Geçmişten günümüze süregelen Ramazan geleneklerinin eskiden olduğu gibi yoğun yaşanmadığı gerçeğine rağmen; pidesi, hurması, iftarı, sahura kadar süren sohbetleriyle Ramazan heyecanı kenti sardı
Mustafa SÜRMELİ
Hoşgörüsü, sevgisi, coşkusuyla bir Ramazan daha geldi. Geçmişten günümüze süregelen Ramazan geleneklerinin eskiden olduğu gibi yoğun yaşanmadığı gerçeğine rağmen; pidesi, hurması, iftar heyecanı, sahura kadar süren sohbetleriyle Ramazan heyecanı kenti sardı. Tarihi Kadıköy Çarşı başta olmak üzere kentin uzun geçmişine tanıklık eden bazı mekânlarda da Ramazan hazırlıkları başladı.
PİDE VE İFTAR
Ramazan pideleri fırın raflarına çıkmaya hazırlanıyor. İftar saatine yakın yeni çıkan pidelerin kokusu ortalığı saracak, fırınların önü sıcak pide almak isteyen mahalleli tarafından dolacak. Kadıköy’ün 65 yıllık Batu Ekmek ve Pasta Fırını da yıllarca bu görüntülere tanık oldu. Safranbolulu Hakkı Batu’nun Hasanpaşa’da kurduğu, oğlu Cevat Batu’nun işlettiği tarihi mekân, Ramazan pidelerini bu yıl da Kadıköylüyle buluşturacak. Eski Ramazanlarda yaşanan coşkuyu anlatan Cevat Batu, birlikte yapılan iftarların keyfinin bambaşka olduğunu söyledi. Komşuluk ilişkilerinin de zayıflamasıyla bunların unutulduğunu belirten Cevat Batu, “Eskiden güveç ve böreğini alıp pişirmeye gelen mahalleliyle dolardı fırınımız. O günler unutulur mu…” dedi.
ASIRLIK MUTFAK, ASIRLIK LEZZET
Kadıköy’ün asırlık ömrüyle Tarihi Çarşı’ya renk katan mekânı Yanyalı Fehmi Lokantası’na gidiyoruz. Üçüncü kuşaktan torun Ergin Sönmezler, mekânın 1919 yılında Fehmi Sönmezler tarafından kurulduğunu anlatıyor. 1890’lı yıllarda Yanya’da doğan Fehmi Sönmezler Balkan Savaşı yıllarında Türkiye’ye geldi. Sarayın baş aşçısı Hüseyin Efendi ile tanıştıktan sonra lokantayı açtı. 100 yıllık mekânın, kentin gürültü ve kalabalığından uzak arka bahçesi ise hatıralarla dolu. Ergin Sönmezler, içinde saray mutfağından örneklerin de bulunduğu 150 çeşit yemeğin piştiği mekânda kalabalık iftar saatlerindeki keyfin bir başka olduğunu paylaştı.
RAMAZANDA HURMALI BAKLAVA
Şekerci Caferzade Aytekin Erol, Ramazan için hazırlıklarını tamamladı. Birbirinden lezzetli, çeşit çeşit meyvelerden lokum, tatlı ve şekerler Ramazan ayında ağızları tatlandıracak. Ramazan ayının değişmez lezzetlerinden gül, demirhindi ve meyan kökü şerbeti de sıcak günlerin iftarlarında hem ferahlatacak hem de sindirimi rahatlatacak. Bu yıl farklı bir lezzet, hurmalı baklava, tatlılar arasına katılacak. Dükkânı rengarenk tatlı ve şekerlerle dolu olan Aytekin Erol, hurmalı baklavanın çok beğenileceğini söylüyor.
ÇARŞIDA FİYATLAR NE DURUMDA
Sebzeden meyveye, kahvaltılıklardan kuruyemişe, kırmızı etten beyaz ete, balığa kadar pek çok kalemde hemen hemen pek çok ürünü bulmanın mümkün olduğu Kadıköy Tarihi Çarşısı’nda Ramazan heyecanı ve hazırlıkları başladı. Ramazan ayında seyredecek fiyatlar da aşağı yukarı belli. Ancak çarşıda da yüksek fiyatlar dikkat çekiyor.
ÇARŞIDA FİYATLAR:
Sebze-Meyve(Kg.)
Salatalık, Domates 4 TL
Çalı Fasulye 8 TL
Bezelye 5 TL
Çilek 5-10 TL
Şeftali 8 TL
Kiraz 13 TL
Kayısı 10 TL
Portakal 5 TL
Elma 6 TL
Kahvaltılık(Kg.)
Zeytin 18-24 TL
Ezine Peyniri 25 TL
Kaşar Peyniri 30-50 TL
Pastırma 90 TL
Salam 60 TL
Sucuk 55-65 TL
Sosis 45 TL
Yumurta tane 60 Kr.
Tereyağı 37 TL
Helva 20 TL
Bal 20-37 TL
Balık (Kg.)
Kalkan 75 TL
Çupra, Palamut, Barbun, Tekir 25 TL
Somon 40 TL
Jumbo Karides 80 TL
İstavrit 15 TL
Sardalya 10 TL
Mezgit 13 TL
Levrek 22 TL
Kuruyemiş(Kg.)
Karışık kuruyemiş 40 TL
Fındık 90 TL
Badem 60 TL
Kaju 45 TL
Tuzlu fıstık 24 TL
Kabak çekirdeği 32 TL
Antep fıstığı 60 TL
Kuru üzüm 20-24 TL
Hurma 10-48 TL
Ceviz 68 TL
ESKİ RAMAZANLAR UNUTULUR MU?
Çocukluğuna denk gelen 1950-60’lı yılların Ramazanları Mimar-Araştırmacı Arif Atılgan için unutulmaz anılarla dolu. Yeldeğirmeni’nde Nedim’in kahvesinin karşısındakiyle İzzettin Sokak’ta bulunan francala fırını, uzun pide sırasında beklediği yerlerden. Nefis francala ekmeği ve pidelerin lezzetini unutmadığını söylüyor. Tüm Kadıköylülerin sevgi, hoşgörü, kardeşlik içinde Ramazan geçirdiğini anlatan Atılgan, “O yıllarda da radyolarda, 1970’li yıllarda yeni kullanılan televizyonlarda ve sohbetlerde eski ramazanlar anlatılır, konuşulurdu” diyor.
İftar zamanının, Selimiye Kışlası’ndan gelen top atışı sesiyle belli olduğunu anlatan Atılgan, “İftar yemekleri doğrusu biraz ağır olurdu. Yemek sonrası erkeklerin bir kısmı teravih namazına giderlerdi. Namaz sonrası kendi arkadaşlarının bulunduğu kahvehaneye giderler, bazıları sahur vaktine kadar orada vakit geçirirdi. Evlerde ise radyodan ramazan programları dinlenir, konuklar geldiyse onlarla sohbet edilirdi. Esnaf, dükkânlarının açılış saatlerini iftar saatine göre ayarlardı. Oruç tutanlar iftarını dükkânlarında açarlar, sonra da dükkâna gelen arkadaşlarıyla sohbet ederlerdi.” diyor.