Türkiye’nin birçok şehrini etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden 9 ay geçti. 50 binden fazla insanın hayatını kaybettiği ve yüzbinlerce kişinin evsiz kaldığı depremlerde birçok sivil toplum kurumu deprem bölgesine yardıma koştu. Deprem bölgesinde büyük araçların giremediği motosiklet kullanıcıları da depremzedelere erzak ve diğer eşyaları taşımada gönüllü oldular. Bazıları da arama kurtarma faaliyetlerine katıldılar. Peki, kuryeler ve motosiklet şoförleri neden deprem bölgesine gittiler? Bölgede nelere tanık oldular. Kadıköy’de faaliyet gösteren Kurye Hakları Derneği, “Deprem Bölgesindeki Gönüllü Kuryelerin Deneyimleri”ni rapor haline getirdi ve yayınladı. Rapor hazırlanırken İzmir, Bursa, Eskişehir, Adana, Mersin, Antalya’dan 21 kurye ile yüz yüze görüşme yapılırken Konya, Manisa, Balıkesir, Çanakkale, Düzce, Sakarya, Malatya’dan 9 kurye ile çevrimiçi görüşme gerçekleştirildi. Böylece Türkiye’nin farklı şehirlerinden deprem bölgesine dayanışmaya giden kuryelerin tanıklıklarına yer verildi. Raporda yer verilen bilgilere göre mayıs ayı sonu itibariyle trafiğe kayıtlı taşıtların yüzde 53,5’i otomobil, yüzde 16,4’ü ise motosikletlerden oluşuyor. Türkiye’de 4 milyon 471 bin 700 motosiklet bulunuyor.
“MAHŞER YERİ GİBİYDİ”
Sadece hız ve kaza ile anılmak isteyemeyen kuryelerden bazıları deprem bölgesinde yaşadıklarını şöyle anlatıyor: Adana’dan bir kurye: “Biz deprem günü öğle saatlerinde Hatay’a vardık. Yol kilitlenmişti. Şehri terk etmeye çalışanlar, yardım için gelmeye çalışanlar vardı yollarda. Hatay’a geldiğimizde gördük ki deprem Adana’da olmamış! Çünkü kafamı sola çeviriyorum yangın yeri, sağa çeviriyorum enkaz altında birileri çıkmaya çalışıyor. İnsanlar üzerlerinde battaniyeler kaldırımlara çökmüş. Her tarafta bir kaos. Hani açıkçası mahşer yeri gibiydi.”
“HİÇBİR ŞEY YOKTU”
Depremin ertesi günü Bursa’dan İskenderun’a ulaşan bir başka kurye ise karşılaştığı acı manzarayı şu sözlerle anlatıyor: “Depremi televizyondan görmekle orada görmek, orada bulunmak çok farklı bir şey. Biz gittiğimizde AFAD’dan bir abimiz bizi yönlendirdi. ‘Sizi bir enkaza götüreceğim dedi.’ Biz enkaza vardığımızda hiçbir şey yoktu. Ne kepçe vardı ne vinç vardı ne kurye vardı. Hiçbir şey yoktu ve yanımızda da ekipman yoktu. Barettir eldivendir bunlar da yoktu. Biz dedik, ‘ne yapacağız burada’. Biz kuryeyiz ama bizim mesleğimizle alakalı bir konu değil, ne yapacağımızı bilmiyoruz. Bilgimiz de yok, biz bunun eğitimini de almadık. Biz elimizden geldiğince bir şeyler yapmaya başladık. Enkaza girdik, enkazın üzerine çıktığımız zaman zaten anlık olarak bir yer sarsıntısı yaşanıyordu. Tedirgin de oluyorduk.”
“HER ŞEYE KOŞTUK”
Arama kurtarma faaliyetlerine katılan İstanbul Motosikletli Kuryeler Derneği’nden bir kurye deneyimlerini şöyle aktarıyor: “İlk 4-5 gün profesyonel ekipler yoktu. Hafif hasarlı, büyük riskli olmayan binalarda yaralı depremzedeleri çıkarmakla işe başladık. Bizim ekip altı kişiydi. 10-15 gün içerisinde toplam 62 kişi çıkardık enkazdan. Profesyonel ekipler gelmeye başladıktan sonra bizler ikinci plana çekilip onların yönlendirmeleri ile destek çalışmalarımıza yardım çalışmalarımıza devam ettik. O süreç boyunca da enkazlardan birçok depremzede çıkarttık. Biz aynı zamanda profesyonel ekiplerin eli ayağı gibi davrandık onlar bizi nasıl yönlendiriyorsa biz de öyle hareket ettik. Enkazlardan ses dinledik, depremzedelerin üzerini örtmek için battaniye taşıdık, çalışanlar için getirilen yemekleri ve suları dağıttık. Bir saniyemiz bile boş geçmedi.”
İLAÇ VE DOKTOR TAŞIDILAR
Raporda görüşlerini aktaran kuryelerin büyük bir kısmı motosikletlerin hareket kabiliyetine özel olarak vurgu yaparak eşya ve ilaç taşıma konusunda daha hızlı davranabildiklerini ifade ediyor. Eşya taşımak dışında ilaç ve doktor taşıma konusunda da yardıma koşan Konya’dan bir kurye: “Arabaların giremediği yerler vardı, kimi yollar kapalıydı bazı köylerden haber alınamıyordu. Oralara yemek, erzak, kıyafet özellikle de ilaç çok götürdük. Acil ilaç götürülmesi gerekiyor, yollar sıkıntılı ve araçlar geçemiyor. Biz de motorlarla bu yollardan geçerek hızlıca ilaçları hastalara ulaştırdık. Belli bir organizasyon yoktu, herkes belli bölgeleri kendi seçmişti. Doktor ve hemşireleri biz motosikletlerimizin arkasına alıp hastalara götürdük. Bir nevi acil durumlarda motosikletlerimiz ambulans işlevi gördü diyebiliriz. Artçı depremlerde bazı yollar daha fazla kapandı, ambulansların dahi giremediği yollar vardı. O durumlarda biz sağlık personellerini taşıdık.”
Raporda şu talepler sıralandı:
-Başta deprem bölgesinde çalışmalara gönüllü katılmış kuryeler olmak üzere isteyen tüm kuryelere Afet Bilinci, Arama Kurtarma, İlkyardım ve Amatör Telsizcilik eğitimleri verilmeli, kuryeler sertifikalandırılmalıdır.
-AFAD’a bağlı motorize ekipler kurulmalı. Ayrıca 112, İtfaiye gibi kritik görevdeki kurumların da özel motorize grupları olmalı. Bu konuda kuryelerden destek alınmalı.
-Büyük Marmara Depremi’ne hazırlık kapsamında başta İstanbul çevresindeki iller olmak üzere aktif faylara yakın illerde eğitimlerini tamamlamış, her an harekete geçmeye hazır birkaç yüz kişilik “Hızır Acil Kurye” grupları kurulmalı.
- Yakıt ve motosiklet bakımı konusunda bölgelerde konumlandırılan kurye sayısına paralel olarak “Motosiklet Bakım İstasyonları” kurulmalı.