk analizleri için uzman komiteler kurulmalı, bulgular kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılmalı.
-Barajlar ve su kaynakları korunmalı. Kirlenen veya madencilik nedeniyle kullanılamaz hale gelen barajlar için acil rehabilitasyon programları başlatılmalı, yeni projelerde çevre ve halk odaklı planlamalar önceliklendirilmeli.
DOLULUK ORANI DÜŞÜYOR
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (İSKİ) verilerine göre İstanbul’a su sağlayan barajlardaki doluluk oranlarında düşüş sürüyor. Yağışların yetersiz olmasıyla birlikte barajlardaki su seviyeleri gerilemeye başladı. Barajların ortalama doluluk oranı 30 Haziran'da yüzde 66,23 iken bugünkü verilere göre yüzde 33,49 oldu. Barajlardaki en yüksek su miktarı yüzde 55 ile Elmalı Barajı, en düşük su miktarı ise yüzde 7 ile Kazandere Barajı oldu.