Gazeteci - yazar Özgür Çakır’ın ilk öykü kitabı “Yükşehir” okurla buluştu. Çakır, “Kadıköy yazmama ilham kaynağı oldu” diyor
Aysel KILIÇ
Özgür Çakır’ın “Yükşehir” isimli ilk öykü kitabı, geçtiğimiz haftalarda SEL Yayıncılık’tan çıktı. Kitap, İstanbul gibi metropollere sıkışmış hayatlara ayna tutuyor. Bir yandan politik çalkantılar, ekonomik krizler ve işsizlik; diğer yandan her türlü zorluğa rağmen kendini var etme mücadelesini sürdüren insanları anlatıyor. On iki öyküden oluşan kitap, Kadıköy’den isimsiz kasabalara uzanıyor…
Özgür Çakır ile geçtiğimiz günlerde “Yükşehir” i konuşmak üzere Kadıköy Çarşı’da bir araya geldik. Sonbaharın son güneşi Kadıköy’ü sarıp sarmalarken, biz de sohbetimizi sıcak bir mekânda sürdürdük. Bizi ağırlayan “Gemide”nin başka konukları da vardı; Yaşar Kemal, Can Yücel, Dostoyevski, dünya halklarının gönlünde taht kurmuş Che Guavera ve daha kimler yoktu ki… Biz konuştuk, duvardaki resimleriyle onlar sohbetimize tebessüm ettiler.
Özgür Çakır, Kadıköylü. Çocukluğunun en güzel oyunlarını bu sokaklarda oynamış, ekmek kavgasıyla burada tanışmış… Çakır, aynı zamanda gazeteci. Bu güne kadar çeşitli gazete, dergi ve televizyonda çalışmış. Bir yandan haber yazmış, öte yandan yaşama dair tanıklık ettiği her şeyi edebiyata dökmüş. Yazdığı yazılar, öyküler dergilerde yayımlanmış, yarışmalarda dereceye girmiş.
“YAZMASAYDIM ÇILDIRIRDIM”
“Kitap okumayı da yazı yazmayı da çok seviyorum. Saik Faik, ‘Yazmasaydım çıldırırdım’ der. İşte beni de bir süre sonra böyle bir hal aldı. Okumasaydım, yazmasaydım çıldırırdım” diyen Çakır için yazmak bir nevi tedavi yöntemi. Özgür Çakır, şu sıralar işsiz bir gazeteci. Neden işsiz olduğunu ise şöyle açıklıyor: “Gazeteciler üzerinde bir iktidar baskısı var. Özellikle son iktidar döneminde mesleğimizi yapamaz hale geldik. Büyük bir işsizler ordusu olduk. ”
“KADIKÖY İLHAM KAYNAĞIM”
Yükşehir’de yer alan öyküler farklı zaman ve mekânlarda geçse de, bu öykülerin ilham kaynağı Kadıköy. “Öykülerim bir takım isimsiz kasabalar ve şehirlerde geçse de, en büyük ilham kaynağım Kadıköy. Çünkü çocukluğumdan beri burada yaşıyorum. Liseyi, Kadıköy Maarif Koleji’nde okudum. Okulu ilk kırdığım yer burası, ilk içkimi içtiğim, ilk âşık olduğum yer. Beni toplumsal mücadeleyle tanıştıran yer Kadıköy. Bana huzur veren küçük bir kasaba burası. Kadıköy benim evim.”
Çakır’a okuduğu ve en çok sevdiği öykücüleri de sordum: “Ahmet Büke, Türker Ayyıldız, Behçet Çelik, Necati Tosuner. İlginçtir ki bu saydığım isimler ya Kadıköy’de yaşıyor ya da yolları buradan geçmiştir. Bilinçli bir tercih olmasa da onlarla böyle ortak bir noktamız oldu. Dünya öykücülerinden ise Marquez, Raymond Carver, Roberto Bolono, Carlos Fuantesve Calviono okurum.”
“BÜYÜK ŞEHİR, YÜKŞEHİR”
Kitabın ismi “Yükşehir”e gelince. Yükşehir, kitapta yer alan on iki öyküden birinin adı. Çakır, kitabına bu ismi uygun görmüş: “Kitapta yer alan bütün öyküleri karşılayacak bir isim olmalıydı. Yükşehir bunun için en uygun isimdi. Çünkü kitabın geneli şehrin yükünü sırtına alan insanları anlatıyor. Bu yük, bir ekmek kavgası da olabilir, şehrin içindeki yozlaşmış bir ilişki de; şehrin trafiği de olabilir, şehrin içinde yaşanması zor olan bir aşk da. Evsiz kalmak da bir yük olabilir. Bütün büyük şehirler insana yüktür. Ama İstanbul ayrıca bir yük; çünkü Türkiye’nin yükünü taşıyor. Kapasitesinin üstünde bir yük bu. Oksijeni azalıyor, doğası yok ediliyor, ‘kentsel dönüşüm’ adı altında eşitsiz kümeler yaratılıyor, insanlar mağdur ediliyor…”
Özgür Çakır, “Yükşehir” kitabı için bir imza günü düzenleyecek. Akademi 1971 Kitabevi Cafe’de 5 Aralık Cumartesi günü, 16.00-18.00 saatleri arasında düzenlenecek imza gününde, Çakır okurlarıyla bir söyleşi de gerçekleştirecek. Akademi 1971 Kitabevi Cafe, Caferağa Mahallesi, Sakız Sokak, No:12’de.