Haydarpaşa için dayanışma çağrısı

Haydarpaşa Dayanışması bir basın toplantısı yaparak, Gar ve çevresinin işlevsizleştirilerek rant projelerinin meşrulaştırılmak istendiğini ifade etti.

29 Mayıs 2015 - 10:10

Erhan DEMİRTAŞ
Haydarpaşa Dayanışması 10. kuruluş yılında, Haydarpaşa Garı ve çevresiyle ilgili Moda Khalkedon Restaurant’ta kahvaltılı basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, sivil toplum örgütleri, akademisyenler, sendika temsilcileri, mahalle dayanışması üyeleri de katıldı. Haydarpaşa Garı’nın tarihi ile ilgili yapılan görsel sunumun ardından Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Başkanı Eyüp Muhcu basın açıklamasını okudu. İstanbul’un coğrafi değerleri ile birlikte anıların ve toplumsal belleğin de sorgusuz ve acımasız şekilde tahrip edildiğini belirten Muhcu, “Kamusal alan, hükümet emrindeki TCDD, Özelleştirme İdaresi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi ‘yüksek rant’ elde etmek için sayısız girişimde bulunmuş, Torba Yasa çıkarılmış, Kıyı Yönetmeliği değiştirilmiş, planlar yapılmış, 2020 Olimpiyatları için tesis alanı gösterilmiş, küresel sermaye gruplarına arz edilmiştir” dedi.Bölgede ticari amaçlı otopark ve yol düzenlemeleri girişimlerinin bahane edilerek Haydarpaşa Numune Hastanesi’nin taşınmak istendiğini ifade eden Muhçu, “Çıkarılan kanunlarla Haydarpaşa Garı ve çevresinde Haydarpaşa Limanı, Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Yerleşkesi, Harem Garı ve Limanı dâhil alanda gerçekleştirmek istediği projeye doğru bir adım daha atmış bulunmaktadır” açıklamasını yaptı. Kent, çevre, kamu ve emek değerlerine sahip çıkmanın zorluğunu yaşıyoruz diyen Muhcu açıklamayı şu sözlerle sonlandırdı: “Bugün, bütün kamusal alanlar ve yaşamsal değerlerimiz, ‘yağma ve rant çılgınlığına’ kurban edilmemek için büyük insanlığı acil olarak yardıma çağırmaktadır. Daha geç olmadan bu çığlığa birlikte kulak verelim. Bu çılgınlığı birlikte durduralım.

"MÜCADELEYE DEVAM”
Eyüp Muhcu’dan sonra söz alan Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu da hem Haydarpaşa hem de Fenerbahçe-Kalamış Limanı hakkında açıklama yaptı. Haydarpaşa’nın Kadıköy’ün en önemli sorunlarından biri olduğunu ifade eden Nuhoğlu, “ Kadıköy ve Kadıköylülere ait tüm alanlar hakkında alınan kararlar Kadıköy’de yaşamayan birileri tarafından alınıyor. Bugün burada meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler ve Kadıköy Belediyesi var. Yani Kadıköylüleri temsil eden herkes bugün burada. Bizim hakkımızda kim karar veriyor bunu sorgulamamız gerekiyor. Haydarpaşa gibi tarihi ve kültürel bir değeri ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Aynı zamanda aldıkları yeni kararlarla Kalamış Limanı’ndaki yeşil alanları da ortadan kaldırmak istiyorlar. Kadıköy Belediyesi olarak tüm kurumlarla beraber Kadıköylülere rağmen alınan kararlara karşı beraber mücadele yürüteceğiz, mücadeleye devam” diye konuştu.Birleşik Taşımacılık Sendikası(BTS) Genel Sekreteri Hasan Bektaş da, Marmaray projesinin ulaşım sorununu çözmek yerine yeni rant alanları açtığını ifade ederek, “Haydarpaşa Dayanışması ve İstanbul halkının mücadelesi 2002 yılından beri devam ediyor. Haydarpaşa ile ilgili yapılan kirli emeller yetmediği gibi 2010 yılında bir de yangın çıkarıldı. Sembolik cezalarla dosya kapatıldı. İstanbul halkına ve bize düşen görev kamuya ait varlıkların birilerine peşkeş çekilmesine izin veren bu zihniyetin gerçeklerini basına ve kamuoyuna               duyurmaktır. Hem Haydarpaşa hem de özelleştirilmeye çalışılan diğer alanlar için eylemlerimiz devam edecek” diye konuştu.
 
“KAMPÜSÜNE SAHİP ÇIK”
Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Kampüsü’nün yeni kurulacak olan Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne tahsis edilmesine de tepkiler sürüyor. ‘Haydarpaşa’yı Koru’ adında bir platform kuran Marmara Üniversitesi öğrencileri, 21 Mayıs Perşembe günü basın açıklaması yaptı. Haydarpaşa Kampüsü Orta Bahçe’de buluşan öğrenciler, Tıbbiye Caddesi üzerinde toplandı. Grup adına basın açıklamasını okuyan Safiye Erol, Haydarpaşa Yerleşkesi’nin Sağlık Bakanlığı’na devredilmesi kararının alınmasıyla kentin hafızasına Haydarpaşa Lisesi kazınan yapının Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne tahsis edileceğini belirtti. Bakanlığa bağlı olarak kurulan yeni üniversitenin birçok hukuksuzluğu barındıracağını kaydeden Erol, “Mütevelli heyeti yalnızca vakıf üniversitelerinde bulunurken, bir devlet üniversitesi olarak kurulan bu üniversitede Sağlık Bakanlığı müsteşarının başkanlık edeceği bir mütevelli heyetinin bulunması açık bir hukuksuzluktan başka bir şey değildir” dedi. Kent yağması tarihi yapılarımızdan üniversitelerimize kadar hayatımızın her alanı nüfuz ediyor diyen Erol, “Bizler geniş ölçekte Haydarpaşa üzerinde oynanan oyunların farkındayız. Haydarpaşa Port projesini biliyoruz. Harem Otagarı üzerindeki hayallerinizi biliyoruz. Peşkeş çekilmeye çalışılmasının ardından birden bire Haydarpaşa Garı’nın çatısının nasıl yandığını biliyoruz. Haydarpaşa Kampüsü’nün, Harem Sahilini de içine alan ve Gar’dan Selimiye Kışlası’na kadar uzanan bir rant alanının parçası haline getirilmeye çalışılmasına asla izin vermeyeceğiz” dedi.Kampüsün; öğrencilere, çalışanlara ve akademisyenlere sorulmadan devredilmesinin gayri meşru olduğunu söyleyen Erol, basın açıklamasını, “ Biz var olduğumuz sürece kampüsümüz hiçbir rant projesine kurban edilemez” sözleriyle sonlandırdı.                

HAYDARPAŞA NE DİYOR?
Haydarpaşayı Koru Platformu;  Gar, Numune Hastanesi, Haydarpaşa Kampüsü ve Haydarpaşa Limanı’nı da kapsayan projeler ile ilgili Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde  “Haydarpaşa ne diyor?” başlıklı bir panel düzenledi. Gar ve Haydarpaşa Kampüsü’nün geleceğinin tartışıldığı panele Mimar Arif Atılgan ve Yıldız Teknik Üniversitesi Ulaştırma Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Zerrin Bayrakdar katıldı.

“GAR OLARAK KALMALI”
Haydarpaşa Garı’nı incelerken İstanbul’la olan bağını da incelemek gerek diyen Zerrin Bayrakdar, “Haydarpaşa Garı bir kültür varlığı olarak en önemlisi aslına uygun şeklinde gar olarak kalmalı” diye konuştu. Haydarpaşa Garı’nın İstanbul ve diğer kentlerin ulaşım ağı için çok önemli olduğunu vurgulayan Bayrakdar, “Marmaray’ın TCDD’nin yerine geçeceği söylendi. Marmaray böyle bir iddia ile ortaya çıkarıldı ama yaptıkları işler şeffaf değil. Marmaray’ın demir yolu ulaşımını karşılaması mümkün değil” dedi. Ankara-İstanbul tren hattının iyileştirmesi bahanesiyle 6 ay kapalı tutulduğunu kaydeden Bayrakdar, “6 ay boyunca hat kapalı tutuldu ancak insanlar neden trenler çalışmıyor diye sormadı” dedi. Hızlı tren için de Haydarpaşa Garı’na ihtiyaç duyulacağını belirten Bayrakdar konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “Garın kapatılmaması için elimizden gelen ne varsa yapacağız. Kentin kültürel belleğine katkı sağlayan en önemli yapılardan biri olan Haydarpaşa Garı’nın özüne uygun şeklinde korunması gerektiğini düşünüyorum.”

“SAĞLIK ALANI OLMAYACAK”               
Haydarpaşa Garı, Numune Hastanesi, Haydarpaşa Kampüsü ve Haydarpaşa Limanı’nın tarihi ile ilgili bir sunum gerçekleştiren Arif Atılgan, Gar’ın 100 yıl boyunca sorunsuz çalıştığını ancak 2004 yılında çıkan Torba Yasa ile birlikte problemlerin başladığını ifade etti. Haydarpaşa Garı’nın 2006 yılında Tarihi ve Kentsel Sit alanı ilan edildiğini belirten Atılgan, yasak olmasına rağmen, 2008 yılı ve sonrasında birçok kutlama ve sempozyum için Garın kullanıma açıldığını söyledi. “Dünyanın en değerli kültürel mirasları, kullanılmakta olan endüstriyel kültürel mirasları olarak kabul edilmektedir” açıklamasını yapan Atılgan, “Haydarpaşa Garı ve Limanı günümüzde de halka hizmet etmeye devam eden, kentin içerisinde canlı bir müze gibi durmaktadır. Garın bir kültür varlığı olarak korunması gerekir” dedi.  Haydarpaşa Kampüsü’nün üniversite binası için çok uygun olduğunu belirten Atılgan, “Buraların sağlık alanı için kullanılacağını düşünmüyorum. Daha fazla para kazandıracak; otel, iş merkezi ve turizm alanı için kullanacaklar” diye konuştu. Haydarpaşa için hazırlanan örnek makette yat ve yelkenlilerin olduğunu söyleyen Atılgan, sahil şeridine de büyük iş merkezlerinin yapılmak istendiğini ifade etti. 

ARŞİV