Gönüllülerin 20. Yılı / Aydoğan Dülger

erel yönetimin en büyük destekçisi, mahalleli ile belediye arasında bir köprü olan Kadıköy’ün gönüllüleriyle konuşmaya devam ediyoruz

26 Haziran 2015 - 10:25

Kadıköy Belediyesi Gönüllüleri, kuruluşlarının 20’inci yılını kutluyor. Yerel yönetimin en büyük destekçisi, mahalleli ile belediye arasında bir köprü olan Kadıköy’ün gönüllüleriyle konuşmaya devam ediyoruz. Köşemizin bu haftaki konuğu Kadıköy Belediye Meclisi ve Gönüllü Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Aydoğan Dülger
 
Eylül BİROL

Ne kadar zamandır gönüllüsünüz?
 
Bir buçuk yıldır. Belediye Meclis Üyesi olduktan sonra, Gönüllü Merkezi Yönetim Kurulu’nda yer aldım. 
 
Neden Gönüllü Evleri ile ilgilenmek istediniz?
Zaten yıllardır sivil toplum kuruluşlarında çalışıyorum. Gönüllülüğün ne olduğunu, neler yapması gerektiğini bilen bir insanım. Meclis üyesi olduktan sonra da neler yaptıklarını çok merak ediyordum. O nedenle aralarında bulundum. ilk olarak gönüllü evlerine ziyaretlerimiz oldu. Bu ziyaretler sırasında da etkilendiğim ciddi şeyler oldu.
 
Örnek verebilir misiniz?
Acıbadem Gönüllü Evi’ne gitmiştik. Gönüllü Evleri’nde de o sırada “Yeni yönetim geldiğinde gönüllü evleri kapatılacak” gibi bir algı vardı. Oysaki katılımcı ve çoğulcu belediyeciliğin mahallelerde örgütlenerek gelmesi gerektiğine inananlardanım. Bizim de sürekli anlattığımız şey örgütlü yapı dağıtılamaz, tam tersi “Eksik gördüğümüz bir şey varsa bunu nasıl geliştirebiliriz”di. Acıbadem’de ilk toplantımızdı. Orada orayı kapatacağımızı düşünen yaşlı bir teyzemiz “Gönüllü Evlerini kapatmayın. 70 küsür yaşındayım, tek yaşıyorum. Hiç kimsem yok. Hastaneden dönerken gönüllü evini fark ettim. Uğradım. 4 yıldır gidip geliyorum. Artık benim de akrabalarım ve arkadaşlarım var” diye anlatmıştı. İşte bunlar bizim için çok önemliydi. 
 
Yerel yönetim sizin için ne ifade ediyor, Gönüllü Evleri bunun neresinde duruyor?
Yerel yönetimler sosyal belediyeciliği hayata geçirmek demek. İnsanlara hizmeti götürme anlamına geliyor. Katılımcı ve çoğulcu belediyeciliği, yurttaşlık bilincini, dayanışmacılığı nasıl geliştiririm diye bakıyorsun. Gönüllü Evleri ve belediye arasındaki ilişki de gönüllü evlerinin yerel yönetimlerin aslında mahalledeki ayağı olması. Mahalle ile belediye arasında bir köprü denilebilir. Mahalle sakini her alanda bize ulaşamayabilir ama mahallenin bir sorunu varsa bunu birinci elden Gönüllü Evi’ne iletiyor olması, belediyenin işini daha da kolaylaştırıyor aslında. 
 
Gönüllülük sizin için ne anlama geliyor?
Bulunduğun yerden hiçbir beklentin olmadan insanlara sosyal, kültürel ne katabilirim sorusunun yanıtı anlamına geliyor. Sonucunda kendin de sosyalleşiyorsun ve mutlu oluyorsun. Dolayısıyla hiçbir beklentin olmadan hem mutlu ediyor hem mutlu oluyorsun. Bizim bu anlayışı oluştururken ısrarla anlattığımız şey, gönüllülüğün içten gelmesidir. Göstere göstere olması değil. Bunun için gönüllülerimiz keyifle çalışıyorlar. 
 
Gönüllü Evleri için yeni planlarınız neler?
Gönüllülerin yaş ortalaması şu an için oldukça yüksek. Bunun yanında gençler de gönüllü olmalı. Gönüllü Evleri’nin gençlik meclisi, çocuk meclisi gibi ayakları olmalı. Bunun eksikliğini yaşıyoruz. 
Gönüllü Evleri’nde hemşerilik, yurttaşlık ilişkilerini geliştirip dayanışma örneğini artırıcı faaliyetler yapmamız gerekiyor. Bir mahallede bir kına gecesi olacaksa o gönüllü evinde olabilmeli veya taziye gibi şeylere ev sahipliği yapabilmeli. Gönüllü Evi, mahallede yaşayanlarla diyalogu daha fazla geliştirmeli. 7 bin 400’den fazla üyemiz var ancak aktif çalışan sayımız yeterli değil. Bunları artırmaya çalışacağız, özellikle gençlerin katılımıyla. Hangi mahallede gönüllü evi varsa, o bölgede yaşayanların hepsi fark etmeli. Bu farkındalığı, kapsayıcılığı büyütecek projeleri artıracağız. 
 

ARŞİV