Her 10 kişiden 2’si yoksul, 6’sı borçlu

DİSK/Genel-İş Araştırma Dairesi’nin hazırladığı “Türkiye’de Gelir Eşitsizliği ve Yoksulluk Raporu”na göre Türkiye’de her 10 kişiden 2’sinin yoksul olduğu belirlenirken, her 10 kişiden 6’sının borcu bulunuyor

16 Ekim 2025 - 13:41

DİSK/Genel-İş Araştırma Dairesi’nin (emar) hazırladığı “Türkiye’de Gelir Eşitsizliği ve Yoksulluk Raporu” yayınlandı. Alım gücündeki düşüşün vurgulandığı raporda 22 bin 104 lira olan asgari ücretin, ağustos ayında açlık sınırı olarak belirtilen 26 bin 149 liranın dahi altında olduğuna dikkat çekildi. Raporda, yoksulluğun sadece ekonomik değil; aynı zamanda sosyal, siyasi ve insani bir kriz olduğu belirtilerek, “Kişi başına düşen millî gelirin azalmasıyla başlayan bu süreç, ortalama yaşam süresinden beslenmeye, sağlık hizmetlerinden yararlanmadan temiz içme suyuna erişmeye kadar birçok temel hakkı doğrudan etkilemektedir. Türkiye’de her geçen gün artan ekonomik ve siyasal krizler, toplumun yaşam koşullarını ağırlaştırdı. Adaletsizlik; adliyelerden emekçilerin cüzdanlarına kadar hayatın her alanında arttı.” denildi. 

“12 KAT ARTTI”
Raporda, TÜİK’in Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırmasına yer verilerek şu bilgiler paylaşıldı: “Türkiye’de en az 17 milyon 821 yurttaş en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak kadar yoksul. Yoksulluk oranı yüzde 21,2’ye yükselirken her on yurttaştan ikisi yoksul hale geldi. Yoksulluk sınırı 2014 yılına göre tam 12 kat arttı. 2014 yılında 6 bin 665 TL olan yoksulluk sınırı, 2024’te 81 bin 742 TL’ye yükseldi. Bu artış, özellikle 2022 sonrası dönemdeki yüksek enflasyonun etkisiyle dramatik bir şekilde hızlandı. 2022’de 21 bin 296 TL iken 2023’te 38 bin 531 TL’ye, 2024’te ise 81 bin 742 TL’ye çıktı.

ALIM GÜCÜ DÜŞÜYOR!
Rapora göre düşük asgari ücret, ağır vergiler ve adaletsiz gelir dağılımı, çalışan yoksulluğunu her geçen gün artırıyor. 2024 yılında Türkiye’de çalışanların yoksulluk oranı yüzde 10,7 olarak belirlendi. Ücretler enflasyon karşısında hızla erirken, milyonlarca emekçinin alım gücü her geçen gün daha da düşüyor. Bugün Türkiye’de ücretli çalışanların çok büyük bir bölümü asgari ücret düzeyinde maaş alırken, bu durum ise yoksulluğun kitlesel bir hâl almasına yol açıyor. Rapora göre 2024 yılında 18 yaşından küçük çocukların yüzde 38,9’u yoksul ya da sosyal dışlanma riski altında. TÜİK’in açıkladığı verilere göre bu oran; 18–64 yaş grubunda yüzde 26,3, 65 yaş üstünde ise yüzde 23,3. Toplam yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında olanların oranı ise yüzde 29,3 seviyesinde. 
 
2023’te toplam hanehalkı başına aylık ortalama tüketim harcaması 24 bin 383 TL iken, 2024’te bu tutar neredeyse iki katına çıkarak 45 bin 344 TL’ye ulaştı. Bu artış, yüksek enflasyon ve temel ihtiyaç kalemlerindeki fiyat yükselişlerinin harcamaları doğrudan etkilediğini ortaya koyuyor. Özellikle konut ve kira harcamalarının payı yüzde 23,9’dan yüzde 26’ya yükseldi, ulaştırma ise yüzde 21,9’dan yüzde 21,6’ya çok az bir düşüş göstermesine rağmen hâlâ hane halkı bütçesinin en büyük kalemlerinden biri olmayı sürdürüyor.

“GELİR EŞİTSİZLİĞİNDE AVRUPA BİRİNCİSİYİZ”
Raporda, “Türkiye’nin içinde bulunduğu ağır sosyoekonomik kriz, gelir dağılımındaki adaletsizliği daha da büyütmüş ve ülkeyi Avrupa’da gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu ülke hâline getirmiştir.” denilirken, bu durumun, millî gelirin toplumun geniş kesimlerine ulaşamamasına, zenginlerle yoksullar arasındaki makasın açılmasına ve orta sınıfın giderek yok olmasına yol açtığı kaydedildi. 

Gelir eşitsizliğinin artarak sürmesi, toplumda zengin kitleler ile yoksullar arasındaki uçurumun derinleşmesine yol açıyor. Eurostat verilerine göre, Avrupa Birliği ülkelerinde en zengin yüzde 20’lik kitleyle en yoksul yüzde 20’lik taban arasındaki gelir farkını gösteren S80/S20 oranı 4,66 iken Türkiye için bu oran 9,06 olarak belirlendi. Bu durum, Gini katsayısında olduğu gibi gelir adaletsizliği açısından da Türkiye’yi Avrupa ülkeleri arasında en olumsuz konuma yerleştiriyor. Belçika, Almanya, Slovenya ve Norveç gibi pek çok Avrupa ülkesinde S80/S20 oranı 3–4 kat arasında seyrediyor. Türkiye’de ise en zengin kesimin geliri, en yoksul kesimin gelirinin yaklaşık 9 katına ulaşıyor. Avrupa ülkeleri arasında Türkiye’ye en yakın değer 6.96 ile Bulgaristan’da görüldü. 2024 yılı itibarıyla Türkiye’de kişi başına düşen milli gelir 15 bin 463 dolar. Bu rakam, Avrupa ortalaması olan 36 bin 590 doların oldukça altında kalıyor ve Türkiye’yi Avrupa ülkeleri arasında kişi başına düşen milli geliri en düşük ülke konumuna getiriyor. 

Konut masrafı dışındaki giderler nedeni ile 2024 yılında kurumsal olmayan nüfusun yüzde 60,9’u borçlu hale geldi. Buna göre her 10 kişiden 6’sı borçlu durumda. TÜİK verileri incelendiğinde nüfusun sadece yüzde 39,1’inin borçlu olmadığı, halkın yüzde 12,5’inin ise borçlarını ödemekte çok zorlandığı tespit edildi. 

 


ARŞİV