Maraş merkezli iki depremin ardından olası Marmara depremi yeniden konuşulmaya başlandı. Oturduğumuz bina, çalıştığımız ofis sağlam mı? Depreme karşı nasıl hazırlıklı oluruz? Ailemizi ve evimizi korumak için ne yapabiliriz? Hukuki haklarımız nelerdir? gibi pek çok soru aklımızı kurcalıyor. Bireysel olarak ne yapacağımızla ilgili kafamız karışık, aynı zamanda yerel yönetimlere veya merkezi hükümete düşen sorumlulukları da bilmiyoruz.
Kültür AŞ Yayınları tarafından okurlarla buluşturulan “İstanbul’un Deprem Gerçeği” kitabı bu soruları yanıtlıyor. Tarihsel boyutundan, yapıların depreme hazır hale getirilmesine, sosyolojik, hukuki boyutlardan afet risk yönetimine, ekonomik boyutlara kadar İstanbul depreminde yaşanabilecekler 11 uzman tarafından ele alınıp değerlendirildi. İstanbul’da yaşanacak büyük bir depremin tüm ülkeye ekonomik, sosyal, psikolojik ve sosyolojik olarak yüksek maliyetinin olacağını ifade edildiği kitabın önsözünde şu ifadeler yer alıyor: “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin verilerine göre, beklenen büyük Marmara depreminde 200 bin binanın orta ve ağır hasar alabileceği, yaklaşık 50 bininin kullanılmaz hale geleceği; 3 milyon insanın etkileneceği; içme suyu, atık su, doğalgaz noktalarında hasar doğabileceği, yaklaşık 120 milyar liralık ekonomik kayıp yaşanacağı öngörülüyor. Sonrasında ortaya çıkacak enkaz miktarının 25 milyon ton olması bile, depremin boyutu hakkında bilgi verebilir.”
11 UZMANDAN DEPREM DEĞERLENDİRMESİ
Sevim Erdoğan’ın editörlüğünü, Ahmet Bozkurt’un genel yayın yönetmenliğini yaptığı kitapta yer alan bölümler ve yazarları şöyle:
Prof. Kemalettin Kuzucu: İstanbul’un 2000 Yıllık Deprem Tarihi
Prof. Naci Görür: Beklenen İstanbul Depremi
Prof. Mikdat Kadıoğlu: İstanbul Depreme Hazır mı?
Prof. Mehmet Nuray Aydınoğlu: Deprem ve Binalarımız
Prof. Dr. Seval Sözen: Depremde Atık Yönetimi
Prof. Dr. Azime Tezer: İstanbul’da Depremde Bütünleşik Risk Yönetiminin Kentsel Dayanıklılık İçin Önemi
Prof. Dr. Nuray Karancı: Deprem Psikolojisi
Prof. Dr. H. Sibel Kalaycıoğlu: Afetle Sonuçlanabilen Doğal Tehlikelere Disiplinlerüstü Bakış Açısı ve Sosyolojik Faktörlerin Önemi
Prof. Dr. Atilla Dikbaş: Deprem ve Ekonomik Etkileri
Doç. Dr. Meltem Vatan: Deprem ve Kültürel Miras Değerleri
Doç. Dr. Cenk Yaşar Şahin: Deprem Hukuku
“İstanbul’un Deprem Gerçeği” kitabına İstanbul Kitapçısı şubelerinden, ww.istanbulkitapcisi.com adresinden ve tüm kitapçılardan ulaşabilirsiniz.
KİTAPTAN KISA KISA
Kitapta yer alan bazı bölümlerden kısa soru cevaplar hazırladık:
Prof Dr. Naci Görür: Esasen deprem Marmara Denizi’nin içinde bekleniyor. İstanbul bu denizin kuzey sahillerinin önemli bir kısmını içerdiği için beklenen depremden ciddi şekilde etkilenecektir. İzmit depreminden sonra İstanbul’da deprem beklenmesinin birbiriyle ilişkili üç temel nedeni var: 1) 1999 İzmit depreminden sonra Marmara Denizi’nde KAFZ (Kuzey Anadolu Fay Zonu) üzerinde sismik bir boşluk oluşmuştur, 2) 1999 İzmit depremi Marmara Denizi içindeki KAFZ’nu stres transferiyle yüklemiştir ve 3) Marmara Denizi içindeki KAKZ’nun deprem tekerrür periyodu dolmuştur.
Prof. Dr. Naci Görür: Herhangi bir depremin ne zaman olacağını kesin olarak söylemek mümkün değildir. Depremde zaman hesabı ancak belli bir periyod olarak verilebilir. Marmara Denizi’nde böyle bir periyod Parsons vd. (2000) tarafından verilmiştir. Bu araştırmacılar son 1500 yılda Marmara Bölgesi’nde meydana gelmiş olan tarihsel deprem kayıtlarını incelemiş, MFZ (Marmara Fay Zonu) içindeki fayların tekrarlanma aralıklarını araştırmış ve bu verileri GPS ve stres transferi hesaplarıyla bağdaştırarak 1999 depreminden sonra Marmara Denizi’nde 30 yıl içinde 7’den büyük bir deprem olma olasılığını yüzde 62.15 olarak vermişlerdir.
Prof. Dr. Mehmet Nuray Aydınoğlu: Binaların depremde hasar görmesine ve nihayetinde yıkılmasına yol açan temel nedeni binanın oturduğu zeminin sağlam olmaması veya temelin iyi yapılmaması değil, büyük ölçüde binaların taşıyıcı sistemlerinin yetersiz olmasıdır.
Prof. Dr. Mehmet Nuray Aydınoğlu: İstanbul'daki toplam 1 milyon 166 bin 330 binanın hasar dağılımları ve yüzdeleri aşağıdaki şekildedir:
Çok ağır hasar: 13 bin 945 (%1,2)
Ağır hasar: 34 bin 345 (%2,9)
Orta hasar: 146 bin 552 (%12,6)
Hafif hasar: 301 bin 626 (%25,9)
Hasarsız 670 bin 312 (%57,5)
Prof. Dr. Seval Sözen: Farklı yaklaşımlar kullanılarak yapılan enkaz tahminleri arasında farklılıklar olsa da, ortalama değerlerden hareketle yapılan hesaplar sonucunda Mw=7,5 büyüklüğünde bir deprem senaryosu neticesinde 25 milyon ton enkazın ortaya çıkacağı tahmin edilmiştir.
Bu büyüklükteki bir enkazın kaldırılabilmesi için kapasitesi 25 ton olan kamyonların 1 milyon sefer yapması gereklidir.
Prof Dr. Atilla Dikbaş: İstanbul üretim ve hizmet faaliyetlerinin en yoğun olduğu merkez durumundadır. Yaşanacak bir deprem nedeniyle yıkılan ve hasar gören üretim tesisi ve fabrikaların, hizmet üreten restoran, market, okul, sağlık kuruluşu gibi işletmelerin faaliyetlerinde aksamalar olacaktır ve Türkiye ekonomisi bu önemli üretim ve hizmet gücünden yoksun kalacaktır.
Diğer yandan deprem sonrası faaliyet gösteremez hale gelecek işyerleri ve yaşanan işsizlik nedeniyle düşen satın alma gücü ekonomik durgunluğu tetikleyebilir. Bu durum domino etkisi yaparak gerek İstanbul’daki diğer işletmeleri gerekse Türkiye genelindeki pek çok diğer işletmelerin kapanmasına, kredi borçlanmalarına ve iflaslara yol açabilir.