Hayatını hekimliğe, Kadıköy tarihi araştırmalarına adamış, yazdığı kitaplarla “Kadıköy’ün belleği” olmuş Dr. Müfid Ekdal vefatının beşinci yılında Kadıköy Belediyesi Tarih Edebiyat ve Sanat Kütüphanesi’nde akraba ve dostlarının katıldığı programda anıldı. Programda Ekdal’ın dostları ve akrabaları Ekdal ile ilgili anıları katılımcılarla paylaştı.
“ÇOK ÇEŞİTLİ KONULARDA BİLGİ SAHİBİYDİ”
Gençlik yıllarında Müfid Ekdal ile tanışan Burak Çetintaş, “Ben Müfid Bey’i 1996 senesinde tanıdım. Emel Armutçu’nun Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanan röportajından sonra babamla konuştum ve kendisine bir şekilde ulaştım. Ondan sonra kendisini ziyaret ettim ve dostluğumuz başladı. 96’dan vefatına kadar sürekli görüştük. Ben yazın bahçesinde gerçekleşen sohbetleri pek sevmezdim. Çünkü çok kalabalık olurdu ve kendisinden yeterince istifade edemediğimi düşünürdüm. Kışın sohbetlerimiz ise benim hayatımda çok önemli bir yere sahip. Akşam yemeği saatlerinde giderdim onlara. Odasına geçerdik. Çok uzun ve çeşitli sohbetler yapardık kendisiyle. Çok etkilemiştir beni bu sohbetler.” sözleriyle Müfid Ekdal’ın hayatındaki yerini aktardı.
“Kadıköy Müfid Bey’in görünen yüzüdür.” diyen Çetintaş, “Çok çeşitli konularda bilgi sahibidir. Bizim sohbetlerimizde Türkiye’nin dış siyaseti, dinler tarihi ve ilahiyat tarihi de geçerdi. Yabancıların gözünden Türkiye, Osmanlı’nın çöküşü ve sebepleriyle de alakalı uzun uzun konuşmuşuzdur. Sohbetlerimizin sonunda bir sonraki görüşmemizde neler konuşacağımızdan bahsederdik. Kadıköy ile ilgili bulduğum ilginç görselleri ve belgeleri muhakkak ister, ben de ona götürürdüm.” diye konuştu.
EKDAL’IN “DEHŞETLİ” ARŞİVİ…
Çetintaş özel hayatıyla ilgili konularda da Ekdal’ın ona tavsiyeler verdiğini dillendirirken, “Eşim de, tarihle alakası olmamasına rağmen Müfid Bey’in yakışıklılığı, zarafeti ve eşi Celile Hanım’ın da bilgisi ve lisana hâkimiyetinden çok etkilenmişti. Fransızca ve İngilizce uzun sohbetleri olmuştu.” dedi. Çetintaş, Ekdal’ın çalışma biçimini ise, “Kadıköy ve Kadıköy’le bağlantılı ailelerle alakalı bin 300 civarında zarf içerisinde toparlanmış dehşetli bir arşivi vardır. Bu arşivde fotoğraflar, mektuplar, gazete kupürleri ve tapular vardı. Bunlar müracaat ettiği başlıca kaynaklardı. Kitaplarını hazırlarken kilise kayıtlarından, belediye, tapu kadastro, konsolosluk arşivlerinden de çok faydalanmıştır.” şeklinde anlattı.
“KADIKÖY İÇİN MÜCADELE ETTİK”
Kadıköy Dostları Derneği’nde birlikte çalıştıkları Demir Serezli ise konuşmasında, “Ben de şu anda dile getirilmeyen ve yakından tanık olduğumun bir yönünü vurgulamak istiyorum. 90’lı yılların ikinci yarısında kendisiyle tanıştık. Onun yaptığı kültür faaliyetlerinin nasıl bir semt örgütlenmesine dönüştüğünü birlikte planladık ve Kadıköy Dostları Derneği’nde birlikte Kadıköy’ün tarihi ve kültürü için mücadele ettik. Onunla bir sokak örgütlenmesinden başlayan ve 5 bin kişilik bir semt örgütlenmesini birlikte planlamanın onurunu taşıyorum. Elimizden kayıp giden son arka bahçenin korunmasına sıra geldi Kadıköy’de. Yeniden sokak sokak başlayan bir örgütlenmenin olamaması için bir sebep yok. Ekdal’ın çalışmaları ve bakış açısı ışığında yeni bir örgütlenme neden olmasın” diye sordu.