Türkiye'nin pek çok yerinde olduğu gibi Kadıköylüler de akşamları saat 21.00’de ışıklarını yakıp kapatarak, tencere tavalarını vurarak “ses çıkarıyor”lar.
Taksim Gezi Parkı’nda günlerdir süren direnişe Kadıköy’den destek eksik olmuyor. Türkiye'nin pek çok yerinde olduğu gibi Kadıköylüler de akşamları saat 21.00’de ışıklarını yakıp kapatarak, tencere tavalarını vurarak “ses çıkarıyor”lar. Gezi’ye polis müdahalesinin yoğun bir şekilde yaşandığı 11 Haziran akşamı da Kadıköy sokaklarını dolduran çok sayıda Kadıköylü, polisin tavrını protesto etti. Kadıköy esnafının da Taksim’le dayanışması sürüyor. Paralar toplanıp satın alınan ihtiyaç malzemelerini Taksim’e ulaştırılıyor, cafe ve dükkânların camlarını Gezi’ye destek mesajları süslüyor. Moda İnisiyatifi de 7 Haziran Cuma akşamı Moda'da bir eylem düzenledi. İnisiyatif adına basın açıklaması yapan gazeteci-yazar Muzaffer Ayhan Kara, bütün İstanbullular ve ülkemizin dört bir köşesinden yurttaşlarımız için tarih ve çevre açısından bir değer oluşturan Taksim Gezi Parkı’nın yıkılmaması, tam tersine başta içindeki ağaçlar korunmak üzere restore edilerek işlevinin sürmesinden yan olduklarını söyledi. Kara, “Modalılar olarak Taksim Gezi Parkı ile dayanışmamızı ifade ediyoruz. Taksim Gezi’de tek bir ağaç bile kesilmemeli, sökülen ağaçlar yerine yerleştirilmelidir. Hükümeti, ağaçların sökülmemesi için ayağa kalkan yurdumuzun yetmişe yakın ilindeki milyonlara karşı polis marifetiyle aşırı ve orantısız güç kullanmayı bırakmaya; aynı zamanda derhal Taksim Gezi Parkı konusundaki kararını gözden geçirme çağırıyoruz. Polisin orantısız güç kullanması sonucunda iki yurttaşımızın hayatını kaybettiği protestolara karşı biber gazı, portakal gazı, tazyikli su ve gayrimeşru başka enstrümanlarla saldırgan bir tutum takınılmasını anlayamıyoruz. Hükümete toplumun tamamının hükümeti olduğunu hatırlatmak istiyor ve sorumluluğa davet ediyoruz” dedi. Kara, medyaya da şöyle seslendi; “Tarafsız ve saygın habercilik gereği gözünüzü gelişmelere kapatmaya, ‘majestelerinin’ borazanlığını yapmaya hakkınız yok! Yurttaşlarımızın Taksim’deki haklı direnişini ve yurdun dört bir yanındaki dayanışma etkinliklerini karatmaya hakkınız yok! Moda’dan, Mustafa Kemal Atatürk’ü ağırlamaktan onur duyan bu tarihi semtten Ankara’ya sesleniyoruz; yeşile, çevreye ve insana kıymayın! Demokrasi varsa, herkes için vardır… Yüzde 50 için demokrasi, yüzde 50 için dikta ve dayatma yaklaşımının demokrasiyle bağdaşır hiçbir yanı olamaz. Kaldı ki, sorumsuzca yaklaşımları, emrindeki güvenlik güçlerinin aşırı ve orantısız güç kullanımı karşısında inanıyoruz ki yurttaşlarımızın ezici çoğunluğu rahatsızdır. Barışın, adaletin, güvenliğin, huzurun, özgürlüğün ve demokrasinin bütün yurttaşlar için olduğu bir Türkiye istiyoruz ve buradan soruyoruz: Çok şey mi istiyoruz?”
29 HAZİRAN’DA KADIKÖY’DE EYLEM
Gezi Parkı direnişine ne kadar polis terörü uygulanırsa uygulansın yaşamı savunmaya devam edileceği vurgulayan Küresel Eylem Grubu (KEG), 29 Haziran’da Kadıköy’de “eşit, adil, ekolojik ve insani bir dünya mümkün” temasıyla eylem yapacak. KEG’in açıklaması şöyle: “İstanbul’un merkezinde kalan son parktaki yetmiş beş ağacı yaşatmak için canımız pahasına günlerdir direniyoruz. Polis, zabıta; tazyikli suyla, biber gazıyla, copla, yakarak yıkarak barışçıl eylemimize vahşice saldırdı. Bu vicdansızlıktır, vahşettir, polis terörüdür. ‘Tarihe önem veriyoruz, tarihimizi yaşatmak istiyoruz, bu yüzden Taksim Gezi Parkı’nı yıkıp yerine Topçu Kışlası’nı kuracağız’ diyorlar. Ilısu ile Hasankeyf’i, Yortan’lı ile Allioni’yi, hiç düşünmeden onbinlerce yıllık tarihi sulara gömdünüz. ‘En çevreci biziz, biz doğa aşığıyız, bir ağaç dalına dokunan bizden değil’ diyerek; Milli Park alanlarını, doğal koruma alanlarını termik, nükleer, HES projelerine açtınız. AVM’lerden, duble yollardan beton bloklardan duvarlar oluşturdunuz. Bütün bunları medeniyetin, zenginliğin göstergesi olarak kabul etmemizi istediniz.
Kabul etmiyoruz. En temel hakkımız olan yaşam hakkımızı savunuyoruz ve savunacağız. İstediğiniz kadar polis terörü uygulayın, istediğiniz kadar müdahale edin yaşam hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz. Biz yaşamı savunuyoruz! Her yerde mücadele edeceğiz, antidemokratik uygulamalarınızın, ‘karar verdik ne olursa olsun yapacağız’ gibi diktatörce söylemlerinizin bu talebin karşısında işe yaramayacağını bilin. 29 Haziran’da Kadıköy’de dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen insanlarla birlikte sizi değiştirdiğiniz iklimlerde yaşamak zorunda olmadığımızı haykıracağız. Şimdi bizim zamanımız. Ne gezegenimizi ne de yaşamımızı, şirketlerin ve şirketlerin sözcülüğüne savunan devletlere bırakmayacağız. Başka bir dünya ‘eşit, adil, ekolojik ve insani bir dünya mümkün’ ve biz bu dünyayı yaratacağız.”