İBB tarihinde ilk defa 20 Kasım Çocuk Hakları Günü’ne özel bir festival düzenlendi. Müze Gazhane’de gerçekleşen festivalde düzenlenen atölyelerle çocuk haklarına dikkat çekildi.
İBB Şehir Tiyatroları, farklı disiplinlerde, özel temalı atölyeler hazırlarken çocukların katılım hakkı festivalin ana gövdesini oluşturdu. 19 Kasım Cuma günü çocuk katılımı üzerine Nagehan Erbaşı Öğdüm’ün düzenlediği atölye yapılırken, Necibe Bozkurt’un kolaylaştırıcılığında oyunlar oynandı, çocuklarla birlikte şarkılar söylendi. Gülbahar Pay’ın düzenlediği diğer etkinlikte ise yaratıcı drama disipliniyle çocuk hakları temalı bir eserden yola çıkılarak canlandırmalar yapıldı, haklar konusunda farkındalık yaratılmaya çalışıldı.
20 Kasım Cumartesi günü Seran Demiral ve Gülbahar Pay’ın katılımıyla “Yaşamak Kimin Hakkı?” başlığıyla bir atölye yapılırken, yine aynı gün müzikli çizim atölyesi ve yetişkinlere yönelik “Mutlu Aile Mutlu Çocuk” atölyesi gerçekleştirildi.
Son gün ise bir öykü çalışması yapılırken Özge Midilli ve Ertan Kılıç’ın yazdığı Rüya oyunu ile festival sonlandı.
“ÖNCELİKLE KATILIM TEMEL ALINDI”
Şehir Tiyatroları Kurumsal Gelişim Ar-Ge Birim sorumlusu Sosyolog Gülbahar Pay, Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin dünya üzerinde en fazla ülke tarafından imzalanan sözleşme olduğunu söylerken festivalin oluşum sürecini şöyle anlattı: “Sözleşmenin uygulanmasında, korunmasında, çocuğa katkı sunmada hükümetlere ve yerel yönetimlere büyük bir rol düşüyor. Biz de yerel yönetim olarak, İBB olarak neler yapabiliriz diye düşündük. Öncelikle katılımı temel alan çocuk iletişim kutularını hayata geçirdik. Tüm sahnelerimize özel iletişim kutuları tasarladık. Kutuların yanına da onlara özel kartlar tasarladık. Çocukların tiyatroya dair fikirleri neler, neler görmek isterler bunları bizimle paylaşsınlar istedik.”
Festivalin de bu çaba sonucu ortaya çıktığını söyleyen Pay, “Bu kapsamda üç gün boyunca farklı yaş gruplarına yönelik çeşitli atölyeler kurguladık. Sadece çocuklarla değil, yetişkinlerle bu konuyu çalışmak ayrı bir önem arz ediyor. Çünkü aslında yetişkinlere büyük sorumluluk düşüyor. Çocuk kendi haklarını bilebilir ama yetişkin o hakları ihlal ettikten sonra pek bir anlamı kalmıyor. Farklı disiplinlerde, yaratıcı drama, felsefe, müzik, çizim, yaratıcı yazma gibi farklı farklı disiplinlerde atölyeler düzenledik” diye konuştu.