Hayvanlara Özgürlük Partisi kuruluyor

Vegan Özgürlük Hareketi, partileşmeye gidiyor.

21 Kasım 2014 - 12:31
Aysel KILIÇ
İnsanın hayvana olan tahakkümüne karşı seslerini yükselttiler. İstanbul başta olmak üzere birçok yerde eylemler yaptılar. 1 Kasım Dünya Vegan Günü’nde Kadıköy’de kitlesel bir eylem gerçekleştirdiler ve yaptıkları vegan yemekleri evsizlere, mültecilere dağıttılar. Herkese seslerini ulaştırmaya çalışsalar da ‘insanlık’ onların sesine kulaklarını tıkadı. Hayvanlara işkenceler devam etti… Vegan Özgürlük Hareketi aktivistleri, son zamanlarda Kadıköy’de toplantılar düzenliyor ve partileşme sürecine nasıl gidileceğini tartışıyor. Hareket, önümüzdeki haftalarda Ankara’ya giderek başvurusunu yapacak.  Partinin ismiyse “Hayvanlara Özgürlük Partisi” olacak. Aktivistlerden Metin Kılıç ile vegan ve vejetaryenliği, çalışmalarını ve partileşme süreçleri üzerine konuştuk.


-Vegan olmak ne demek? Vejetaryenlerle farkınız nedir?
Vegan olmak; kısaca hiçbir şekilde hayvanların ölümüne sebebiyet vermemek ve hiçbir canlıyı sömürmemek demektir. Yani biz veganlar hiçbir hayvanı yemediğimiz gibi hiçbir hayvansal diye tabir edilen ve gıda haline getirilen yiyeceği de yemeyiz. Süt ve süt ürünleri, yumurta ve bal tüketmiyoruz. Bunun yanında giyim ve ayakkabılarımıza dikkat ediyoruz;  deri, ipek, yün ya da hayvan kılından, tüyünden yapılmış hiçbir giysiyi kullanmayız. Kozmetik ya da temizlik malzemesi, deterjan gibi ya da aklınıza gelecek herhangi başka bir şeyde hayvanlar üzerinde deney yapılıp yapılmadığına dikkat ederiz ve kısaca hayvanları eğlence ya da moda sektörünün ham maddesi olarak görmeyiz. Vejetaryenliği biz veganlığa geçiş aşaması olarak görürüz. Vejetaryenliğin çeşitleri vardır. Vejetaryen demek; hayvan yemeyen, bazı hayvansal ürünleri tüketmeyen ama bazılarını da tüketenlerdir.


-Vegan olmanın beslenme yetersizliğine ve hastalıklara yol açtığına dair görüşler konusunda ne düşünüyorsunuz?
Bu doğru bir bilgi ve görüş değildir. Kesinlikle veganlık daha sağlıklıdır ve yeterlidir. Şöyle ki, hayvanların etlerinden ya da sütlerinden insanlara sayısız hastalık geçiyorken bundan pek bahsedilmiyor. Biz veganların ihtiyaç duyduğu tüm aminoasitleri zaten bitki temelli bir besidüzeninde fazlasıyla alabiliyoruz. Örneğin;  Omega 3’ ü biz balıkta almayıp semizotundan, cevizden ya da keten tohumundan alabiliyoruz. Kalsiyumu biz hayvan sütünden ya da süt ürünlerinden değil de birçok bitkisel sütlerden, yemişlerden ya da yüksek minarelli sulardan zaten alabiliyoruz. Örneğin hayvansal süte alternatif, badem, fındık, soya, pirinç, ceviz, mısır gibi birçok süt mevcut. Türkiye’de son yıllarda çok fazla vegan bebek var ve gayet sağlıklılar. Hatta 3 kuşak vegan beslenen dostlarımızı biliyoruz yani sayısız sağlıklı canlı örneklerimiz vardır.


-Ülkemizde ve dünyada veganlar nasıl örgütleniyor?
Daha çok sosyal medyayı kullanıyoruz. Özellikle facebook bizim için en iyi örgütlenme alanı oldu. Dünya üzerinden her tarafta bizim gibi hayvan özgürlüğü için çalışanlarla buluşabiliyoruz, tanışıyor ve beraber mücadele verebiliyoruz. 


-Türkiye’de hayvan hakları var mı?
Türkiye’de hayvan hakları var, diyemeyiz.  Mevcut yasaların dahi işlediğini söyleyemeyiz. Bunun için yıllardır mücadele ettiğimiz halde bir arpa boyu yol kat edemedik.   İnsan merkezci hükümet ve diğer partiler yüzünden bizler de en son çare olarak, ezilen en zayıf halka olan hayvanlar için partileşmeye gidiyoruz.
-Neden partileşme ihtiyacı duydunuz?
Bizim bir dernek, vakıf, federasyon ya da platforma ihtiyacımız yok. Artık  güçlü bir siyasi partiye ihtiyacımız var. İşte bunun için partileşmek istiyoruz. 2015 Haziran ayında yapılması düşünülen genel seçimlerde kendi milletvekili adaylarımızı çıkartmak istiyoruz.  Büyük şehirlerde örneğin İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi yerlerde hayvanseverlerin, hayvan hakları savunucuların çok olduğu şehirlerde bu çalışmalarımızı genişletmek istiyoruz.


“SANATÇILAR DESTEK OLMALI”
-Partiniz için aydın ve sanatçılarla da görüşecek misiniz? Düşündüğünüz isimler arasında kimler var, neden?
Elbette.  Partimize üye olup bizimle beraber sömürülen canlılar için elini taşın altına koymasını istediğimiz birçok sanatçımız olacaktır. Şimdilik parti kuruluşu bitmediği için bu aşamaya gelemedik ama aklımıza gelen bazı isimler var.  Leman Sam, Şevval Sam, Melike Demirağ, Ömür Gedik, Tarkan, Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Yonca  Evcimik  gibi sanatçıların partimize üye olmasını hatta görev almasını çok isteriz. Bu saydığım isimlerin, özellikle hayvanlar konusunda duyarlı olduklarını biliyoruz.


-Kadıköy’de toplantılarınız sürecek mi?  
Evet sürecek. Kadıköy de yıllardır birçok etkinlik yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Çünkü, Kadıköy’ün bizim için başka bir özelliği var. Burada vegan kafeler, lokantalar çoğaldı. İnsanları duyarlı... Partileşmeden önce nasıl burada örgütlüydüysek, partileştikten sonra da öyle olacak. Hayvanlara Özgürlük Partisi’ne tüm Kadıköylülerden destek istiyoruz. Daha yaşanılır bir dünya için hep birlikte örgütlenmeye diyoruz. 

ARŞİV