İstanbul’un simge yapılarından biri olan Haydarpaşa Garı, uzun süredir tren seslerinden mahrum. 2010’daki yangında çatısı ağır hasar gören tarihi bina, o günden bu yana sessizliğe büründü. 2012’de ana hat, 2013’te banliyö trenlerinin seferden kaldırılmasıyla Haydarpaşa’dan ne tren ne de vapur kalkıyor. 2016 yılında tarihi yapıda restorasyon çalışmaları başlatılırken, 2018 yılında ise peronların olduğu bölgede yapılan kazı çalışmalarında arkeolojik kalıntılar bulundu. 2019’da TCDD tarafından Haydarpaşa ile Sirkeci Gar alanlarının kiraya verilmesine ilişkin düzenlenen ihale, mahkeme kararıyla iptal edilmişti. Ancak geçtiğimiz yılın ağustos ayında TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü ile Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü arasında imzalanan protokolle Haydarpaşa ve Sirkeci Gar binaları ve demiryolu işlevi dışında kalmış alanlar “kültür ve turizm” amaçlı kullanılmak üzere 29 yıllığına Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredildi. Protokolün imzalanmasının ardından Haydarpaşa Garı ve lojmanlar tahliye edildi.
“KÜLTÜR-SANAT ADASI OLACAK”
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Haydarpaşa ve Sirkeci Gar Sahaları Proje Lansmanı’nda yaptığı konuşmada, projenin detaylarını kamuoyuyla paylaştı. Ersoy, “Tarihi ve kültürel varlıklarımız konusunda attığımız her adım, uzman görüşleri ile bilimsel test ve analizler ışığında atılıyor.” dedi. Haydarpaşa Garı’nın bin kadar ahşap kazık üzerine inşa edildiğini söyleyen Ersoy şu bilgileri paylaştı: “Bulunduğumuz bu bölge, dolgu bir alan. Binanın güçlendirilmesi için de zamanında ahşap kazıklar kullanılmış. Proje çizimlerinden anladığımız kadarıyla Haydarpaşa Gar Binası, bin kadar ahşap kazık üzerine inşa edilmiş. Alanda ilk yaptığımız işlerden biri, jeoradarla zemin etüdü oldu. O çalışma sonrasında, bine yakın ahşap kazıktan yalnızca iki yüz tanesinin günümüze ulaşabildiğini gördük. Bu nedenle ilk olarak günümüz teknolojisiyle alanın zemin güçlendirme çalışmalarını yaptık.”
Bakan Ersoy, Haydarpaşa Garı ve çevresine ilişkin yürütülen çalışmalarda taşımacılık hizmetlerinin sürmesini sağlayacaklarını belirterek, Haydarpaşa’nın sergilerden açık hava etkinliklerine uzanan, farklı yaş ve ilgi gruplarına hitap eden bir etkinlik alanı olarak tasarlandığını vurguladı. Haydarpaşa Gar sahasının bir arkeopark olarak düzenleneceğini aktaran Ersoy, ana gar binasında modern kütüphane, çocuk ve bebek kütüphanesi, dijital kütüphane ile Yazma Eserler Kurumu’na bağlı bir şifahanenin yer alacağını söyledi.
Haydarpaşa ve Sirkeci’nin, İstanbul’un yeni kültür-sanat adası olacağını söyleyen Bakan Ersoy, “Anadolu Yakası önemli kültür-sanat alanına sahip olacak. Bir yandan taşımacılık hizmetleri sürecek bir yandan da yıllar boyu kültür ve sanatın merkezi haline gelecek.” dedi.
SEFERLER SEMBOLİK Mİ OLACAK?
Bakanlık, taşımacılık hizmetlerinin devam edeceğini vurgulasa da bu konuda net bir takvim ve uygulama planı henüz paylaşılmadı. 12 Ekim Pazar günü basın açıklaması yapan Haydarpaşa Dayanışması, projenin detaylarının kamuoyu ile paylaşılmadığını ve sürecin şeffaf yürütülmediğini belirterek tren seferlerinin sembolik düzeyde yapılacağını belirtti. Açıklamada, Haydarpaşa Garı’nın kentsel ve tarihi sit alanı olduğu hatırlatılarak şu ifadelere yer verildi: “Hangi tren hatları, hangi sıklıkla, hangi kapasitede gelecek Haydarpaşa ve Sirkeci garlarına? Hangi trenler nereden gelecek, nereye gidecek? Marmaray trenleri gelecek mi mesela? Vapurlar gelecek mi? Ama siz eğer birkaç sembolik seferle bakın raylar da yerinde diyecekseniz eğer, bu ulaşım filan değil büsbütün kandırmacadır. Siz Haydarpaşa ve Sirkeci garlarını trenlerin değil, sermayenin geldiği bir yere çevirmek istiyorsunuz. Ulaşım sürecek söylemiyle sembolik bir aldatmaca yaratıyorsunuz. Bu proje, kültür-sanat aracılığıyla özel sermaye ortaklıklarının meşrulaştırılma girişimidir. Haydarpaşa, bir kez daha kentsel dönüşüm ve rant girişimine maruz bırakılıyor.”
“İNSANLAR SESSİZCE SÜRÜLÜYOR”
“Haydarpaşa Garları, işçilerin, göçmenlerin, öğrencilerin, sürgünlerin, kavuşmaların, ayrılıkların mekânıdır. Toplumsal bir bellek mekânını sermaye projesine çevirmek hem kent tarihine hem kültürel mirasa ihanettir.” ifadelerinin yer verildiği açıklamada, “Kamuya ait bir alanın ‘özel proje alanı’ ilan edilmesi, hukuksuz bir talandır ve kent suçudur. Haydarpaşa Garı yalnızca bir bina değil; bir emek ve kent tarihidir. Yüzlerce demiryolcu burada çalıştı, yaşadı, çocuklarını büyüttü. Garlarımız, lojmanlar, atölyeler, depolar, gar restoranları hepsi birer dayanışma mekânıydı. Şimdi bu insanlar sessizce sürülüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ‘müze’ diyor ama aslında bir emek sınıfını tahliye ediyor. Haydarpaşa ve Sirkeci bir tren garıdır, müze ve performans salonu değildir.” denildi.