İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, 19 Mayıs’ta yayımladığı raporla genç işçilerin dramını gözler önüne serdi. “Genç İşçiler İş Cinayetleri Raporu”na göre 2013 yılından 2025 yılının ilk dört ayına kadar geçen sürede en az 2 bin 728 genç işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
13 YILDA EN AZ 2 BİN 728 GENÇ İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ
İSİG Meclisi verilerine göre, genç işçilerin her ay ortalama 18 ila 19’u iş kazalarında yaşamını yitiriyor. Pandemi döneminde ölüm sayıları kısmen azalsa da, 2021 Eylül ayı itibarıyla derinleşen ekonomik krizle birlikte iş cinayetlerinde ciddi artış yaşandı. Üstelik ölen gençlerin yüzde 93’ü ücretli çalışan.
2013-2025 yılları döneminde genç İşçi iş cinayetlerinin yaşlara göre dağılımı şöyle: 18 yaşında 222 genç, 19 yaşında 305 genç, 20 yaşında 312 genç, 21 yaşında 253 genç, 22 yaşında 344 genç, 23 yaşında 385 genç, 24 yaşında 368 genç ve 25 yaşında 539 genç işçi hayatını kaybetti. Cinsiyet dağılımına göre ölen genç işçilerin 235’i kadın, 2 bin 493’ü erkekti.
Rapora göre genç işçi ölümlerinin yüzde 34’ü sanayide, yüzde 27’si inşaatta, yüzde 22’si hizmet sektöründe, yüzde 17’si ise tarımda yaşanıyor. Kalıpçılık, sıvacılık ve vinç operatörlüğü gibi işler ile motosikletli kuryelik yapan gençlerin ölüm oranı ise dikkat çekici düzeyde.
2013–2025 yılları arasında en fazla ölüm inşaat-yol işkolunda yaşandı: 718 genç işçi bu alanda hayatını kaybetti. Tarım ve ormancılık işkolunda 455, konaklama-eğlence alanında 241, taşımacılıkta 180, metal sanayide 164, madencilikte 152 genç işçi yaşamını yitirdi. Ayrıca medya, iletişim, finans gibi işkollarında da can kayıpları yaşandı. Sendikalı genç işçi sayısı yalnızca 87 ile sınırlı kaldı; bu da toplamın yalnızca yüzde 3,18’ine denk geliyor.
İş cinayetlerinin başlıca nedenleri arasında trafik ve servis kazaları öne çıkıyor (650 ölüm). Bunu yüksekten düşme (448), ezilme/göçük (414), elektrik çarpması (242), zehirlenme ve boğulma (209 ölüm), şiddet ve intihar (281 ölüm) izliyor.
ÖĞRENCİ, STAJYER VE GENÇ ÖĞRETMENLER DE LİSTEDE
Raporda, iş cinayetlerine sadece sanayi işçileri değil, staj yapan ya da harçlığını çıkarmak için çalışan üniversite öğrencilerinin de dahil olduğu belirtildi. Aynı şekilde atanamayan ve geçim sıkıntısı çeken genç öğretmenlerin intiharları da iş cinayeti kapsamında değerlendirildi. Ayrıca 12 lise öğrencisi de çalışırken hayatını kaybetti.
EN ÇOK ÖLÜM İSTANBUL’DA
İSİG Meclisi’nin verileri, genç yaşta hayatını kaybeden işçilerin yüzde 10’u göçmen. Bu oran, tüm yaş gruplarında yüzde 5 olan göçmen işçi ölüm oranının iki katı. Afganistan, Suriye, Irak, Özbekistan gibi ülkelerden gelen genç işçiler, kayıt dışı çalıştırıldıkları için iş kazalarına karşı tamamen savunmasız durumda. Özellikle tekstil, tarım, gıda ve inşaat sektörlerinde düşük ücretlerle çalışan bu gençlerin ölümleri, çoğu zaman resmi kayıtlara bile geçmiyor.
İş cinayetlerinin en fazla yaşandığı iller sırasıyla İstanbul, İzmir, Ankara, Kocaeli, Bursa, Antalya ve Konya olarak belirlendi. En fazla ölüm (349) İstanbul’da yaşandı.
Ayrıca Van, Diyarbakır, Ordu, Kars gibi illerden büyükşehirlere göç eden gençlerin de bu illerde kayıtlara geçen ölümler içinde önemli bir yer tuttuğu belirtiliyor.
“GENÇLER UCUZ EMEK GÜCÜ DEĞİL, GELECEĞİMİZ”
İSİG Meclisi raporun değerlendirme bölümünde, Türkiye’de gençlerin bir yatırım değil, ucuz iş gücü olarak görüldüğünü ve bu nedenle güvencesizliğe terk edildiklerini vurgulandı. Eğitim, barınma ve sosyal yaşamdan uzak kalan gençlerin, uyuşturucu, çeteleşme ve iş cinayetleriyle kuşatıldığı belirtildi. Genç işçilerin korunması için üç temel öneri sıralandı:
“1- İstihdam politikaları yeniden yapılandırılmalı, gençlerin insanca yaşayabilecekleri ücret, iş güvenceleri ve sağlıklı-güvenli çalışabilecekleri ortamlar sağlanmalıdır.
2- Yükseköğrenim teşvik edilmeli, parasız olmalı, müfredat bilimin ışığında yapılandırılmalıdır. Gençlere dönük sosyal ve kültürel politikalar geliştirilmelidir.
3- Yaşam alanlarımız uyuşturucu, kumar ve çeteleşmeden temizlenmelidir. Gençlerin üzerindeki baskılar sona ermeli ve siyasal-sosyal mücadelelerini engelleyen tüm uygulamalara son verilmelidir.”