Kadıköylünün yuvasını yapan mimar: Melih Koray

Geçmişin Kadıköy’ünün 20 yılına mimari anlamda damgasını vuran mimar Melih Koray için akademisyenler Okur ve Güney, “Özellikle günümüzde yapı pratiğinde aktif rol alan kişilerin incelemesi ve anlaması gereken bir değer. Yalnızca tasarımlarının görsel dili ve mekan kalitesi bile bugün Kadıköy’ün nefes almasını sağlayabilir.” diyor

19 Eylül 2024 - 14:25

Kadıköy’de, çok değil bundan yaklaşık çeyrek asır önce farklı bir mimarlık anlayışı hakimdi. Kentleşme ve nüfus artışı ile birlikte, İstanbul’un kentsel alanlarında yeni bir konut üretim biçimi olarak apartmanların, mimarlık sahnesini domine eden yapılar olarak karşımıza çıktığı 1960-80 yıllarında Kadıköy’ün meşhur mimarı Melih Koray görev başındaydı. İlçeye onlarca eser bırakan, özellikle Bağdat Caddesi’ndeki ikonik yapılarda imzası bulunan Koray, 2016 senesinde 19 Eylül akşamı, 88 yaşında iken hayatını kaybetmişti.

Biz de ölüm yıldönümü vesilesiyle Koray’ı, onu en iyi tanıyan, araştıran iki akademisyene sorduk; Hande Tulum Okur ve Efsun Ekenyazıcı Güney. İkisi de Bahçeşehir Üniversitesi, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü’nde çalışan doçentler olan okur ve Güney, Kadıköy’de yaşayıp, bu ilçe üzerine araştırmalar yürütüyor.

  • Mimar Melih Koray denilince ilk aklınıza gelenleri sorarak başlayayım.

Melih Koray, Kadıköy için kesinlikle çok önemli bir mimar figür. “Kadıköy’ün mimarı” diye bir tarif var mesela. İlk aklımıza gelen bu. Öte yandan, bir dönem mimarlık pratiğinde çok aktif olan Koray’ın, yakın geçmişe kadar literatürde anılmamış olmasını çok ilginç ve şaşırtıcı buluyoruz.

“İSMİNE DEFALARCA RASTLADIK”

  • İkiniz de kendisi hakkında epeyce araştırma yapmış, makaleler yazmışsınız. Onu araştırmaya sizi yönelten hangi özellikleri oldu?

Açıkçası ikimiz de yıllar önce Melih Koray ismini duymuştuk. Kadıköy’de konut dokusu üzerine araştırmalara başladığımızda, aynı dönem apartman yapılarında belli bir nitelik ve ortak bir dil gördük ve bu durumu sorguladık. Yaptığımız araştırmalarda Koray ismi karşımıza tekrar çıktı. Onunla ilgili bizim için ilginç olan nokta şu ki; diğer tasarımcı figür isimlerine belki 2-3 kez rastlarken Koray ismine defalarca rastladık. Bu bizi, merakımızın daha somut bir şekilde peşine düşmeye itti. Bu motivasyonla, röportaj, arşiv ve belediye çalışmaları yaptık. Bu çalışmalar bize Koray’ın ortak özellikleri olan ancak aynılaşmayan yapılara imza attığı tasarım dilini gösterdi. Bu çok kıymetli bir şey. Özellikle günümüzdeki kopya yapıları, aynılaşmayı ve kimliksizleşmeyi göz önünde bulundurursak... Ve elbette bu durumu mümkün oldukça paylaşmak da istedik. Hala da devam ediyoruz aslında. Daha bu yıl Efes Han’a ilişkin bir çalışma yürütmeye başladık.

“KORAY’IN DENEYSEL YAKLAŞIMLARI...”

  • “1960- 1980 yılları arasında diğer konut tiplerinin nadirleştiği ve apartman örneklerinin hızla arttığı göze çarpmaktadır. Bu dönem örnekleri Kadıköy üzerinden incelendiğinde adları bilinmeyen ya da az bilinen pek çok anonim mimarla karşılaşılmaktadır.” diyorsunuz kendisiyle ilgili makalenizde. Melih Koray neyi farklı yaptı da ismi kalabildi günümüze?

Öncelikle Koray’ın deneysel yaklaşımları olduğunu söylemeliyiz. Farklılıklara açık olduğundan bahsetmek lazım, bu yaklaşımını hem yapılarının cephelerinde hem iç mekanlarda görüyoruz... Hitit Apartmanı, Mehtap Apartmanı gibi mimarlık ve sanat sentezinin görüldüğü yapıları var, organik formlarla şekillendirdiği apartman tasarımları var, ahşap kafes fikrini güneş kırıcı olgusuyla bir araya getirdiği tasarımları var. Melih Koray denemiş kısaca. Kimi zaman malzeme üzerinden kimi zaman form kimi zaman da iç mekan... Çeşitli perspektiflerde ve ölçeklerde denemiş ama bir dengeye de ulaşmış ki dönemin Kadıköy apartman tasarım dilinin oluşmasında payı olmuş Koray’ın. Yan yana arsalarda bulunan apartmanlarda yapı tasarımları var Koray’ın mesela. Müşterilerin doğrudan yapı örneğini görüp özendiğini anlayabiliyoruz ya da dönemdaşlarının onun projelerinden esinlendiğini de anlayabiliyoruz.

  • Kendisi 1960-1980 yılları arasında yoğun bir şekilde apartman tasarımları üretmiş. O yılların Kadıköy’üne, mimari kimliğine bakacak olursak nasıl bir tablo çıkıyor karşımıza?

Bu dönem her ne kadar mimarlık tarihi literatüründe olumlanmasa da Uğur Tanyeli, bu dönemde, Bağdat Caddesi ve civarında, özgün, bireyselci yaklaşımların olduğunu belirtir. Biz de bu dönemde tasarımcılarda kesinlikle bir görsel kimlik kazandırma arzusunun olduğunu düşünüyoruz. Elbette, bu görsel kimlik kimi durumlarda, işlevsel olmayan fikirlere ve uygulamalarına da yol açmış. Ancak genel hatlarıyla form, doku, oran, detay gibi pek çok ana başlıkta nitelikli bir anlayışa imza atıldığını söylemek gerekir. Bu durum yalnızca cephede gözlemlenmez, plan ve iç mekan ölçeğinde de farklı anlayışlar dikkat çeker. Yatak odalarında çalışma birimlerine, farklı kotlarda zemin kullanımına, katlar arası plan çeşitliliğine rastlanması bunun örneklerindendir. Bu tür uygulamaları Koray’ın apartman projelerinde görüyoruz, örneğin Mehtap Apartmanı’nın kat planları birbirinden farklılaşmaktadır. Bu günümüzde bile nadir rastlanan bir mekansal üretimdir. Ama tabii ki Melih Koray bu noktada yalnız değil, mimari kimliğin oluşmasında rolü olan tek figür o değil. Bu işte imzası olan pek çok tasarımcı söz konusu.

  • Koray’ın tasarladığı apartmanlar özelinde cephe tasarımında tekrar eden unsurlar nelerdi? Bunların mimari anlamda nasıl bir önemi var?

Aslında kendisinin kullandığı, yapı tasarımlarını dinamikleştirmek adına ele aldığı pek çok unsur var, sınıflandırma yapmaya çalışırsak şunları görüyoruz:

1. gridal elemanlar ile cephe dili oluşturma (cephede kullandığı ahşap panellerde bu yaklaşımı sıklıkla görüyoruz, Dilman Apartmanı bu konuya örnek olarak verilebilir.)

2. strüktürel elemanlarla ritmik çerçeve oluşturma (yapının taşıyı sisteminin cepheden de okunurluğunu sağladığı bir yaklaşımı var. Örneğin Moda’da konumlanan Kent Palas, Moda Palas ya da Özoğuz Apartmanlarının cephelerinde bu özelliği görebiliriz)

3. cepheye entegre (işlevsel) elemanlar (saksı, korkuluk vb.) kullanma (Erenköy Palas Apartmanı’nın cephesindeki hareket bu sayede sağlanır örneğin)

4. cepheyi üç boyutlu eklerle dinamikleştirme (Yeşil Apartmanı ve Seden Apartmanı bu konuda örnek olabilir)

5. girişleri vurgulayan kanopiler tasarlama (Seden, Gezi ve Bulgurlu Apartmanlarının girişleri bu bağlamda tasarlanan örneklerdendir)

Özellikle ön cephelerde, sokak-cadde cephelerinde bu durumu, yani Koray’ın daha özenli olduğunu görüyoruz. Bu unsurların farklı zaman ve örnekler aracılığıyla denenmiş ve sunulmuş olması, mimarın dili hakkında ip uçları veriyor. Öncelikle kendini tekrar ederken bile temkinli olduğunu anlıyoruz. Bu yaptıkları da onun dilinin ayrıştırıcı bir dil olmasına neden olmuştur. Böylece yapıların, onları diğerlerinden ayrıştırabilecek kimlikleri, nitelikleri olabilmiştir.

“KENDİNE HAS BİR MERAK...”

  • Melih Koray’ın özellikle apartman cephelerinde özgün tasarımlar geliştirmesinin  ardındaki motivasyonlar nelerdi acaba? Bu tasarımların dönemin diğer mimarlarıyla nasıl bir ilişkisi vardı?

Biz Koray’ın özgün cephe dilinin ardında kendine has bir merak seziyoruz. Tasarımlarında günümüzde pek çok apartman örneğindeki standart dilin, benzerliğin bulunmadığını söylemek lazım. Kendisini tekrara düşürmeden mimari becerisini kullanmayı başarmış. Kimi zaman organik formlar üzerinden ilerlerken kimi zaman son derece gridal hatlar kullanmış, mimarlık ve sanat sentezini çalışmalarına dahil etmiş mesela. Apartman dairelerinin iç mekan tasarımlarını bile birbirlerinden ayrıştırmış kimi zaman. Seden Apartmanı’nda mesela bu özelliği görüyoruz. Bunun için bir mimarın çok sayıda deneme yapması gerekir, o inanıyoruz ki bunu usanmadan yapmaya devam etmiş. Onun cephe diline aşina olduğumuz için takip edebiliyoruz ancak bazen yanıldığımız da oldu bu konuda ve anladık ki Koray bazı dönemdaşlarına esin kaynağı da olmuş. Onun cephe dilindeki yaklaşımları örnek alınmış.

Öte yandan, unutmayalım ki Koray’ın mimarlık yaptığı dönemde İstanbul’da apartmanlaşma hâlâ hızlı idi. Konut bağlamındaki üretimden bunu anlıyoruz. Koray tasarladığı apartman sayısının çokluğu sayesinde kolay takip edilebilen bir figür aslında. Bu kadar fazla üretim şansı olmayan mimarlar hakkında araştırma yapmak da kolay değil, daha kısıtlı bilgiye sahibiz. Koray kendi arşivini düzenli tutması açısından da bize alan açıyor tabi. Tasarladığı cephelerde dönemin standart yaklaşımından ayrışacak okunaklı detaylar olduğu için onun tasarımlarına dikkat çekebiliyoruz. Bu şansa o dönemde üretim yapan diğer mimarların her biri için sahip değiliz. Onlar arasında da oldukça özellikli tasarımlarla dikkat çeken isimler var tabii ki. Örneğin Muammer Gerekli bunlardan biri ve onun hakkında da bazı bilgilere ulaşılabiliyor. Ancak her figür için bu kadar şanslı olamıyoruz.

150’Yİ AŞKIN EV YAPTI

  • Kendisinin imzası olan toplamda kaç civarı yapı vardır Kadıköy’de? Bunların güncel durumları nedir acaba? Kentsel dönüşümle yıkılanlar oldu mu?

Koray’ın oğlunda bulunan Koray arşivinde, kendisinin yapılarının kayıtlarını tuttuğu bir kayıt defteri mevcuttu. Biz de bu defter üzerinden bir liste oluşturmuştuk. Bu listeye göre sadece 1960-1980 aralığında bile 150’den fazla konut yapısının olduğunu tespit etmiştik.

Bu yapılara ilişkin bir saha araştırmasına giriştik elbette. Ve ne yazık ki bu yapıların ciddi bir kısmının yıkıldığını ya da yapılan tadilatlar ile tanınmaz hale geldiğini keşfettik. Ancak hala günümüze ulaşabilmiş ve korunmaya değer yapılarının olduğunu da vurgulamamız gerekli. Bunun dışında çeşitli kamusal yapılara da imza atmış bir tasarımcı kendisi. 

Bizi en çok üzen ve düşündüren yapılardan biri ise Bostancı’da bulunan Bayan Tamara Moteli olarak anılan motel. 1950 sonrası modern mimarlık repertuarını son derece iyi bir biçimde yansıtan bir yapı bu. Keşke yapıya dair somut çalışmalar yapılsa ve atıl olarak kalmasa. Günümüzde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin mimari ve kültürel miras konusunu ele aldığını ve bazı atıl haldeki yapıların yeniden işlevlendirildiğini görüyoruz. Ancak bunlar çoğu zaman büyük ölçekli yapılar. Genel olarak Türkiye’de modern mirasın korunması oldukça sıkıntılı, özellikle sivil mimarlık ürünleri bağlamında daha çok bir “korumama” anlayışı mevcut. Ümidimiz modern mirasın farklı ölçeklerde, konut ölçeğinde de korunabilmesi.

  • Kendisinin oğlu ile yaptığım röportajda “Babamla ilgili bir hayalim var; onun Kadıköy’e çok emeği geçti. Yaşadığı yer Moda’da ya da Kadıköy’ün bir yerinde onu anımsatan bir plaket, bir büst gibi bir hatıra olsa çok sevinirim… Binalar yıkılır ama böyle bir şey kalıcı olur.” demişti. 

İmza attığı yapıların olduğu pek çok yerde Melih Koray’ın anılabileceğini düşünüyoruz. Teknolojiden de yararlanma bağlamında qr kod gibi uygulamalar hem Koray mimarlığı hem de yapıları hakkında bilgi verebilir. Büst, plaket uygulamasının yanı sıra böyle güncel bir uygulama ile yapıların eski hallerine ilişkin detaylara yer veren teknolojik çözümler de düşünülmeli. Kadıköy’de Moda’da, yapı ve mimara ilişkin bilgi tabelası anlamında, Emin Onat örneğimiz var. Koray da anılması kesinlikle gereken çok önemli bir isim.

  • Mimar Arif Atılgan, “Melih Koray’ın sıfatı yoktur. Ona değerini halk vermiştir. Mimarlığı unutulmayacak, eserleri okullarda incelenecektir” demişti ardından. 

“Ona değerini halk vermiştir” sözü özellikle dikkat çekici, yapılarına ve tasarım diline ciddi bir talep olduğunu biliyoruz. Günümüzde bile Bağdat Caddesi apartmanları denilince Koray mimarlığının eşsiz ürünlerinden Dilman Apartmanı’nın anılması boşa değil. Atılgan’ın “eseleri okullarda incelenecektir” sözünü kısmen de olsa çeşitli derslerimiz aracılığıyla gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla yorumunun doğruluğuna kanıt gibiyiz şu anda.

  • Kendisi için, -mimari anlamda- Kadıköy’ü Kadıköy yapan kişi deniyor. Günümüzde de böyle isimler var mı? Yani, yıllar sonra tarih yazıcıları 2000’li yılların Kadıköy’üne kimler damga vurmuştu diyecekler acaba?

Kadıköy için geçmişin, tarihin olumlu bir etkisi var bizce. Her dönem kendine has bir konut kültüründen dokusundan bahsedebiliyoruz. Dönemleri ayrıştırabiliyoruz. Ama yakın geçmişte işler değişiyor. 2000’li yıllar Kadıköy’ü için ne yazık ki nitelikli yapı, konut stoğundan bahsetmek pek mümkün değil. Çevreyi aynılaştıran firmalardan bahsetmek olası yalnızca. Bunu da herkes görüyordur zaten, isim zikretmeye pek gerek yok bizce.

  • Vefatının yıldönümünde, onu anarken ne söylemek istersiniz?

Mimarlık pratiği için, Kadıköy için hep hatırlanması gereken bir isim. Koray’ın mimarlığı, onun yapılarındaki özenli dili, tasarımlarında yapının cephesinden iç mekana ulaşan bütüncül dili bizi akademisyen olarak heyecanlandırmakta, döneme dair motive etmekte. Umuyoruz konuya ilişkin araştırmalar artar, gelişir ve literatür bu anlamda zenginleşir. Bu meselenin teorik kısmı. Ancak pratik kısmı belki daha bile önemli. Özellikle günümüzde yapı pratiğinde aktif rol alan kişilerin incelemesi ve anlaması gereken bir değer bizce. Yalnızca tasarımlarının görsel dili ve mekan kalitesi bile bugün Kadıköy’ün nefes almasını sağlayabilir.

 

ARŞİV