İşçi Emekçi Birliği’nin çağrısıyla 2 Kasım Pazar günü Kadıköy İskele Meydanı’nda İşçi Emekçi Buluşması gerçekleştirildi. Kapitalist sistemin yaratmış olduğu krizin faturasının işçi ve emekçilere kesildiği vurgulanan eylemde, “Emperyalist savaşa, sömürüye, yağmaya karşı mücadeleye” pankartı açıldı ve “Savaşa değil emekçiye bütçe”, “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni”, “Direne direne kazanacağız” sloganları atıldı.
“KIDEM TAZMİNATINA GÖZ DİKTİLER”
İşçi Emekçi Birliği adına ortak basın açıklamasını Gül Ertaş okudu. Açıklamada, “Savaş, saldırganlık, sömürü artıyor, doğa talan ediliyor, emekçilerin yaşam koşulları zorlaşıyor. Orta Vadeli Program için sözde ekonomik istikrar hedefleniyor. Onların istikrar dedikleri emekçileri daha fazla sömürmek ve yoksullaştırmak, krizin yükünü sırtımıza bindirmektir. Milyonlarca işçi emekçiyi işsizlikle, açlıkla yüz yüze bırakmaktır. Bizlerin sırtına daha fazla vergi bindirmek, sermayedarları ise vergiden muaf tutarak daha da zenginleştirmektir. Tamamlayıcı emeklilik sistemi adı altında yeni bir fon oluşturarak kıdem hakkımıza göz dikmek, bu fonu sermayedarların kullanımına açmaktır. Savaş ve saldırganlığa hız vermek, silahlanmaya devasa bütçeler ayırmaktır.” denildi.

“BASKI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR”
Milyonlarca işçi ve emekçinin hayat pahalılığı, kötü çalışma koşulları ve düşük ücretlerle hayatını sürdürmeye çalıştığına değinilen açıklamada, “Gençlik niteliksiz eğitimle, geleceksizlikle yüz yüze. Mesleki eğitim adı altında çocuk işçilerin emeği sömürülüyor. Kadınlar çifte sömürüye, mobbing ve tacize maruz kalıyor, kriz dönemlerinde ilk işten çıkarılan oluyor. Evde sokakta, işyerinde katlediliyor. Hakkını arayan işçilerin eylemleri, grevleri yasaklanıyor. Sendikalaşan işçiler işten atılıyor. Sömürü düzenine karşı insanca yaşam diyenler tutuklanıyor, hapishanelere atılıyor. Sermaye düzeni bu saldırılarını hayata geçirirken karşısında bir güç görmüyor. Zorbalığı, baskısı her geçen gün artıyor. Ama yaşadığımız sorunların bir çözümü var. O da birleşik, örgütlü mücadeledir.” ifadeleri kullanıldı.
Ertaş son olarak, “Mücadelemiz burada sınırlı kalmayacak. İnsanca yaşamaya yetecek ücret için emeğimize, geleceğimize, haklarımıza, doğamıza yapılan tüm bu saldırılara karşı tüm işçi, emekçileri, emeklileri, gençleri, kadınları taban örgütlenmelerimizi kurarak mücadeleye, örgütlenmeye çağırıyoruz.” şeklinde konuştu.

ORTAK DİRENİŞ BEYANI
Ortak basın açıklamasının ardından üniversite öğrencileri adına Yaren Sarısaltık, Birleşik İşçi Hareketi’nden Serpil Topal, Polen Ekoloji Kolektifi'nden Cemre Nayir, Rojin Kabaiş için Adalet Komisyonları’ndan Aze Deniz Akşar ve Metal İşçileri Birliği’nden Onur İnce söz alarak birlikte mücadelenin önemine vurgu yaptı.
Üniversite öğrencileri adına konuşan Sarısaltık, “Dönem başında eğitimin temel basamaklarından beslenme, barınma ve ulaşım hakkımıza getirilen zamlar ile ekonomik krizin faturası bizlere kesilerek haklarımız gasp edilmek isteniyor. Üniversitelerin ticarethaneleştirilmesi ile milyonlarca sıra arkadaşımız eğitimine devam edemiyor. Üniversitelerde yaratılmak istenen baskı, yasak koşullarına ve provokasyonlara karşı cevabımız örgütlü mücadeleyi büyütmek olacaktır.” dedi.
Birleşik İşçi Hareketi sözcüsü Serpil Topal, “İktidar, 'aile yılı' ve nüfus politikalarıyla biz emekçi kadınlara ve LGBTİ+'lara dönük bir saldırı başlattı. Kadınlar en yakınları tarafından katledilirken bu politikalarla kadınlar şiddetle dolu evlere mahkum ediliyor. Bedenimiz üzerindeki söz hakkımızı tanımayan, esnek ve güvencesiz çalışma sorununu katmerleştiren, ev içi köleliği dayatan ve erkek şiddetinin önünü açan bu 'aile yılı ve nüfus politikaları' dayatmasına karşı her yerde mücadele edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Polen Ekoloji Kolektifi'nden Cemre Nayir, “İktidar, bölgemizi emperyalistlere ve sermayeye peşkeş çekerek küresel sistemde kendine yer edinmeye çalışıyor. Çıkardığı yasalarla sermayeye doğayı yağmalamak için süper izinler verirken işçi sınıfını madenlerde en güvencesiz, en sağlıksız koşullarda çalışmaya mahkum etmeye çalışıyor. Emek ve doğa mücadelesini büyütmek en acil ve hayati konulardan biridir.” şeklinde konuştu.
Rojin Kabaiş için Adalet Komisyonları adına söz alan Aze Deniz Akşar, “Bu meydanda yükselen işçi sesine biz de sesimizi katıyoruz. Ve bugün, bu alanı paylaştığımız bütün emekçilerle birlikte başka bir ses daha duyurmak için buradayız. Rojin Kabaiş'in sesi. Rojin Kabaiş için üzerimize çökmeye zorlanan sessizliğe karşı duruyoruz. Bu sessizliği kabul etmiyoruz. Unutmayı, görmezden gelmeyi, susturulmayı reddediyoruz.” dedi.
Metal İşçileri Birliği adına söz alan Onur İnce ise, “Bugün karşımızda sadece MESS patronları yok. Bugün karşımızda MESS patronlarının yanında duran AKP-MHP iktidarı ve onların yanında duran sendikal bürokrasi var. Sarı sendika Türk Metal işçi sınıfını en aza razı etmeye çalışıyor. Bugün metal işçileri kazanmak istiyorsa sadece patronlara karşı değil, AKP-MHP iktidarına ve sendikal bürokrasiye karşı da mücadele yürütmek zorundadır.” ifadelerini kullandı.