Çikolatayı kitaptan tadın

Türkiye’nin ilk çikolata tarihi kitabı olan ‘ÇUKULATA: Çikolatanın Yerli Tarihi’; okuyanları bayram ziyaretlerinin vazgeçilmezi çikolatanın geçmişine bir yolculuğa çıkarıyor

17 Eylül 2015 - 18:31
Türkiye’nin ilk çikolata tarihi kitabı olan ‘ÇUKULATA: Çikolatanın Yerli Tarihi’; okuyanları bayram ziyaretlerinin vazgeçilmezi çikolatanın geçmişine bir yolculuğa çıkarıyor  
 
Gökçe UYGUN
Çocukluğum! Gözüm yaşarıyor, çikolatanın tadını, geçmişteki mutluluğu ve kayıp çocukluğumu keyfimce harmanlıyor, büyük bir hazla kendimi bu tatlı ıstıraba bırakıyorum. Damağımdaki bu törenin sadeliği, ciddiyetinden hiçbir şey eksiltmiyor”

Portekizli ünlü şair/ressam Fernando Pessoa’nun hakkında bu satırları yazdığı çikolatanın geçmişini merak ediyor musunuz? O halde, Moda’daki Saint-Joseph Fransız Lisesi’nde, geçen yıl açılan çikolata sergisinden ilhamla hazırlanan bu kitap tam size göre; “ÇUKULATA: Çikolatanın Yerli Tarihi”
Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan, Osmanlı sarayının resmi çikolata tedarikçisi unvanını alan tek çikolata firması olan Nestlé’nin destek verdiği Türkiye’nin ilk çikolata tarihi kitabı; çikolatanın sürprizlerle dolu serüvenin en tatlı anlarını paylaşırken, çikolatanın zaman içinde yüklendiği toplumsal ve kültürel anlamlara da ışık tutuyor. Kitabın yazarı Saadet Özen, “Çikolatanın tarihi, geçmişte insanların nasıl yaşadığını, neleri sevdiğini, bugüne kıyasla neleri farklı, neleri aynı gördüğünü anlamamızı sağlıyor” diyor.

 “TANRILARIN GIDASI”
ÇUKULATA: Çikolatanın Yerli Tarihi kitabından bazı ilginç bilgiler şöyle;
• Çikolatanın ilk ortaya çıkışı, tahminen MÖ 1500’lere, Meksika Körfezi’nde yaşayan halklara dayanıyor. Avrupa’nın eline geçmeden önce çikolata, Güney ve Orta Amerika halkları tarafından yüzyıllardır balla ve baharatlarla karıştırılarak soğuk/sıcak içilirdi.  
• Çikolatanın ilk sahipleri olan Orta ve Güney Amerika halkları, kakao çekirdeğini para olarak kullanırdı. Hatta arkeologlar kazılarda sahte kakao çekirdeklerine rastladılar!  
• Osmanlı İmparatorluğu’nda çikolatanın varlığına dair ilk kayıtlar 17. yy’da başlıyor. Onu ilk olarak alafranga kahvelerde sunulan, özellikle soğuk havalarda sevilen, hatta doktorların da tavsiye ettiği bir içecek olarak tanıdı Osmanlı. Hatta öyle ki; dönemin hekimleri: “Kat kat esvab giyip hamallık etmektense her sabah çikolata ile mükemmel bir kahvaltı etmek her halde daha iyidir” dermiş.
• 1684’te Parisli bir doktorun, “Çikolata o kadar asil bir buluştur ki tanrıların gıdası çikolata olmalıdır” dediği kitabı yayımlandı.
• 1753’te İsveçli bir bilim insanı, kakao ağacına ‘theobroma cacao’ adını verdi, yani “Tanrıların gıdası”
• Paris’te çikolatalı ilaçlar üretilmeye 1816’da başlandı.
• İstanbul’da bir gazete, 1847’de yayımladığı bir ilanda, “İstanbul’da, Ottoni Eczanesi’nde çikolatalı ilaç satıldığını” duyurdu.
• 1890’lara kadar sütlü çikolata, 1930’lara kadar da beyaz çikolata yoktu.

MODA’NIN KÜÇÜK ÇİKOLATA DÜKKÂNI
 Moda Caddesi’nin Yeni Fikir Sokak’la kesiştiği noktada sevimli bir dükkân vardır; “Çikolata Dükkânı”. Her daim çikolata kokularının yükseldiği, Fransız ezgilerinin kulaklarınızın pasını sildiği bu küçük dükkân, (şimdilik) hammaddesi Belçika’dan gelen 35 çeşit çikolata türünü barındırıyor. Şimdilik diyoruz zira dükkânın sahibi, kurucusu, şefi kısacası her şeyi olan Yılmaz Cihan’ın en büyük tutkusu yeni çikolata türleri denemek! Çocukluğundan beri çikolata düşkünü olan Yılmaz Bey, 28 yaşında bir plaza çalışanı iken, işinden istifa edip Belçika’ya çikolata eğitimi almaya gitmiş. Yaklaşık dört yıl önce de Moda’daki bu dükkânı açmış. Moda semti, kendi deyimiyle ‘parçası olmaktan en hoşnut olduğu yer’.  “Biz Moda’yı, Modalılar da bizi çok sevdi. Yalnız son zamanlarda Moda sakinlerimizi biraz kaybettik. Çünkü dükkanımız çok küçük ve haftasonu gelen ziyaretçilerden Moda sakinlerine pek yer kalmıyor. Moda sakinleriyle olan o samimi ilişkimizi kaybetmemek için, yine Moda’da daha büyük bir yer arıyoruz. Ama kesinlikle şube açmayacağım” diyor. Yılmaz Bey, her şeye lezzet verebildiği için çikolatadan her şey yapılabileceğine inanıyor. Dükkânın sürprizi ise tam da bu inancın ürünü olarak; çikolatalı kolonya! Çikolatayı tatmak damağınıza lezzet veriyor, kolonyası ise hem iştah açıyor hem teninizde çikolata kokusu bırakıyor…



ARŞİV