Hava kirliliği sağlık sorunlarını artırıyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın verilerine göre ocak ayının ilk haftasında Kağıthane, Göztepe, Sancaktepe gibi bazı bölgelerde hava kalitesi “hassas” olarak raporlanmıştı. Temiz Hava Hakkı Platformu’ndan Prof. Dr. Ali Osman Karababa hava kirliliğinden en çok etkilenebilecekler için uyarılarda bulundu

12 Ocak 2023 - 10:05

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın hava kalitesi izleme ağı verilerine göre 3 Ocak Salı öğle saatleri itibariyle İstanbul Kağıthane, Göztepe, Sancaktepe gibi bazı bölgelerde hava kalitesi “hassas” olarak raporlanmıştı.

Temiz Hava Hakkı Platformu Koordinatörü Deniz Gümüşel hava kirliliği hakkında değerlendirmelerde bulundu. “Özellikle kış mevsiminde, yüksek basıncın hâkim olduğu sakin gecelerde yeryüzü radyasyon yoluyla ısı kaybı nedeniyle havadan daha çabuk soğur ve yere yakın seviyelerde soğuk, yerin biraz üstünde ise sıcak hava bulunur. Bu durumda yeryüzündeki soğuk hava hapsolur ve yükselemez, bu durum yer düzeyinde sis oluşmasına neden olur.” diyen Gümüşel, “Ayrıca, yeryüzüne yakın havadaki hava kirleticiler de yükselerek dağılamaz ve özellikle ulaşımdan, ısınmadan, sanayi tesisleri ve enerji üretim santrallerinden kaynaklanan kirleticiler de bu bölgelerde atmosferin soluk aldığımız katmanında yoğunlaşır. Bu hava olayına inversiyon denir.” açıklamalarında bulundu.

Özellikle Esenyurt’ta havadaki partikül maddenin (PM10) son 24 saatteki ortalama yoğunluğunun Dünya Sağlık Örgütü’nün insan sağlığı için belirlediği metreküpte 5 mikrogram düzeyinin 6 katı olduğunu söyleyen Gümüşel, “Türkiye’deki yürürlükte olan hava kalitesi yönetmeliğinin sınır değerlerinin ise 5 katından fazla (265 µg/m3) olduğu gözlemlendi.” dedi. 

DAHA DİKKATLİ OLMALILAR

Temiz Hava Hakkı Platformu adına konuşan halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa da hava kirliliğinden en çok etkilenebilecekler için uyarılarda bulundu: “Bu illerde başta çocuklar, yaşlılar ve kronik solunum ve kalp-dolaşım sistemi sağlık sorunu olan insanların sokağa mümkün olduğunca çıkmamaları, özellikle ısınma için kömür yakıldığı saatlerde kapalı mekanlarda bulunmalarını öneririz. Bu hava kalitesi koşulları altında sağlıklı insanların da dış ortamda olabildiğince kısa süre kalmaları, fiziksel aktiviteden uzak durmaları sağlıkları açısından yararlı olacaktır. Sigara içenler ve sanayi işletmelerinde çalışanlar zaten kirli havaya maruz kaldıklarından, bu günlerde sağlıkları açısından çok daha dikkatli olmalılar.”

İLK SIRADA YER ALIYOR

Prof. Karababa hava kalitesini olumsuz etkileyen kirleticiler arasında özellikle partikül maddelerin altını çizerek şöyle dedi: “Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre dış ortam hava kirliliği her yıl dünyada 4,2 milyon erken ölüme neden oluyor. Türkiye’de de durum çok ciddi. Temiz Hava Hakkı Platformu’nun hesaplamalarına göre her yıl hava kirliliğine bağlı 35-40 bin arası erken ölüm vakası yaşanıyor. Hava kirliliği başta kalp-damar ve solunum yolu hastalıklarına neden oluyor. Hava kirliliği, 2013 yılında Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Kanser Ajansı (UKA) tarafından ‘Grup 1 Kanser Nedeni’ olarak tanımlandı. Akciğer kanseri acısından kesin olarak karsinojen olarak sınıflandırıldı, ek olarak mesane kanseri acısından da riski arttırdığı bildirildi. Ayrıca dış ortam hava kirliliğinin ana bileşeni partikül maddeyi (PM) ayrı olarak değerlendirildi. Buna göre DSÖ, partikül maddeyi insanda kanser yapan birinci grup etmenler arasında sınıflandırdı.”

Hava kirliliğini oluşturan önemli kirleticiler arasında bulunan partikül maddenin toplum sağlığına etkileri gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yapılan çalışmalarla artık çok iyi tanımlanmış durumda. Partikül maddenin solunum sistemi, kalp-dolaşım sistemi ve sinir sistemi etkileri başta olmak üzere sağlık etkileri çok geniş. Bu açıdan, partikül madde kirliliğinin izlenmesi halk sağlığı açısından özel bir önem taşıyor.

Kirli havanın yol açtığı diğer sağlık sorunları ise şöyle sıralanabilir:

Solunum sistemi sorunları: Akciğer solunum kapasitesinde azalma, solunum sistemi savunmasının etkisizleşmesi ve solunum sistemi enfeksiyonlarına duyarlılık, solunum sistemi enfeksiyonlarında artış ve iyileşme süresinin uzaması, KOAH (kronik tıkayıcı akciğer hastalığı) ve astım ataklarının gelişmesi, hastane acil servis başvurularında artış.  

Kalp-dolaşım sistemi sorunları: Kanın akışkanlığında azalma, damar sertliği, hipertansiyon, kalp yetmezliği, akut miyokard enfarktüsü, kalp ritim bozukluğu ve buna bağlı ani ölüm.

Sinir sistemiyle ilişkili sağlık sorunları: Baş ağrıları, anksiyete, inmeler (felç), Alzheimer, parkinson hastalığı, nörogelişimsel hastalıklar.

Çocuk sağlığı sorunları: Düşük doğum ağırlığı, otizm, diyabet (Tip 1), ani bebek ölümü sendromu, astım, KOAH, bronşiolit, bronşit ve zatürre gibi solunum hastalıkları, zekâ geriliği.

 

 


ARŞİV