Kadıköy’den MESEM’lere tepki

Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında basın açıklaması yapan CHP Kadıköy Gençlik Kolları, çocukların eğitim hakkından mahrum bırakılarak sömürüldüğünü ve üretim bandında ucuz işgücüne dönüştürüldüğünü vurguladı

21 Kasım 2025 - 11:56

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kadıköy Gençlik Kolları, Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında 20 Kasım Perşembe akşamı Merdivenköy’deki Neriman İrfan Akça Meslek Eğitim Merkezi önünde (MESEM) bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, Türkiye’de çocukların eğitim hakkından mahrum bırakılarak sömürüldüğü, üretim bandında ucuz işgücüne dönüştürüldüğü vurgulandı. Eylemde “Sermaye elini çocuklardan çek”, “Eğitim hakkı pazarlanamaz”, “İş kazası değil cinayet” ve “Çocuklar iş değil eğitim alacak” sloganlarıyla çocuk emeğinin sömürüsüne dikkat çekildi.

NEDEN: YOKSULLUK

Basın açıklamasında konuşan CHP Kadıköy Gençlik Kolu Başkanı Erdener Doğan Işık, “Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarı yıllardır eğitim sistemini parça parça dağıtarak gençleri geleceksizliğe mahkûm etti. Artık Cumhuriyetin kazandırdığı ‘çalışırsan, okursan, iyi bir eğitim alırsan kendi hayatını kurabilirsin’ düşüncesi genç arkadaşlarımızın hiçbirinin zihninde yok. Karamsarlık, işsizlik ve güvencesizlik tüm gençleri bir karabasan gibi sarmış durumda.” dedi. 

Eğitim sistemi ve müfredatın her geçen gün daha da gerici bir hal aldığını, Atatürk ile evrim konularına yeni müfredatta yer verilmediğini kaydeden Işık, “Tarikatların ve cemaatlerin karanlığı her geçen gün çocukların üzerine daha da fazla yansıyor. AKP’nin neoliberal politikaları ve Mehmet Şimşek’in boğaz sıkma rejimi öyle bir yoksulluğu beraberinde getirdi ki Türkiye’de çocukların önemli bir bölümü çalışmak zorunda kalıyor. MESEM’e dair araştırmalar, çocukların bu programa katılma nedeninin yüzde 60 oranında yoksulluk olduğunu gösteriyor.” ifadelerini kullandı. 

3,5 MİLYON ÇOCUK İŞÇİ 

Meslek Eğitim Merkezleri (MESEM)’lerde çocukların haftanın bir gün okula gittiğini ve geriye kalan dört gün boyunca atölyelere, fabrikalara, şantiyelere gönderildiğini vurgulayan Işık, konuşmasına şöyle devam etti: “Program kapsamında 9, 10 ve 11. sınıf öğrencilerine asgari ücretin en az yüzde 30’u; 12. sınıf öğrencilerine ise en az yüzde 50’si ödeniyor. Bu ücretler İşsizlik Sigortası Fonu’ndan, sigortaları ise devlet tarafından karşılanıyor. Bu şekilde, patronlar hiçbir maliyet üstlenmeden kamu kaynaklarıyla çocuk işçi çalıştırıyor. Kamu kaynakları çocuk işçiliği üzerinden sermayeye aktarılıyor. Bunun sonucunda bugün Türkiye’de 3,5 milyon çocuk işçi bulunuyor. Sermayenin talepleri doğrultusunda eğitim sistemini şekillendiren Milli Eğitim Bakanlığı, çocuk işçiliğini ortaokul sıralarına dek indirmiş durumda. Çocuk işçiliğinin ‘yasal kılıfı’ olan MESEM’lerin ortaokul uzantısı ise Zanaat Okulları oldu.” 

2024 Eylül – 2025 Ağustos eğitim döneminde en az 72 çocuğun çalışırken hayatını kaybettiğini ve bu durumun bir önceki yılın çocuk işçi ölümlerinde, yaklaşık yüzde 10 artış anlamına geldiğini dile getiren Işık, “Daha geçtiğimiz günlerde Karabük Demir Çelik’te çalışan 17 yaşındaki MESEM öğrencisi Yağız Yıldız hurda sarma makinesinin altında kalarak hayatını kaybetti. Aynı gün Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, çocuk işçiliğini öven açıklamalar yapmakla meşguldü.” şeklinde konuştu. Işık, “Daha 10 günlük bir zaman diliminde bile onlarca çocuk işçi cinayeti Türkiye’nin gündemine oturdu. 2025 yılında ise şu ana kadar 83 çocuk işçi yaşamını yitirdi. Bugün, öğlen saatlerinde, konuşma metnimi tamamladığımda bu sayı 82’ydi. Çocuk hakları gününde bir genç kardeşimiz daha iş cinayetine kurban gitti. Mersin Mezitli’de çalıştığı inşaatın 5. katından düşerek yaralanan, 17 yaşındaki kardeşimiz Onur Sayıloğlu’nu bugün kaybettik. Başımız sağ olsun.” ifadelerini kullandı. 

ÇOCUKLAR ÇETELERİN HEDEFİNDE

Çocuklar için bir diğer tehdidin çeteler olduğunu söyleyen Işık, “Suça sürüklenen çocukların sayısı TÜİK’in verilerine göre son 5 yıldır ciddi oranda artış gösteriyor. 2020-2024 yılları arasındaki artış oranı yüzde 80,8 oldu. Şu konuyu net bir şekilde ifade etmekte fayda var; suça sürüklenen çocuk, aslında toplum tarafından korunamamış çocuktur.” dedi. Işık, “Bir çocuğun suça sürüklenmesi, çoğu durumda çocuğun bilinçli bir tercihi değil; devletin, okulun, ailenin ve sosyal politikaların onu koruyamaması yani yapısal bir kırılmanın sonucudur. Yoksulluk, eğitime erişim sorunları, bakım verenlerin ihmali, istismarı, aile içi şiddet, toplumsal dışlanma, çocuk işçiliği… Tüm bu başlıklar, bir çocuğun hayatında suça yönelimi artıracak faktörlerdir.” diye konuştu.

Açıklamanın sonunda 2025 yılı içinde iş kazasında hayatını kaybeden 83 çocuk için 83 adet karanfil bırakıldı. 


ARŞİV