Hukukçular “insan hakları”nı konuştu

Barış Manço Kültür Merkezi'nde İnsan Hakları Haftası vesilesiyle “İnsan Hakları Çalıştayı” düzenlendi

14 Aralık 2018 - 11:31

Çağla ÇELİK

İnsan Hakları Haftası dolayısıyla, Marmara Hukuk Derneği “İnsan Hakları” konulu bir çalıştay düzenledi. Kadıköy Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi'nde gerçekleşen, üniversite eğitim üyelerinin ve avukatların konuşmacı olduğu çalıştay, geçmişten günümüze yayımlanmış olan insan hakları belgelerinin ortaya çıkış süreçlerini ve Türk hukukuna etkilerini tartışarak, günümüz sorunlarına çözüm arama hedefiyle, üniversite öğrencileri ve uzmanları buluşturdu. Temel İnsan Hakları, Çocuk Hakları ve Sosyal Haklar konu başlıkları üzerinde durulan çalıştayda, katılımcılara sertifika dağıtıldı. 10 Aralık Pazartesi günü yapılan çalıştayda,4 oturum gerçekleşti.

GEÇMİŞTEN BUGÜNE HAKLARIMIZ

Geçmişten, günümüze insan hakları belgelerinin Türk hukukuna etkileri hakkında konuşma yapan Ar.Gör. Kahan Onur Arslan, konuşmasına Abil-Kabil hikâyesi ile başladı. Özgürlüğün militan savunucusu olarak John Locke’un karşımıza çıktığını belirten Arslan, “Locke, devletin yaşam, mülkiyet, özgürlük haklarına dokunması halinde kişinin direnme hakkını kullanabileceği görüşünü savunuyor. Bu görüşü bir de kuvvetler ayrılığı teorisiyle destekleyerek aslında dönemi içerisinde temel insan hakları adına büyük aşama kaydetti.” dedi.

KATEGORİK AYRIMCILIK

Konuşmasında LGBTİ haklarından ve homofobinin anayasal üretiminden bahseden Doç.Dr. Tolga Şirin ise heteroseksizm ve homofobinin karıştırılması üzerinde durdu. Anayasa Mahkemesi kararlarına baktığımızda, mahkemenin eşcinsel bireylere içermeci ayrımcılıkla yaklaşmasından bahseden Şirin, “Mahkeme görüntüde eşcinsellere karşı kategorik bir ayrımcılık yapmıyor fakat bunu bireyin eşcinsel olduğunu göstermemesi kaydıyla ya da heteroseksuel kimliği içerisinde erimesi kaydıyla gerçekleştiriyor.” diye belirtti.

YAŞA BAĞLI AYRIMCILIK

Çocuk hakları üzerinden üçüncü oturumda konuşma yapan Dr.Sabah Altay, Ezgi Koman ve Av.Seda Akço, çocuk mağduriyeti, özellikle çocuk tacizi, çocukların yaşam hakkı konusunda çok sık olumsuz haber yapıldığını söylediler. Eğer bir istismar sonrasında gözümüzü hemen hukuk sistemine, adalete döndüreceksek bile daha geniş bir perspektiften bakmaya ihtiyacımız olduğu üzerinde duran Akço, “Mağdurun yaşına bağlı bir ayrım var ve bu 15 yaşa endekslenmiş durumda. 15 yaş altı çocuğa yönelik her türlü istismarı kanun suç olarak sayıyor ama eğer 15 yaşını doldurmuşsa, çocuğun cinsel istismarı sayılabilmesi için cebir, tehdit veya iradeyi sakatlayan başka bir halin bulunması lazım.” dedi ve öncelikli problemin buradan çıktığını belirtti.


ARŞİV