Kadıköy yerel ve sosyal politikaları tartışıyor

Kadıköy Belediyesi’nin düzenlediği “Uluslararası Sosyal Politikalar Konferansı”nda Türkiye’de ve Avrupa ülkelerindeki sosyal devlet ve yerel yönetim politikaları tartışmaya açıldı

11 Ocak 2019 - 18:59

Kadıköy Belediyesi’nin Caddebostan Kültür Merkezi’nde düzenlediği “Uluslararası Sosyal Politikalar Konferansı’nın ilk günü sona erdi.  Konferansta Türkiye ve Avrupa ülkelerindeki sosyal politikalara bakış açısı ve uygulamalar ele alındı. Yerli ve yabancı konukların katıldığı konferansa CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, CHP Kadıköy İlçe Başkanı Ali Narin de katıldı.

“EKONOMİK KRİZLE BERABER SOSYAL HAKLAR KISITLANIYOR”

Konferansın açılış konuşmasını yapan Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, Kadıköy Belediyesi’nin sosyal politika uygulamalarına değinerek "Merkezi yönetimin eksik bıraktığı, ekonomik krizle beraber kısıtlanan sosyal haklarla karşı karşıyayız. Çocuklar, kadınlar, gençler, LBGTİ bireyler, engelliler, tüm dezavantajlı grupların, herkesin hayatının bir ferdi olmak zorundayız. Bütün bunları daha kolay, daha rahat ve daha sağlıklı bir bütçeyle nasıl yapabiliriz bunları konuşmalıyız. Herkesin düşüncelerini alırsak daha sağlıklı projeler üretebiliriz. İyi şeyler yapıldığı zaman, insanlar için iyi tasarımlar yapılabilir. İyiye doğru yürürsek bu ülkenin geleceği de iyi olur.” dedi.

“SOSYAL DEVLET DEĞİL SOSYAL YARDIM DEVLETİ”

Nuhoğlu’nun konuşmasının ardından konferansın birinci oturumuna geçildi. Prof. Dr. Ebru Voyvoda’nın moderatörlüğünü yaptığı ilk oturumda Prof. Dr. Meryem Koray, Dr. Denizcan Kutlu ve Almanya’dan Prof. Dr. Markus Promberger konuşmacı olarak yer aldılar.

Sosyal devlet ile  yerel yönetimler arasındaki ilişkiyi masaya yatıran Prof. Dr. Meryem Koray, hem Türkiye’deki hem de Avrupa ülkelerindeki sosyal politikalara değindi. Türkiye’de sosyal devlet olgusunun 1960’dan sonra tartışmaya açıldığını söyleyen Koray “Türkiye’de geleneksel ve liberal modelin bir araya gelerek meydana getirdiği bir sosyal yardım anlayışı hakim. Aslında Türkiye’de sosyal devlet yok diyebiliriz. Niyet olarak var ama kurumsal olarak yok. 1980 sonrası özel okullarla, özel hastanelerle eğitim, sağlık gibi birçok konuda piyasalaşma sürecine girildi. Türkiye’de tümüyle kamu hizmeti içeren bir eğitim yok. Öte yandan tümüyle özelleşmiş bir sağlık hizmeti de yok.” dedi.

Türkiye’deki vergi sisteminin de adaletsiz olduğunu söyleyen Koray konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kazanandan değil tüketenden vergi alınıyor. Türkiye bir sosyal yardım devletine dönüştü. Bu da devlete bağımlı bireylerin oluşmasına neden oluyor. Bir ülkede işsizlik kabul edilmişse bu sosyal devletin gerilediği anlamına gelir. İşsizlik varsa  adaletsizlik, yoksulluk ve eşitsizlik de var demektir. Bireyi güçsüzleştiren, bireyi bağımlı kılan bir anlayışın güçlenmesi yerine istihdamı arttırmak gerekir. Önemli olan böyle bir toplum yaratabilmektir.”

“DÜŞÜK ÜCRET KATLANILIR HALE GELİYOR”

 Koray’dan sonra söz alan Dr. Denizcan Kutlu ise Türkiye’de sosyal yardımların hane halkları üzerindeki etkilerini tartıştı. Türkiye’de 2010 yılından itibaren yardım alan hane sayısında artış yaşandığını söyleyen Kutlu, “Yardım alanların içinde ücretli çalışanlar, kendi hesabına çalışanlar ve işsizler de yer alıyor. Ama bu sistem düşük ücreti katlanabilir kılıyor ve düşük ücretle işçi çalıştıran iş yerlerinin çoğalmasına neden oluyor. Yoksulluğu ortadan kaldırmayı ama yoksulları bir çemberin içinde tutuyor.”

Sosyal yardımların seçim süreçlerinde de etkili olduğunu ifade eden Kutlu, “İnsanlarda şöyle bir kaygı var: ‘Ya bu yardımlar kesilirse’ bu nedenden dolayı seçmenler kendilerine sosyal yardım sağlayan partileri destekliyorlar.”dedi.

 "TOPLUMU DAHA DİRENÇLİ KILMANIN YOLLARINI ARAMALIYIZ"

Birinci oturumun son konuşmacısı Friedrich Alexander Nürnberg Erlangen Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Markus Promberger ise  Almanya’daki sosyal devlet politikaları hakkında bilgi verdi. Almanya’da 13 milyon yoksul insanın yaşadığını söyleyen Promberger, “Ortak iyiliği geliştirmek için sosyal devletin katkısı küçümsenemez. Sosyal ilişkiler sadece sosyalleşmek olarak değil de birbirlerine destek olmak açısından da önemli. Bunun da ekonomik sonuçları var. Bilgi, beceriler, dayanışma toplumun daha dirençli olabilmesi için önemli noktalar. Kalabalık kentlerde ucuz ulaşım imkanları lazım. Gıda ve giyim bankaları kurulmalı.” şeklinde konuştu. Kadıköy Belediyesi’nin birimlerinde yaptığı geziden etkilendiğini belirten Promberger, buradakine benzer sosyalleşme alanlarının her yerde olması gerektiğinin de altını çizdi.

LİBERAL POLİTİKALARIN ETKİSİ

Doç. Dr. Galip Yalman'ın yönettiği ikinci oturumda  İngiltere Hertfordshire Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Hülya Dağdeviren İngiltere’deki sosyal devlet uygulamalarını anlatırken, Milano Bicocca Üniversitesi öğretim üyesi Doç.Dr. David Benassi de Milano’daki yerel yönetim politikaları hakkında bir sunum gerçekleştirdi.

İngiltere’deki yerel yönetimlerin eğitim, sağlık, barınma alanlarından sorumlu olduğunu söyleyen Dağdeviren, “ Yerel yönetimler öğretmenleri istihdam ediyor. Aynı zamanda sosyal bakım sunmak zorundalar. Çocukların gelişimi ve eğitimi de yerel yönetimlerin sorumluluğunda. 1980’li yıllara kadar yerel yönetimler sosyal konutlar inşa ediyordu. Ancak şimdi bu pek mümkün değil.” diye konuştu

İngiltere’deki yerel yönetimlerin bütçesinin çoğunu merkezi hükümetten alınan fonlardan karşıladığını belirten Dağdeviren konuşmasına şöyle devam etti: “ Bütçe farklı amaçlarla kullanılamıyor. Yoksul belediyeler daha fazla ödenek alıyor. 2008 sonrası çıkan krizin ardından yerel yönetimler kemer sıkma politikalarını uygulamaya başladı. 2010 ve 2016 yılları arasında yerel yönetimlerin bütçesinde yüzde 50 oranında kesinti yapıldı. Konut, sosyal ve kültürel hizmetler kesintiye uğradı.”

İTALYA VE TÜRKİYE BENZERLİĞİ

Doç.Dr. David Benassi de Türkiye’deki sosyal yardım politikalarının Türkiye’deki uygulamalara çok benzediğini ifade ederek,  “İtalya’da 1890 yılında ilk sosyal yardım politikası oluşturuldu ve bir yasa çıkarıldı. Ama bu yasa 110 yıl sonra tam 2000 yılında yeniden düzenlendi. İtalya’da 8 bin belediye var ve 1950’li yılların başında yerel yönetimler bütün kamu hizmetlerini ücretsiz sağlıyordu. Ama 90’lı yılların başında uygulanmaya başlanan neo-liberal politikalar sosyal yardımları olumsuz etkiledi.” dedi.

Konferansın ilk gününün sonunda Dr. Yılmaz Argüden ve Dr. Erkin Erimez ise Kadıköy Belediyesi’nin 2017 Entegre Raporunu sundu.

YARIN DEVAM EDECEK

Yerelde Sosyal Politikalar Konferansının ikinci gününde ise Doç.Dr. Didem Danış’ın moderatörlüğünde Avusturya’dan Prof.Dr. Yuri Kazepov, Portekiz’den Doç.Dr. Luis Capucha deneyimlerini paylaşacak.  Konferans oturumlarını yöneten Prof. Dr. Ebru Voyvoda, Doç. Dr. Galip Yalman, Doç. Dr. Didem Danış ve Prof. Dr. Tarık Şengül, konferans boyunca konuşulan konuları değerlendirecek ve sosyal politikalar alanındaki gelişmelerin yerel yönetimlere etkisini konuşacak.


ARŞİV