İnsanlığın 100 yıllık utancı

Tarihin en kanlı savaşlarından olan I. Dünya Savaşı 100. yılında.

06 Kasım 2014 - 16:52
Tarihin en kanlı savaşlarından olan I. Dünya Savaşı 100. yılında. Geçtiğimiz günlerde Kadıköy’de TESAK tarafından düzenlenen sempozyumda savaş ve geride bıraktıkları tartışılırken, biz de savaşın Kadıköy’e yansıyan yıkıcı etkilerini sizler için araştırdık...
 
 

Mustafa SÜRMELİ

Kadıköy’de düzenlenen sempozyumda; I. Dünya Savaşı, başta politik, ekonomik, siyasi ve askeri olmak üzere çeşitli yönleriyle tartışıldı. Kadıköy Belediyesi Tarih Edebiyat Sanat Kütüphanesi (TESAK) tarafından 1 Kasım Cumartesi günü düzenlenen “I. Dünya Savaşı 100. Yılı” sempozyumuna; emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ, eski Bakan Prof. Dr. Sükrü Sina Gürel’in yanı sıra Prof. Dr. Cezmi Eraslan, Prof. Dr. Bilsay Kuruç, Prof. Dr. Selçuk Esenbel, Araştırmacı Cahit Kayra, Doç. Dr. Sevtap Demirci Prof. Dr. Serhat Güvenç ve Doç. Dr. Ali Satan konuşmacı olarak katıldı.  
 
‘DÜNYA NEYİ PAYLAŞAMIYOR!’
 
Kadıköy Belediyesi Tarih Edebiyat Sanat Kütüphanesi’nde düzenlenen sempozyumun açılış konuşmasını yapan Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, savaş ve çatışmalar nedeniyle özellikle Ortadoğu’da insanların hayatını kaybettiği, mağdur olduğu bir dönemden geçildiğini söyledi. Aykurt Nuhoğlu, “I. Dünya Savaşı’nın 100. yılı. Ardından yaşanan II. Dünya Savaşı’nda 50 milyona yakın insan yaşamını kaybetti. Sonraki yıllarda yaşanan savaşlarda da 100 milyonun üzerinde insan yaşamını yitirdi. Ne oluyor da teknolojinin, bilimin, dünyanın bu derece geliştiği, entelektüel gelişimin arttığı, sanatın geliştiği bir dönemde insanlar birbirlerini öldürüyorlar, katliamlar oluyor. Binlerce yıldır devam eden bu savaş dürtüsü insanoğlunda neyin sonucu, dünya neyi paylaşamıyor!” diye konuştu.
Nuhoğlu, düzenlenen sempozyumun, yaşanan savaşların acımasızlığını ifade etmesi bakımından çok önemli olduğunu ifade ederek  konuşmacılara teşekkür etti. 3 oturum halinde düzenlenen sempozyum 18.00’e kadar sürdü. Sempozyumda; “I. Dünya Savaşı’ndan kalanlar”, “Osmanlı İmparatorluğu’nun bitaraf kalması durumunda Birinci Dünya Savaşı Sonrasında karşılaşılacak jeopolitik durum”, “Birinci Dünya Savaşı içinde Kıbrıs”, “Birinci Dünya Savaşı olmasaydı”, “Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’nda tarafını seçti mi?”, “Birinci Dünya Savaşı’nda İngiliz politikası”, “I. Cihan Harbi ve Japonya-Osmanlı İlişkileri”, “Deniz Silahlanma Yarışı ve I. Dünya Savaşı’na etkileri” ile “Savaş kabinelerinin sorgulanması” konuları masaya yatırıldı.
Prof. Dr. Cezmi Eraslan’ın yönettiği I. Oturumda konuşan eski Bakan Prof. Dr. Şükrü Sina Güler “I. Dünya Savaşı içinde Kıbrıs” başlıklı konuşmasında; Kıbrıs’ın stratejik konumuna değindi. Kıbrıs’ın savaş dönemindeki durumu hakkında kısa bilgi veren Güler, Kıbrıs’ın,  I. Dünya Savaşında İngilizler için elde tutulması stratejik önem arzeden bir yer olduğunu söyledi.
Emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ ise o yıllarda Osmanlının savaşa katılıp katılmaması yönünde kamuoyunda farklı görüşler beyan edildiğini söyledi. Elekdağ, Osmanlı’nın Avrupa’da savaşa doğru giden süreci iyi tahlil edemediğini ifade etti.
Prof. Dr. Bilsay Kuruç, “I. Dünya Savaşı’ndan Kalanlar” başlıklı konuşmasında İngiltere’nin, o dönemde dünyanın kreditörü olduğunu ve dünya politikasına yön verdiğini belirtti. Kuruç, savaşın büyüklüğüne göre bölüşümün de büyük olacağını vurgulayarak, nihayetinde I. Dünya Savaşı’nın da büyük bir savaş olduğunu ifade etti.
 
BİR KIVILCIM YETTİ
28 Temmuz 1914’de başlayıp, 11 Kasım 1918’de sona eren ve Avrupalı devletlerin sömürgecilik faaliyetleri, hammadde ve pazar rekabeti gibi siyasi ve ekonomik çok farklı nedenleri olan savaş, Almanya’nın Ateşkes Günü olarak tarihe geçen Rethondes Antlaşması’nı 11 Kasım 1918’de kabulüyle sona erdi. Savaş, Avusturya-Macaristan, Rus, Almanya ve Osmanlı imparatorluklarının dağılmasına neden oldu.
Birinci Dünya Savaşı’na 70 milyon asker katıldı. Bunların 60 milyonu Avrupalı’ydı. Yeni teknolojilerle imal edilen silahlarla insanlık tarihinin en acımasız topyekün savaşı yaşandı. Yaklaşık 15 milyon kişi öldü, 20 milyon kişi de yaralandı. Savaşın dünya ekonomisine zararı o günün parasıyla yaklaşık 185 Milyar Dolar oldu. Birinci Dünya Savaşı, genel olarak sonuçları itibariyle 2.  Dünya Savaşı’nın da nedeni olacak süreci başlattı.
 
OSMANLI VE SAVAŞ
Osmanlı İmparatorluğu, Balkan savaşlarında alınan yenilgiler ve kaybedilen topraklar, büyük mali sıkıntılar içerisinde İttifak devletleri grubunda I. Dünya Savaşı’na katıldı. Kaybettiği toprakları geri almayı, devletlerin saflarını belirlediği ortamda siyasi yalnızlıktan ve ekonomik baskılardan kurtulmayı hedefledi.
29 Ekim 1914’te Osmanlı filosuna ait Yavuz (Goeben) ve Midilli (Breslau) zırhlıları Rusya kıyılarını bombaladı. 30 Ekim’de Rusya Osmanlı İmparatorluğu’na savaş ilan etti. İttifak grubunda yeraldığını açıklayan Osmanlı’ya İngiltere ve Fransa da savaş ilan etti. Osmanlı Devleti, 9 cephede savaştı. 30 Ekim 1918’de imzaladığı Mondros Ateşkes Antlaşması ile savaştan çekildi. Osmanlı Devleti Sevr Antlaşması’nı imzaladı. Osmanlı topraklarında işgal süreci başladı. İşgale karşı Milli Mücadele süreci de başlamış oldu.
 
HAYDARPAŞA GARI, SAVAŞI YAŞADI
I. Dünya Savaşı’nın yıkıcı etkileri ve ardından gelen işgal süreci, Kadıköy’de de yaşandı. 1908’de yapımı tamamlanan Haydarpaşa Garı, İstanbul Bağdat Demiryolu hattının başlangıç noktasıydı.  Haydarpaşa Garı stratejik konumu itibariyle önemliydi. 1. Dünya Savaşı sırasında gar deposunda bulunan cephanelere 6 Eylül 1917’de sabotaj düzenlendi. Çok sayıda can kaybı yaşandı. Çıkan yangın sonucu binanın büyük bir bölümü hasar gördü. Haydarpaşa Garı, savaş sırasında iki kere de bombalandı.
 
KADIKÖYLÜ GENÇLER SAVAŞTA
1912 yılında vişneçürüğü renkleriyle kurulan Kadıköy’ün ve Türkiye’nin en eski kulüplerinden Göztepe Hilalspor Kulübü’nün de Birinci Dünya ve Çanakkale Savaşı yıllarına ait anıları bulunuyor. Kulübün arşivini Gazete Kadıköy okurları için açan ve bilgi veren Kulüp Başkanı Baki Nedim Baltacı, “Hilalspor bende Çanakkale Savaşı’nı çağrıştırır. Bütün futbolcuları o savaşta şehit oldu. Kurtuluş Savaşı’nı çağrıştırır çünkü Hilal kulübü cepheye gitmiştir. Hilal, Türkiye’nin en anlamlı Kurtuluş Kupası’nın sahibidir” dedi.

 


ARŞİV