Sağlık Bakanlığı, kabine toplantısı sonrası alınan karara göre illeri dört gruba ayırdı ve çok yüksek riskli iller dışındaki yerlerde lokanta, restoran, kafe, pastanelerin kapasite oranlarına göre açılmasına karar verdi.
İstanbul da riskli iller arasında bulunuyordu ve geçtiğimiz hafta salı gününden itibaren, aylardır kapalı olan mekanlar açıldı. Kurala göre şu anda riskli iller arasında yer alan İstanbul’da yeme, içme yerleri 07.00-19.00 arasında faaliyet gösteriyor.
Salgın yönetimi ve çalışma rehberinde yer alan bilgilere göre mekanlara yüzde 50 kapasite sınırlaması getirildi ve buna göre masa-koltuk sayısı ve azami kişi sayısı tespit edilecek. Mekanlar paket servisine de devam edecek. Bununla birlikte insanların en fazla dışarı çıktığı Cumartesi gününde uygulanan sokağa çıkma yasağı da bu illerde iptal edildi.
Kadıköy’de uzun zamandır kapalı duran, paket servisle ayakta durmaya çalışan, bazıları ise paket servis dahi yapamayan mekanlar yeniden açılmanın sevincini yaşıyor.
Kadıköy’lü esnafa açılmayı müşterilerin nasıl karşıladığını, aylardır neler yaşadıklarını ve açılmayla ilgili beklentilerini sorduk.
“GÖZÜMÜZÜN YAŞINA BAKMADILAR”
Savaş Geçgel (Gri Meyhane): İnsanlar özlemiş, buna aç. Oturmak istiyorlar ama tam iş çıkışı oturmak istiyorlar, biz dükkanları kapatıyoruz. Verim alamıyoruz. Yapılan şey sadece gazımızı almak. Başka hiçbir şey değil. Bir hamburgerci, sulu yemek yapan bir yer sunulan imkanlardan yararlanabiliyor ama alkollü mekanlar hiçbir şekilde yararlanamadı ve yararlanamıyor. Yoksa vatandaş buna aç. Oturmak istiyor. Sosyalleşmek istiyor, konuşmak istiyor. Çünkü bu uzun süre eve kapanmadan da sıkıldılar. Hatta bize destek olmak için evinde tüketmeyip buraya gelen arkadaşlarımız da var. Tedbirler sürdürülerek mekanlar açılabilir. Sokağa çıkma yasağı 10’a alınıp, 12’ye alınıp tedbirler sıkı kontrol edilebilir. Akşam 19.00’den sonra bu virüs bulaşmıyor mu? Hafta sonu marketlerde alkol satılmamasını idrak edemiyorum. Demek ki farklı bir yaklaşım var.
İşletmelerimizin kirasını aylardır ödeyemedik. Elektrik firmalarıyla çok büyük problemler yaşadık. Çünkü burada çalışması gereken dolaplar var. Hiç acımadan tek faturayla elektriği kestiler, icra gönderdiler. Bir yıl kapalı olduğumuza bakmadan vergi borçlarımız tahsil edildi. Hizmet sektörüne dayalı bir erteleme yapılmadı. Kimsenin gözünün yaşına bakılmadı. Bu süreç, personelimiz için 6 ayda giderilebilir ama bizim için 3 senede zor karşılanabilecek bir durum yarattı.
“KAPANMA SAATİ ÇOK ERKEN”
İsmail İnanç (Asırlık Balık): İnsanlar kapanma saatini çok erken buluyorlar. Asırlık Balık olarak kurallara her zaman uyan, dükkanımızda hiçbir zaman sigara içirmeyen, sigortasız işçi çalıştırmayan bir işletmeyiz. 100 yıllık bir işletmeyiz ve saat 19.00’a 10 kala müşterilerimizi kaldırıyoruz. Biz dükkandan çıktıktan sonra tüm dükkanların 19.30’larda açık olması bizi üzüyor. Yetkililer kontrollerini artırmalı, kurallara uymayanlarla, uyanlar arasında ayrım yapılmalı. Kimler uymuyorsa onlara ceza verilmeli. Çünkü burası hukuk devleti. Bu konuda gereken yapılmalı. Toplu kapamalara da gidilmemeli, kurallara uymayanlar cezalandırılmalı. Saat 19.00 demek, iş başlamadan kapanmak demek. İnsanlar işlerini bırakıp mı buraya gelecekler? Bu mümkün değil. Oysa buralar 22.00-23.00’e kadar açık olsa daha iyi olur.
Bizim en azından kiramız yok ama diğer mekan işleten arkadaşlarımız inanılmaz zorluklar yaşıyorlar. Ödeme yapamadı insanlar, mal alamadı. Şimdi dükkanlar açılınca da mal sahipleri veya mal aldıkları kişiler ‘Borcunuzu ödeyin’ demeye başladı. Herkes bu sorunları biliyor ama yardımcı olunmuyor.
Yüksel Eskiköy (Tatar Salim Döner) Herkes sevindi ama bizim için sıkıntı oldu. İnsanları kırmadan HES kodlarını istiyoruz, ateşlerine bakıyoruz, kaldırmak, kabul etmemek durumlarında kalabiliyoruz. Ama diğer anlamlarda iyiyiz. Normal bir günde yaptığımız işi bu cumartesi de yaptık. Paket servisimiz var ama yetmedi elbette, çok zorluklar yaşadık. Paket servis giderlerimizin üçte birini karşılayabiliyor ancak. Diğer dükkanlara bakıyoruz; iflas edenler, isyan edenler var. Bir sürü insan işsiz. Her gün en az bir kişi başvuruyor bize çalışmak için. Giderler aynı kalırken gelirlerin müthiş bir şekilde düştüğü bir tabloyla karşı karşıya kaldık bu süreçte.
Veysi Erdoğmuş (Köşem Közde Kahve): Mekanlar açıldı ama saat yeterli değil. Ama her gelen, ‘İyi ki açılmış’ diyor. İnsanlar evde sıkılmışlar. Bir de masaların arasında 1,5 metre zorunluluğu var, bu da bizi oldukça zorluyor. Alanımız zaten dar. 10 masayla 15 personeli nasıl doyuracağım? Kiralar da yüksek. Bir de bizim paket servis imkanımız da yok. İnsanlar kahveyi keyif için içiyorlar. Oturarak sohbet etmek istiyorlar. Rahat bir ortamda muhabbet etmek isteniyor.
600-700 bin lira zararımız oldu diyebilirim bu süreçte. Buranın kirası 70 bin lira, 13 bin lira da stopajı var. Sigortalar var, elemanlara maaş veriyoruz. Bu açılma elbette iyi ama normal bir cumartesinin yine çok altında iş yapıyoruz. Akşam olsa belki karşılayabiliriz ama böyle de mümkün değil.
“BORCUMUZUN HADDİ HESABI YOK”
Zeynel Küçük (Kahveci Zeynel Bey): İnsanlar dışarıyı özlemiş ama saat 19.00’da tam iş çıkışında kapanıyoruz. Mantıksız işler bence. Yapabileceğimiz bir şey yok, kural böyleyse uyacağız. Önceki aylar sadece oturduk. Girdiğimiz borcun haddi hesabı yok, bir senedir kapalıyız. 30 bin lira kirası var öyle düşünün. Bir senedir cepten yiyoruz, önümüzdeki sene ne yapacağız?
Ziya İpek (Qahwah): Büyük bir yoğunlukla karşılaştık. Özellikle cumartesi günü. Biz de bundan mutluyuz. Yarısı kadar müşteri alıyoruz. Aylardır hiç iş yapamadık. Kiralar devam etti, çalışanlarımız çalışmaya devam etti, onların maaşlarını ödedik. Devlete de vergi vermeye devam ettik. Bu tarz maddi zorluklarla karşılaştık. Şu anda 19.00’da kapatıyor olmasak pandemi öncesindeki işimizi yapıyoruz.