İklim krizine karşı kentte adalet arayışı

İPA İstanbul Dergisi’nin 12. sayısı okurlarla buluştu. Bu sayıda iklim krizinin kent yaşamındaki etkileri sosyal ve ekonomik eşitsizlikler üzerinden ele alınıyor

09 Nisan 2025 - 10:57

İPA İstanbul Dergisi’nin 12. sayısı yayınlandı. Üç ayda bir yayınlanan derginin kapak konusu “Kentte İklim Adaleti”. İklim değişikliği, kentlerin karşı karşıya olduğu en büyük, kapsamlı ve karmaşık krizlerin başında geliyor. Şiddeti ve yoğunluğu giderek artan iklim olaylarının felakete varan olumsuz sonuçları, kent yaşamını giderek daha çok tehdit ediyor. Diğer yandan, bu olumsuz etkiler sosyal ve ekonomik eşitsizliklere bağlı olarak kentli gruplar arasında eşit biçimde dağılmıyor ve yaşanmıyor. İklim adaleti yaklaşımı da iklim değişikliğinin çevre meselesi olduğu kadar bir adalet ve eşitsizlik sorunu olduğunu ileri sürüyor ve iklim değişikliğiyle mücadeleyi sosyal ve ekonomik eşitlik perspektifine bağlı olarak yürütülmesi gerektiğini savunuyor. 

Dosyada, kentlerdeki iklim mücadelesi iklim adaleti çerçevesine göre değerlendiriliyor. Dezavantajlı konumlardaki grup ve bireyleri odağına alan bir iklim adaleti yaklaşımının gerekliliği ve olasılığı, yerel yönetimler, sosyal belediyecilik, kentsel planlama, kamu sağlığı ve toplumsal cinsiyet gibi kentle ilgili farklı alan ve konular üzerinden tartışılıyor. Bu bölümde Ashley Dawson, Ayşen Dinçerler, Ender Peker, Özge Karadağ, Melike Yavuz, Özlem Altıparmak ve Yağız Eren Abanus’un inceleme yazılarıyla beraber Barış Gençer Baykan ile yapılan söyleşi de yer alıyor. Kapak dosyasıyla ilgili olarak “Gösterge” bölümünde İstanbul’un çatı üstü güneş potansiyeli verileri ve Ufuk Alparslan’ın konuyla ilgili değerlendirmesi bulunuyor.


 

İSTANBUL’DA YAYA OLMAK 
İkinci dosyada, kentte sağlıklı, sürdürülebilir ve insana saygılı bir yaşamın bir başka temel unsuru olan İstanbul'da yaya olmanın ve yaya olarak hareket etmenin olanakları ve engelleri konu ediliyor. Uzun yıllar boyunca uygulanan politikaların sonucu olarak İstanbul büyük ölçüde otomobil odaklı hale gelmiş durumda. Yayaların kent yaşamında göz ardı edilmesi, güvenli ve özgür bir şekilde yürüme hakkını kısıtlayan pek çok engele neden oluyor. Dosyada, İstanbul’da yaya olmanın koşulları ele alınırken kentte yürüyebilmenin imkanlarını artırmaya ve iyileştirmeye yönelik yapılan planlama çalışma ve uygulamaları mercek altına alınıyor. Bu konular; İbrahim Orhan Demir, Hale Elez Kürekçi, Görken Akyol, Bahar Aksel Arzu Erturan’ın analiz yazılarının yanı sıra Haluk Gerçek ve Ela Babalık ile yapılan söyleşide ele alınıyor. Bu sayının ikinci Gösterge’sinde İstanbul’da yaya güvenliği üzerine verileri Ezgi Kundakçı değerlendirme yazısı eşliğinde sunuluyor.

Koleksiyon bölümünde, Cengiz Bektaş’ın Kuzguncuklularla beraber sokakların kamusal alan niteliğine uygun olarak dönüşümü ve geri kazanımı için 1980’lerde Kuzguncuk’ta yürüttüğü çalışmalar sergileniyor.Metropol bölümünde, Stijn Burijsten yazısında İstanbul’un mavi alanlarının yenilenmesine mekânsal adalet yaklaşımına bağlı kalarak incelerken Fırat Şenol İstanbul’da kent yürüyüşü deneyimlerini aktarıyor.  Sayının Ekosistem bölümü ise, Fatih Dikmen’in İstanbul ekosisteminin en kalabalık üyeleri olan böcekleri incelediği yazısına ayrıldı.

 


ARŞİV