Kadıköy'de İşkence Mağdurlarına Saygı Anıtı

Kadıköy Belediyesi’nin 12 Mart askeri darbesi sırasında Mit ve Kontrgerillanın sorgulama merkezi olarak kullanarak binlerce kişiye işkence uyguladığı Zihnipaşa Köşkü önüne yaptırdığı ”İşkence Mağdurlarına Saygı Anıtı”nın açılışı yapıldı. 12 Eylül darbesinin 33. yıldönümünde açılan anıt, geçmişte yaşananları geleceğe hatırlatma niteliğinde…

18 Eylül 2013 - 14:46
 
Semra ÇELEBİ
Fotoğraflar: Sinem TEZER
 
Kamuoyunda Ziverbey Köşkü olarak bilinen ancak aslen Kozyatağı’ndaki Zihnipaşa Köşkü olan işkence merkezinin yerinde artık bir anıt var. 12 Mart 1971 askeri darbesinin simgesi olan bu köşkte yaşananlar, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin 33. yıldönümünde “İşkence Mağdurlarına Saygı Anıtı” ile ölümsüzleşti.
Zihnipaşa Köşkü, 12 Mart askeri darbe dönemimde Mit ve Kontrgerilla tarafından işkence merkezi olarak kullanılmıştı. Aralarında İlhan Selçuk, İlhami Soysal, Murat Belge, Talat Turan, Ertuğrul Kürkçü gibi tanınmış isimlerin de bulunduğu onlarca yazar, aydın ve asker burada sistemli bir şekilde işkenceden geçirilip sorgulandı.
Bir çok kitaba da konu olan Zihnipaşa Köşkü; zamanla yıkıldı, geniş bahçesine site inşa edildi ve yanına kuş yuvalarından dolayı Kuşluk Parkı olarak adlandırılan günümüzdeki park yapıldı.
Kadıköy Belediyesi ve 12 Mart ve 12 Eylül askeri darbeleri sırasında siyasi görüş ve düşünceleri nedeniyle TSK’dan uzaklaştırılan askerlerin kurduğu Adam-Der’in katkılarıyla gündeme gelen anıtın açılışını Kadıköy Belediye Başkanı Av. Selami Öztürk , Adam-Der Başkanı Tuna Atalay ve Zihnipaşa Köşkü’nde işkenceye maruz kalan işkence mağdurları ile birlikte yapıldı.

İŞKENCE ANITI 12 EYLÜL’DE AÇILDI
12 Eylül Perşembe günü yapılan açılışa, CHP Milletvekilleri Haluk Eyidoğan, Kadir Gökmen Öğüt, İstanbul Mimarlar Odası Başkanı ve Taksim Platformu Sözcüsü Eyüp Muhçu, 1971 yılında  Zihnipaşa Köşkü’nde işkence gören BDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, 12 Mart ve 12 Eylül Darbeleri sırasında siyasi görüş ve düşünceleri nedeniyle ordudan uzaklaştırılan askerlerin kurduğu Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği (ADAM-DER)  üyeleri ile mahalle sakinleri katıldı.
Adam Der Başkanı Tuna Atalay, her yıl 12 Eylül askeri darbesinin yıldönümlerinde köşkün bulunduğu alana gelip protesto gösterisinde bulunduklarını, işkence gören arkadaşlarını andıklarını, buraya bir saygı anıtının konulması fikrini kendilerinin geliştirdiğini söyledi. Atalay, Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’ten anıtın yapılmasını istediklerini, Başkan Öztürk’ün de bu teklifi kabul ettiğini belirterek, teşekkür etti.

22 GÜN İŞKENCELİ SORGU
Açılış sırasında konuşan işkence mağduru Adam-Der üyesi Faik Güleçyüz ise 12 Mart darbesi sonrası gözaltına alınarak askerler tarafından köşkte 22 gün sorgulandığını, sorgulama sırasında işkenceye maruz kaldığını söyledi. Kendisine yapılan işkenceleri ayrıntılarıyla anlatan Güleçyüz’ün konuşması katılanları duygulandırdı. Faik Güleçyüz o günlerde kendisine işkence yapanların ve emirleri verenlerin isimlerini söyleyerek savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. Güleçyüz, konuşmasını, katılımcılar ile birlikte “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” sloganı atarak bitirdi.
 Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk de İşkence mağdurlarına Saygı Anıtının açılışının 12 Eylül darbesinin yıldönümünde  yapılmasının özel bir anlamı olduğunu vurguladı. Öztürk şöyle konuştu: “12 Mart 1971 de Mit ve Kontrgerilla’nın işkence merkezi olarak kullandığı Zihnipaşa Köşkü’nün bulunduğu alandayız. Ülkemizdeki işkenceye dikkat çekmek, işkence günlerini unutmamak ve unutturmamak,  gördüğü işkence nedeniyle   hayatını kaybeden binlerce kişiye  saygımızı göstermek amacıyla anıtımızı açıyoruz.
Ülkemiz de ne yazık ki  işkence suçunun değişik zamanlarda, kimi zaman darbelerde, kimi zaman en basit gözaltı olaylarında dahi defalarca  işlendiğini görüyoruz. Bulunduğumuz park da bulunan Zihni Paşa Köşkü, 12 Mart Askeri ihtilali sonrası Mit ve Kontrgerilla tarafından sorgulama merkezi olarak kullanılmış, binlerce aydın, asker, öğrenci genç elleri-gözleri bağlı olarak getirildikleri köşkte günlerce işkenceye maruz bırakılmışlardır. Aralarında İlhan Selçuk, İlhami Soysal, Murat Belge, Talat Turan, Yüksel Çengel gibi tanınmış isimlerin de bulunduğu onlarca yazar, aydın, asker ve yurtsever vatandaşımız  burada gördükleri  insanlık dışı işkencelerde  mağdur olmuş, büyük acılar çekmişlerdir. Arkasında binlerce işkence mağduru, ölümler ve acılar bırakan 12 Mart ihtilali sonrası gelişen olaylarda da  üç fidanımız Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam edilmiş, demokrasi ne yazık ki bir kez daha askıya alınmıştı.”

“GÜNÜMÜZDE İŞKENCE ORANTISIZ ŞİDDETLE DEVAM EDİYOR”
Başkan Öztürk konuşmasına şöyle devam etti:
“12 Eylül 1980 darbesinde de yine benzer olaylar  tekrar etmiş, işkenceciler, işkence görenler, mekanlar değişmiş ama sonuç değişmemiştir. 12 Eylül Darbesi de demokrasi tarihimize  kara bir leke olarak geçmiş, arkasında kanlı bir bilanço bırakmıştır. 33 yıl geçti. Tüm bu acılar unutulmadı. Ne yazık ki günümüzde de hala işkence suçu, orantısız şiddet uygulamalarıyla devam ediyor. Gücü ellerinde bulunduranlar, kadın-erkek, genç yaşlı demeden vicdanları sızlatan şiddet görüntüleriyle yine sahnedeler. Artık yeter, benzer acılar artık yaşanmasın. Burada bir kez daha herkese sevgi, hoşgörü, sağduyu çağrısı yapıyorum. Siyasi iktidarlar, hukuk devleti ilkelerini uygulamalı, özgürlüklerin kısıtlanması konusundaki uygulama ve ısrarlarından vazgeçmelidirler. İşkence-şiddetin getirdiği acılar ancak gerçek anlamda uygulanan demokrasi, özgürlükler  ve hukuk devleti ile yok olur. İşkenceyi lanetliyor, işkencecileri bir kez daha kınıyorum.”
Başkan Öztürk’ün konuşmasından sonra Heykeltıraş Prof. Dr. Rahmi Aksungur’un yaptığı elleri ve gözleri bağlı iki erkek bir kadın figürünün yer aldığı 2,5 metre yüksekliğindeki heykelin açılışı yapıldı. Açılışa katılanlar, anıta kırmızı karanfiller bıraktılar.

AKSUNGUR: “GEÇMİŞE SAYGI GELECEĞE HATIRLATMA”
İşkence Mağdurlarına Saygı Anıtı’nı bir ay gibi çok kısa bir sürede hazırlayan heykeltıraş Prof. Dr. Rahmi Aksungur, şöyle ifade ediyor duygularını: “Biz o günleri yaşadığımız için, o günlerin sıkıntısını üzüntüsünü çok iyi biliyoruz. Bunları genç kuşaklar laf olarak biliyor ama yaşayanlarda büyük bir iz bıraktı bu işkenceler. O gün o darbeler yapılmasaydı Türkiye şu anki durumunun 100 yıl ötesindeydi. Bu yaptığım anıt hem geçmişe bir saygı hem de geleceğe bir hatırlatma. Duygularımı bu anıtla dile getirmeye çalıştım. Umarım bu anıt işkencenin yok olmasına vesile olur.”

KÜRKÇÜ: “KÖŞK YOK AMA İŞKENCE DEVAM EDİYOR”
1971 muhtırasının ardından sıkıyönetim döneminde 30 gün boyunca Zihnipaşa Köşkü’nde işkenceli sorgulardan geçen milletvekili Ertuğrul Kürkçü, o günleri ve anıtla ilgili düşüncelerini gazetemiz okurlarıyla paylaştı: “Bir belediyenin böyle bir anıt açması çok önemli. Hala darbelerle tam anlamıyla hesaplaşılabilmiş değil. Hiç değilse bu anıt devam eden bir işkence davasının olduğunu hatırlatacak. Bu köşk artık yerinde yok ama işkence denen kurum hala varlığını sürdürüyor. Bu nedenle bir belediyenin kendi halkının çektiklerine tercüman olmasını önemsiyorum. Şimdi hepimiz için burası çok özel bir yer. Türkiye siyasi mücadele tarihine sistematik ve kitlesel işkencenin girdiği yer burası. Bu kapıdan böyle geçtik. Bu kapının tümüyle kapanması için bu anıtın bir kilometre taşı olmasını diliyorum.”
 
İLHAN SELÇUK O GÜNLERİ KİTAPTA ANLATIYOR
Uzun yıllar Cumhuriyet Gazetesi’nin genel yayın yönetmenliğini yapan İlhan Selçuk, 12 Mart Muhtırası’ndan sonra gözaltına alındığı “Ziverbey Köşkü”nde ağır işkencelere maruz kaldı. O günleri “Ziverbey Köşkü” isimli kitabında anlattı. Kitabın arka kapağında, “İnsanlar tutuklanmaya, gözaltına alınmaya, kovuşturulmaya başlandı, davalar birbirini izledi. Bu karmaşa içinde aydınlık olan şudur: 12 Mart döneminde Erenköy’de, Ziverbey’de Zihni Paşa Köşkü diye anılan (ya da Ziverbey Köşkü) yerde Faik Türün ve Memduh Ünlütürk buyruğunda bir işkence merkezi kurulmuştur. Bu işkence merkezinde de birçok aydın tezgâhtan geçirilmiştir.”


ARŞİV