Caddebostan Kültür Merkezi’nde düzenlenen Kadıköy Kitap Günleri’nde, edebiyat, siyaset ve basın dünyasından önemli kişilerin katıldığı 15 söyleşi ile 35 imza etkinliği gerçekleştirildi.
Caddebostan Kültür Merkezi’nde düzenlenen 72 yayınevinin katıldığı 7. Kadıköy Kitap Günleri’nde, edebiyat, siyaset ve basın dünyasından önemli kişilerin katıldığı 15 söyleşi ile 35 imza etkinliği gerçekleştirildi.
Gül SÖKMEN
Kadıköy Belediyesi’nin düzenlediği , 72 yayınevinin kitaplarını okuyucuyla buluşturduğu 7. Kadıköy Kitap Günleri, 13-14-15 Aralık tarihlerinde Caddebostan Kültür Merkezi’nde yapıldı. Kitap Günleri’nde birçok yayınevinden biraraya gelen yazarlar, ziyaretçilerin kitaplarını imzaladı, söyleşiler düzenlendi.
Gazeteci-yazar Hıfzı Topuz’un Onur Konuğu olduğu 7. Kadıköy Kitap Günleri’nin açılışı, 12 Aralık Perşembe günü saat 18.00’da gerçekleştirildi. Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’ün ev sahipliğindeki açılış kokteylinde gazeteci-yazar Hıfzı Topuz’a plaket sunuldu. Başkan Öztürk, Topuz’a plaketini, CHP İstanbul Milletvekili Kadir Öğüt ile birlikte verdi.
Açılışta konuşan gazeteci-yazar Hıfzı Topuz, çocukluğunun Kadıköy’de geçtiğini belirterek, “Atatürk’ü ilk defa Kadıköy’de, önce Moda’da sonra Haydarpaşa’da gördüm. Kadıköy bana Atatürk’ü hatırlatır. Atatürk döneminde güneş Batı’dan doğuyordu. Eğitim bilimseldi ve hurafelere dayanmıyordu. Şimde ne yazık ki yine bunun mücadelesini veriyoruz” dedi.
Başkan Öztürk ise “Kadıköy’ün havasından mı suyundan mı bilmiyorum, Hıfzı Topuz gibi değerlerli sanatçılar hep Kadıköy’den yetişmiş” diye başladı sözlerine. Kitap Günleri’ne her geçen yıl daha fazla katılım olduğunu da sözlerine ekleyen Başkan Öztürk, “Çünkü Kadıköy, yazarın, çizerin, sanatçının çok yoğun olduğu bir bölge” dedi.
PEK ÇOK YAZAR OKUYUCUSUYLA BULUŞTU
7. Kadıköy Kitap Günleri’nde aralarında gazeteci-yazar Hıfzı Topuz, Prof. Dr. İlber Ortaylı, Mustafa Mutlu, Sunay Akın, Ümit Zileli, karikatürist Selçuk Erdem, Ahmet Ümit, Eren Erdem, Üstün Dökmen, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Nazlıcan Özkan, Hande Kazanova, Yasemin Soysal, Can Bonomo, Yalçın Çakır, Arife Kalender, Mine Kırıkkanat, Erdal Sarızeybek, Doğan Cüceloğlu, Prof. Dr. Mehmet Bora Perinçek, Arda Odabaşı, Hakan Bıçakçı, Miyase İlknur, Mine Söğüt, Nur İçözü, Buket Uzuner, Orhan Bursalı, Fügen Ünal Şen, Hakan Bayrakç ve Timur Soykan gibi edebiyat, siyaset ve basın dünyasından önemli kişilerin katıldığı 15 söyleşi ve 35 imza etkinliği gerçekleştirildi.
İLBER ORTAYLI TİYATRO VE MÜZİGİN TARİHLE İLGİSİNİ ANLATTI
7. Kadıköy Kitap Günleri etkinlikleri kapsamında, 14 Aralık’ta tarih profesörü İlber Ortaylı “Tarihi Tiyatro Eserleri” hakkında bir konuşma yaptı.
Ortaylı hoca, bu konuşmasında tarih kadar tiyatro ve klasik müzik konularındaki bilgi ve hâkimiyeti ile dinleyicileri etkiledi. “Muhteşem Yüzyıl” dizisinden yola çıkarak konuşmasına başlayan İlber Ortaylı, tiyatronun önemini vurguladıktan sonra, televizyon dizilerinin tiyatronun yerini aldığını belirterek, “Şu çok önemli, sinema filmleri ile televizyon dizileri, tiyatro ile eşdeğer değildir. Tiyatro çok önemlidir, şöyle derler ‘İngiltere ölür ama İngiliz tiyatrosu ölmez’.. Tiyatro ile çok şey anlatmak mümkün, doğrudan söylenemeyenler sözler ve eleştiriler, tiyatro ile anlatılır. Bunun örneklerini dünyada çok gördük” dedi.
Tiyatronun ülkemizde klasik müzik gibi, opera gibi Osmanlı döneminde de var olduğunu, ancak geniş kitlelere yayılmadığını, eğitiminin verilemediğini belirten Prof. Ortaylı, eğitimin ve geniş kitlelere yayılmanın Cumhuriyet döneminde olduğunu vurgulayarak, “Şükrü Saracoğlu’nun yıkıp yerine stat yaptığı, Mithat Paşa ya da İnönü Stadı’nın yerinde sarayın ahırları vardı, bir de yanında opera binası. Osmanlı padişahları da klasik müziğe, tiyatroya çok önem verdi, ancak eğitim Cumhuriyetle başlar” diye konuştu.
Tiyatronun, özellikle de tarihi tiyatronun ülkemizde oturmadığını, tarihi oyunlarda abartının olacağını, ancak yanlış yapmaya hiçbir senaristin, yönetmenin hakkı olmadığını söyleyen Ortaylı, sözü yine ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisine getirdi: “Ekip bizi ziyarete geldiği zaman başrol oyuncusu kapıdan girerken gerçekten padişah girdi zannettim. Yürüyüş, gösteriş, giyiniş tamam, vücut işini halletmişiz ama lazım olan kafa işini halledememişiz. Senaristler ciddi bir araştırma yapması gerekirken, tarih kitaplarını şöyle bir karıştırmışlar, tarihte yanlış yapmak-ki bu dizi Balkan ülkeleri dışında birçok ülkede daha oynuyormuş-zarar verir bize, hem de çok büyük zararlar. Bir daha söylüyorum abartı olabilir ama gerçeği değiştiremezsin, bir senaristin cahil olması mümkün değil ve kabul edilemez.”
Tekrar Türk tiyatrosuna dönen İlber Ortaylı hoca, tarihi eserlerin Türk tiyatrosunda ciddi anlamda oynanması hakkında da “Hayatı sahneye getirmek çok önemli ama zor iş, hele tarihi tiyatro çok zor iş ki bizim senaristlerimiz, yönetmenlerimiz bu işi yapmıyorlar, yapamıyorlar” dedi.