Hakkı Hoca, Özsoy'la buluştu

Türk karatesinin duayen ismi Hakkı Koşar, kendi adını taşıyan spor salonunda, Yeşilçam döneminde kendisini görüntüleyen kameraman ve fotoğrafçı Güngör Özsoy’la yıllar sonra buluştu.

31 Ağustos 2012 - 12:57

Mustafa SÜRMELİ
Yıllar önce Kadıköy’de açtığı karate okulunda Türk halkına karateyi sevdiren Hakkı Koşar, karateye olan aşkının ilk günkü gibi taze olduğunu söyledi. Hakkı Koşar Karate Okulu’nun kapılarını Gazete Kadıköy’e açan karate sporunun Türkiye’deki duayeni Hakkı Koşar ile hem spordan hem hayattan konuştuk. Tüm çocukları karateci olan, torunlarına da bu sporu sevdiren Hakkı Koşar ile gerçekleştirdiğimiz buluşmanın çok özel bir önemi daha vardı. Bilenler bilir; Hakkı Koşar Yeşilçam filmlerinin bir dönem unutulmaz karate figürüydü. Pek çok ünlü Yeşilçam jönü ile de aynı sahneyi paylaşmıştı. Hakkı Koşar’ın da yer aldığı birçok sahneyi fotoğraflarıyla ölümsüzleştiren, Yeşilçam kameramanı ve fotoğrafçısı Güngör Özsoy da oradaydı. Gazete Kadıköy iki eski dostu yıllar sonra biraraya getiren tarihi buluşmanın da tanığı oldu.

KARATE ONUN YAŞAM FELSEFESİ
Hakkı Koşar kendi adıyla kurduğu spor salonunun yanı sıra devletin çok önemli kurumlarında spor hocalığı yapmış kariyer sahibi bir sporcu. Bugüne kadar spor yaşamı boyunca on binlerce kişiye karate ve savunma sanatını, karatenin yaşam felsefesini öğretti. Türkiye’ye karate sporunu getiren ve karate denildiğinde ilk akla gelen isim oldu. Bugüne kadar binlerce öğrenci yetiştirdiğini söylediğinde şaşırmadık desek yalan olur. Karateye olan aşkı onu bu spordan, salonundan ve karate dünyasından ayıramamış olmalı ki hâlâ öğrenci yetiştirmeye devam ediyor. Hem de yediden yetmiş yediye varana kadar öğrencisi var. Spora hayatını verdi ama yaşamında sanata da kayıtsız kalmadı. Yeşilçam’ın unutulmaz filmlerinde yine hayallerimizde bile ulaşamadığımız birbirinden unutulmaz aktör ve aktrislerle sahne aldı. Sporda olduğu kadar sanatta ve sinemada da başarılı oldu.

‘GÜNGÖR ÇOK ESKİ DOSTUM’
Hakkı Koşar neye el attıysa başarılı oldu. Çünkü yaptığı her işi severek, isteyerek ve o işe saygı göstererek yaptı. Bir dönem Yeşilçam filmlerinde Uzakdoğu furyası esmeye başlayınca yönetmenlerin aradığı bir isim oldu. Dönemin vurdulu kırdılı yapımlarından teklif gelince o da hayır demedi. Birkaç Yeşilçam filminde rol aldı. Hakkı Hoca, rol aldığı filmlerde fotoğrafını çeken Güngör Özsoy’u yıllar sonra karşısında gördüğünde şaşkınlığını ve mutluluğunu gizlemedi. İki eski dost sarmaş dolaş oldular. Ne de olsa yıllar öncesinin tanığıydı Güngör Özsoy çektiği fotoğraflarla. Hakkı Hoca birkaç gün sonra da bir başka eski dostu Cüneyt Arkın ile yine kendi spor salonunda buluşacaklarını ve çok mutlu olduğunu söyledi.
Bizde büyükler konuşurken dinlemek saygıdandır. Ne demişler: bir konuş bin dinle… İki büyüğümüz ve aynı zamanda iki dost biraraya gelince bize de sorularımızı sorup, iki eski dostun muhabbetinden yakaladıklarımızı siz değerli okurlarımıza aktarmak kaldı. Bir de bu anları görüntülemek…
Değişen saçların rengi, yaşı ifade eden rakamlar olsa da Hakkı Koşar ve Güngör Özsoy ne iseler hep öyle kaldılar. Belki de onlara olan sevgi ve saygıyı daim kılan da buydu.

-Hakkı hocam duygularınızı öğrenebilir miyiz?
Bugüne kadar 160 binin üzerinde öğrenci yetiştirdim. Çok önemli resmi kurumlarda çok önemli mevkilere gelen öğrencilerim oldu. Benim için en en önemli şey; Cumhuriyet tarihimizde amatör spor branşlarında Avrupa’da teknik direktörlüğünü yapan insanlardan birisinin güreşte Vehbi Emre, karatede ise benim olmam. Üçüncü bir spor adamı daha Türkiye’de mevcut değil. Fakat buna rağmen maalesef Türkiye’de amatör sporlara verilen değer maalesef arzu edilen seviyede değil.

-Hocam yaş kaç oldu bu arada?

Bakın şimdi ne kadar güzel konuşuyorduk. 2012’nin Aralık ayında 70 yaşını kutlayacağım.

-Çok genç göstermenizin varsa sırrı nedir?
Genelde 28 derler neden böyle diyorsunuz? (Gülüşmeler…) Karatenin en büyük özelliği eklem yerleri ve vücuda ağırlığın dağılması. Mesela güreşçileri hemen tanırsınız, boyunları kalındır. Yüzücüleri tanırsınız omuzlar yüksek, göğüsler iniktir. Futbolcuları tanırsınız ayaklar biraz daha içe doğru basar ama karatede vücudunuz neyse siz öylesinizdir. 48 yıldır bu işi yapıyorum hiçbir yerimde bir şey yok. Son sınıfta neysem hâlâ öyleyim.

-Yeşilçam sizi kaçırmamış anladığımız kadarıyla...
Birkaç film çevirdim Yeşilçam’da. Bir tanesinde Cüneyt Arkınla “Çaresizler”i yaptık. Kartal Tibet’le bir filmimiz vardı. Sadri Alışıkla “Tatlım”ı yaptık. Fatma Girik’le “Dağdan İndim Şehire”de, İrfan Atasoy’la “Gördüğün Yerde Vur” filmlerinde oynadım. Dizi filmlerim de oldu.

-Filmlerle spora hizmet ettiğinizi belirtiyorsunuz...
Filmlerim Türk karatesine büyük katkı sağladı. Onları izleyenler bizim salonlarımıza geldiler. Amacımız karateyi bir yere getirmekti, birinci sınıf rolleri kesinlikle kabul etmedim. Hemen hemen her gün bir gazetede çıkıyordum. Bunun yanında da 70’li yıllarda vampir ve seks filmleri tavan yapmıştı. Başrol teklifleri geldi ama kabul etmedim. Büyük bir yıldız olabilirdim. Ama bu şekilde star olmaktan daha mutluyum.

-Karate eğitimi verdiğiniz bu merkezi nasıl devam ettiriyorsunuz?
Spor açısından kimseden herhangi bir yardım ve destek görmedim. Filmlerimden kazandığım parayla burayı satın aldım. Kirası çıkamayacak şekilde hayatımızı devam ettirmeye çalışıyoruz. Çok büyük zorluklar içerisindeyiz ama şu var; burası bir akademi, spor akademisi, karate akademisi. Bu okulda, Balkanlar’dan, Ortadoğu’dan, İran’dan ve hatta Avrupa’dan gelip eğitim alıp ülkelerine dönen insanlar var. Bize en güzel tepkiler psikiyatrlardan geliyor. Çocuklar hakkında övgüler geliyor. Doktorlar “haftada 2 gün Hakkı Koşar” diye yazıyorlar reçeteye. Psikologlar, öğretmenler çocuklarını veriyorlar buraya. Çok güzel bir şey bu.

ARŞİV