İlk müdahale "psikolojik ilk yardım" olmalı

Çocuk Koruyucu Ruh Sağlığı Merkezi'nde Uzman Klinik Psikolog Ceren Yeltekin Karaalioğlu, depremi yaşayan, enkazdan çıkarılan çocuklara yapılabilecek ilk müdahalenin güvenlik, sağlık, barınma, beslenme gibi temel ihtiyaçların karşılandığı psikolojik ilk yardım olduğunun altını çizdi

14 Şubat 2023 - 13:05

Ülke olarak pazartesi sabahı bir felakete gözlerimizi açtık. Kahramanmaraş'ta meydana gelen ve birçok ili etkileyen iki depremde binlerce kişi hayatını kaybetti, binlercesi yaralı kurtarıldı. Gözyaşı, acı, üzüntü, çaresizlik, korku, kaygı birbirini izledi. Yıkılan binalardan çıkarılan çocukların yüzündeki korku ve endişe hafızamıza kazandı. Kadıköy Belediyesi Çocuk Koruyucu Ruh Sağlığı Merkezi'nde Uzman Klinik Psikolog Ceren Yeltekin Karaalioğlu ile çocuklara depremin nasıl anlatılması gerektiğini, depremin çocukların üzerinde bırakacağı etkileri ve bu etkileri azaltmak için yapılması gerekenleri konuştuk.

“DOĞA OLAYI OLDUĞU ANLATILMALI”

  • Depremi yaşayan, enkazdan kurtulan çocuklara deprem nasıl anlatılmalı?  

Depremi yaşayan çocuklara depremin bir doğa olayı olduğu anlatılmalıdır. Yer altından geçen fay hatlarından dolayı evlerin sallandığı, binaların hasar gördüğü ve yıkıldığı anlatılmalı. “Çok korkmuş olmalısın, ne olduğunu anlayamamış olabilirsin, konuşmak ister misin, sana açıklama yapmamı ister misin?” gibi çocuğun duygusuna dokunmak ve onayını almak gerekir. Aynı zamanda  bana sorular sorabilirsin mesajı da verilmeli. 12 yaş altındaki çocuklara somut olaylar üzerinden olayı anlatmak çocuğun zihninde bunu işlemesini kolaylaştırır. Küçük çocuklara bu senin suçun değil mesajı mutlaka verilmeli. Çünkü küçük çocuklarda ben yaramazlık yaptım, ben cezalandırıldım gibi düşünceler gelişebilir. Önemli olan konuşmanın sonunu güvendeyiz, beraberiz, herkes yardım ediyor, yalnız değiliz şeklinde bağlayabilmek, çocuğun güvenine ve umuduna tohum serpmek.

  • Çocuklara psikolojik destek nasıl verilmeli, neler yapılmalı?

Depremi yaşayan ya da enkazdan çıkarılan çocuklara yapılabilecek ilk müdahale psikolojik ilk yardımdır. Psikolojik ilk yardım ise olaydan etkilenen kişinin güvenlik, sağlık, barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Psikolojik ilk yardım bir terapi uygulaması değildir,  psikolojik ilk yardımı herkes yapabilir. Daha sonrasında yapılabilecek olan şeyler ise çocuğu yakınlarıyla bir araya getirmek, kendi ihtiyaçlarını karşılamak için cesaretlendirmek, kendilerini yeterli hissedebilmelerini sağlamak, çocukların konuşmalarına alan açmak ve onları şefkatle dostane bir şekilde dinlemektir.

“ÇOCUKLARA DOĞRU BİLGİ VERELİM”

  • Başka neler yapılabilir? 

Çocuklara mutlaka doğru bilgiyi verelim, cevabını bilmiyorsak bile “senin için yetkili bir kişiden bilgi alıp sana anlatacağım” gibi cümlelerle güven ilişkisi kurmaya özen gösterelim. Çocuklara olumsuz anıyı hatırlatacak “o sırada neredeydin?, ne oldu?, nasıl kurtuldun?” gibi sorular sormaktan ve anlatmak istemeyen çocuğu anlatmaya zorlamaktan kaçınalım. Çocuğun anlattığı olay ile ilgili “abartma, yok daha neler canım, o kadar da değil” şeklinde abartılı bir anlatım yapıyormuş gibi yorumlar yapmayalım. 

İlk bir aylık ‘Akut Stres’ olarak adlandırdığımız dönem anormal duruma verilen normal tepkidir. Akut stres döneminden sonra uyku problemleri, iştah problemleri, yaşının altında davranışlar gösterme, yalnız kalmak istememe, fiziksel belirtiler gibi değişiklikler görülüyorsa bir uzmandan destek almaları önerilir.

 

  • Deprem olduğu bilgisini öğrenen, yıkım görüntülerini gören çocuklarlarla nasıl bir iletişim kurulmalı? 

Deprem döneminde çocuklarımıza hiçbir şey yokmuş gibi davranmayalım, sır saklamayalım. Çünkü çocuklar en çok güvendikleri kişilerden aldıkları bilgiye inanırlar. Depremin ne olduğunu, nasıl olduğunu çocuklara anlatalım ve bize sorular sormaları için alan açalım. Aile ile birlikte bir eylem planı yapılabilir, deprem çantası hazırlamak ve deprem çantasının içine sevdiği, istediği bir oyuncağı seçip koyması önerilebilir. Birlikte deprem bölgesinde olan çocuklar için oyuncaklarından ya da kıyafetlerinden bağışlar hazırlanabilir ya da oradaki çocuklara mektup yazılabilir, resim yapılabilir. Bunun çocuk için önemi oradaki kişiler için bir şey yapıyorum hissini yaşamasıdır. Depremin ardından kendimizi iyi hissetmememiz, korku, öfke, çaresizlik gibi duyguları hissetmemiz anormal bir duruma verilen normal tepkidir. Fakat depremi yaşamayan ama sosyal medyadan ya da televizyondan takip eden çocukların da dünyayı güvenilmez bir yer olarak algılamaları ve buna bağlı olarak kaygı, korku gibi duygular hissetmelerine sebep olabilir. Çocuklar bizlerle konuşabilsin, duygularını ifade edebilsin. Çünkü biz yetişkinler ne kadar etkileniyorsak çocuklarda bir o kadar etkileniyor. Bu sebeple çocukların duygularını konuşmaya ve kendilerini ifade etmeye ihtiyaçları var. Çocuklara daha fazla zaman ayırarak, beraber daha fazla oyun oynayarak, resim yaparak çocuklara hayat akışının devam ettiğini hissettirmemiz gerekiyor.

“UYKU GİBİ BİR ŞEY DENMEMELİ”

  • Depremde kayıp yaşayan çocuklara aileleri ile ilgili bilgiler nasıl verilmeli? İletişimde  nasıl bir dil kullanılmalı? 

Öncelikle çocuğa bilgi vermek için çocuğun sağlık açısından stabil hale gelmiş olması gerekiyor. Çocuğa yalan söylenmemeli ve çocuğun güvendiği bir yakını tarafından bilgi verilmeli. 

12 yaş altı çocukların soyut düşünceleri oturmadığı için daha somut bir anlatım ile güvenli, sakin bir ortamda tanıdığı bir yetişkin tarafından anlatılmalıdır. Burada kayıp bilgisini verirken çocuğa bilgi saklamayarak ve sakinlik korunarak “annen, baban, kardeşin melek oldu”, “cennete gitti” gibi kurulan cümlelerin çocuk için anlaşılması zordur. Evcil hayvanlar ya da bitkiler üzerinden anlatılmalı. Ağaçlar çiçek açıyor, çiçekler soluyor, yapraklar dökülüyor gibi ya da insanlar doğar, büyür, ölür gibi bir somut anlatım ile birlikte çocukla paylaşılmalıdır. “Üzgünüm ama anne/baba/kardeş/evcil hayvanın öldü” gibi cümlelerle ölüm kavramı kullanılmalıdır.  Çocuklarla konuşurken mutlaka dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Bunlardan biri “uyku gibi bir şey” dememektir. Çünkü uyuma eylemi küçük yaş grubundaki çocuklarda korku, kaygı, endişe gibi durumlara sebep olabilir. Üzülebileceği, korkabileceği ifade edilirken şu anda güvendeyiz mesajı çocuğa verilmelidir.

12 yaş üstü çocuklar ölüm kavramını anlayabilecekleri için tanıdığı bir yetişkin tarafından kayıp net bir ifade ile paylaşılmalı. Vedalaşmak çocuk için önemlidir ve mezarlığa gitmek, cenazede bulunmak ya da taziye sürecinde bulunmayı isteyip istememesi mutlaka çocuğa sorulmalıdır.

“TEMEL İHTİYAÇLAR KARŞILANMALI”

“Depreme maruz kalan ya da kayıp yaşayan çocuklar için şu an en önemli müdahale psikolojik ilk yardımdır. Yani güvenlik, sağlık, barınma, beslenme gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması. Çocuğun kendi öyküsünü ve duygularını anlatmasına imkan tanımak ve onu sükunet içerisinde dinleyerek çocuğun güvenlik algısını yani “ben artık güvendeyim” hissini yaşamasına olanak tanımak. Depremden sonraki birkaç hafta boyunca uyku problemleri, iştah, regresif davranışlar, yalnız kalamamak gibi belirtiler görülebilir. Bu alanda çalışan psikososyal destek grupları ile iletişimde olmak yararlı olacaktır. Uzun vadede ise yaşanılan psikolojik belirtiler yaşamın farklı alanlarına uyum sağlamakta zorluğa sebep oluyor ise bir ruh sağlığı uzmanından (psikolog ya da psikiyatri hekimi) yardım alınması gerekiyor.” 


ARŞİV