İstanbul için en çok tartışılan deprem konusunun ele alındığı Deprem Çalıştayı, 2-3 Aralık’ta İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. Birleşmiş Milletler, Japonya, ABD, Almanya, İtalya ve Fransa’dan katılan temsilcilerin çeşitli başlıklarda sunumlar gerçekleştirdiği çalıştayın ilk konuşmasını İBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı Tayfun Kahraman yaptı. Kahraman’ın ardından kürsüye gelen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, çalıştayın açılış konuşmasında Kanal İstanbul projesini eleştirdi ve projenin risklerine dikkat çekti.
“ÇALIŞTAYLARIN EN ÖNEMLİSİ”
“Bugüne kadar yaptığımız çalıştayların en önemlisi” diyen İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz başımızı kuma sokamayız. Sokmayacağız. Bu şehrin en önemli riski depremdir. Ve bu risk öyle küçük bir risk değildir. Üstelik bu risk sadece İstanbul’un da riski değildir. Tüm Türkiye’nin riskidir. Hayatın duracağı, ekonominin büyük hasar alacağı bir büyük kaos ve ulusal felaket ihtimalinden bahsediyoruz. Hâlihazırdaki 1,2 milyon yapının karşı karşıya olduğu büyük bir riskten bahsediyoruz. 48 bin binanın ağır hasar göreceği ve on binlerce vatandaşımızın hayatını kaybedebileceği bir riskten bahsediyoruz. Bu nedenle yeni yönetim olarak, İstanbul’u afetlere ve özellikle depremlere dayanıklı bir şehir haline getirmek bizim öncelikli hedefimiz. Uluslararası ve ulusal ölçekteki tüm bilimsel çözüm önerilerini dikkate alarak bir yol haritası üretmek en somut amacımız. Bilimsel veriye dayanan ve ilgili tüm paydaşların görüşlerini dikkate alan bir yaklaşım bulmak ve harekete geçmek istiyoruz.”
BİNE YAKIN KATILIMCI
Çalıştayda İBB’nin deprem ve kentsel dönüşümle ilgili yöneticilerinin yanı sıra ulusal ve uluslararası akademisyenler, enstitüler, sivil toplum kuruluşları, vakıflar, dernekler, farklı meslek grupları dahil olmak üzere bine yakın katılımcı bir araya geldi. ODTÜ, İTÜ, Boğaziçi, İstanbul Üniversitesi, Çankaya Üniversitesi, TED Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi gibi üniversitelerden akademisyenlerle birlikte TÜSİAD, MÜSİAD, TMMOB, KIZILAY, AKUT, İstanbul Sanayi Odası, AFAD topluluklarının temsilcileri ve İBB yöneticileri bu isimler arasında yer aldı.
Çalıştaydaki sunumlar, afet risk yönetimi, acil durum yönetimi, afet risk analizleri, afet risk finansman kapasitesinin geliştirilmesi, kentsel planlama, tasarım, yenileme, geliştirme, ekosistemin ve doğal kaynakların korunması ve iklim değişikliği adaptasyonu konularına odaklandı.
Çalıştayın ilk günü yabancı akademisyen ve konukların sunumları gerçekleşirken, depremin öncesi ve sonrasına dair ana konular farklı oturumlar halinde tartışıldı. İkinci gün ise ilk gün giriş yapılan kavramlar etrafında, ağırlıklı olarak yuvarlak masa oturumlarıyla sorunlar ve çözüm önerileri konuşuldu.
METRO VE İGDAŞ HAZIR
Dayanıklı Kentleşme oturumunda İGDAŞ İç Tesisat Müdürü Nusret Alkan, İstanbul genelinde 6,5 milyon kullanıcıya doğalgaz hizmeti veren İGDAŞ’ın erken uyarı sistemine sahip olduğunu ve depremden 5-10 saniye önce İstanbul’daki 450 bin 251 doğalgaz vanasını kapatacaklarını açıkladı. Metrolarda da deprem sırasında yolcu tahliye planları hazırlandı. Metro İstanbul Emniyet Yönetim Sistem Müdürü Ali Çakmak, konuyla ilgili şunları söyledi: “Yolcu tahliyesi için öncelikle tüm hatta yetebilecek jeneratörler devreye girecek. Tünellerde 750 metre aralıklarla yolcuların tahliye edilebileceği acil çıkış kapıları mevcut. Ayrıca tünel içlerinde afet durumlarında yolcuların istasyonlarla irtibat kurmalarını sağlayacak acil telefonlar da var. Herhangi bir yangın söz konusuysa otomatik yangın sistemleri devreye girecek. Tüm istasyonlarda da acil tahliye senaryoları mevcut.”
7,4 ŞİDDETİNDE BİR DEPREM BEKLENİYOR
İlk sunumu gerçekleştiren yabancı konuklardan Prof. Dr. Marco Bonhoff, İstanbul depremiyle ilgili öngörülerini paylaştı:“Elimizdeki verilere göre Marmara’da 7,4’e kadar bir deprem bekleniyor, bunun üzerinde bir deprem öngörülmüyor. Ancak İstanbul ve çevresi için 7,4 şiddetinde bir deprem bile sosyo-ekonomik açıdan çok ciddi bir tehlike. Bu riskin yönetilmesi gerekiyor.”
Bonhoff’un ardından sunum yapan Dr. Pierre Henry ise kurulacak erken ikaz sistemleriyle tsunami riskini önceden tahmin edebilmenin mümkün olduğuna işaret etti. Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ise afetle mücadelede ilk 72 saatin çok önemli olduğunu belirtti, “Afet yönetimi, arama kurtarma değil riskleri azaltmaktır. 34 bin hasarlı bina olasılığını 34’e düşürmektir. Risk azaltılırsa müdahalede o zaman başarılı olunur. Risk yönetimi yapılmadan kriz yönetiminin çok anlamı yok. Deprem tehlikesini ortadan kaldıramayız ama zararları azaltabiliriz” diye konuştu.
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Çakılcıoğlu, deprem çalışmalarının daha katılımcı, şeffaf ve siyaset üstü yürütülebilmesi için İstanbul Deprem Platformu kurulacağını açıkladı.