İlk geniş röportajını Gazete Kadıköy’e veren Kadıköy’ün yeni Başkanı Aykurt Nuhoğlu, “Aklındaki Kadıköy”ü anlattı.
Gökçe UYGUN
İstanbul’un en gözde ilçelerinden biri olan Kadıköy’ü yönetmeye başlayalı henüz 1 ayı bile dolmadı Aykurt Nuhoğlu’nun. 41 yıldır sade bir vatandaş olarak yaşamını sürdürdüğü Kadıköy’e yönetici olan Nuhoğlu, yoğun bir tempo içinde bugünlerde. CHP’nin 2009 seçimlerinden yüzde 68 olan oyunu 72’lere çıkararak Başkanlık koltuğuna oturan Nuhoğlu, artık yaşadığı Kadıköy’e farklı bir açıdan, ilçenin daha iyiye gitmesini arzulayan ve bunun için projeler üreten bir yöneticinin gözüyle bakıyor.
Gazete Kadıköy ekibiyle biraya gelen Aykurt Nuhoğlu’na hem gazeteci hem de Kadıköylü kimliğimizle aklımızdakileri sorduk. O da “aklındaki Kadıköy”ü paylaştı…
- Bu sizin ilk kapsamlı röportajınız. Okurlarımız sizi ve projelerinizi daha iyi bilmek istiyor. Kadıköy Belediyesi’nin ve Kadıköy’ün nasıl bir değişim içine gireceğini konuşmak isterim ana tema olarak. Latin Amerika modeli/katılımcı-uzlaşmacı-sosyal demokratik bir yönetim anlayışına vurgu yapıyorsunuz. Kadıköylüler, Kadıköy’ün yönetimine nasıl katılabilecekler? Somut olarak örneklendirebilir misiniz?
Kent konseyleri var biliyorsunuz. Bu konseylerde, tüm sivil örgütler, meslek örgütleri, sendika ve dernekler temsil ediliyor. Kadıköylüler, ilçenin yönetimine kent konseyi içinde oluşacak meclisler vasıtasıyla katılacaklar. Ayrıca mahallelerde kuracağımız mahalle meclisleri/evleri aracılığıyla olacak bu katılım. Kadıköy Belediye Meclisi’ndeki ihtisas komisyonlarına da meslek örgütlerinden temsilci çağıracağız. Ve elbette ki Kadıköylüler her zaman sosyal medya aracılığıyla bize görüşlerini iletebilirler. Ancak insanların sadece görüşlerini bildirmesi yetmiyor. Onlara geri dönüş sağlayarak, karşılıklı bir iletişim kurmak önemli.
STRATEJİK PLANI BİRLİKTE YAPACAĞIZ
- Başkanlığınızın süreceği önümüzdeki 5 yıllık dönemi planladınız mı?
Biliyorsunuz belediyelerin bir yürütme kısmı var, bir de yasama (meclis) kısmı. Yürütmenin yapacağı tüm uygulamaların zeminini ise mevcut yasalar ve meclisten alınan kararlar oluşturuyor. Bu karar verme mekanizmasına, toplumun tüm kesimlerinin düşüncelerinin yansıması gerek. Önümüzdeki 6 aylık süreçte stratejik plan hazırlayacağız, herkesin görüşlerini alacağız. 5 yıl içinde de o plana uygun çalışmalar yapacağız.
- Farklı bir başkan portesi çizdiniz daha ilk günlerden. Kadıköy Belediye binasının üst katındaki yemekhanede size ayrılan özel masaya oturmak yerine, çalışanlarla beraber yiyorsunuz yemeğinizi, tepsinizi kendiniz alıp, bırakıyorsunuz…
Farklı değilim ki, normal olan bu!
- Alışılmışın dışında diyelim madem?
Normal bir insanın yapması gereken bu. Asıl başka türlü davranmak farklılık olur. Bundan 40 yıl önce, dönemin İTÜ Rektörü Nahit Kumbasar, biz öğrencilerle birlikte sıraya girer, çayını kendi alırdı. Gerekçe olarak da ‘Sizlerle beraber çay içmekten keyif alıyorum’ derdi. Normali buydu 40 sene önce.
- Bu konunun özellikle vurgulanacak bir yanı olmadığını mı düşünüyorsunuz?
Kesinlikle evet. Olması gereken bu. Diğeri anormal, diğerinde sorun var. Ben bu yaşa dek bu şekilde yaşadım, çevremde de hep bu şekilde yaşayan insanlar gördüm.
BAŞKANLIK KONUTUNA TAŞINMAYACAĞIM
- 19 Mayıs Mahallesi’ndeki Başkanlık Konutu’na taşındınız mı?
Hayır taşınmayacağım, kendi evimden memnunum. Kadıköy’ün mekânlara ihtiyacı var. Orasını da Kadıköylülere açacağız. Görüş alıyoruz herkesten. Bu doğrultuda bir proje hazırlayacağız. Sanat merkezi, Kadıköy Akademisi, çocuk ya da kadınlarla ilgili bir merkez olabilir. O güzel bahçe de Kadıköylülere açılmalı.
- Kadıköylülerin yararlanacağı bir yer olacak yani?
Elbette. Sonuçta orası Kadıköylülerin malı, Başkan’ın malı değil ki!
- Yakın zamanda hoş bir uygulama başladı belediyede; “Çaylar belediyeden!” Bunun gibi tatlı sürprizler olacak mı başka?
Bunlar hep çalışma arkadaşlarımın fikirleri. Görevimiz Kadıköy’deki yaşam standardını yükseltmek, daha iyi hizmet vermek. Bu kapsamda, evet sürprizler sürecek…
- Başkan Yardımcılarınızdan ikisini kadınlardan seçtiniz, Belediye Meclisi’nde de yüksek oranda kadın üye var…
Böyle giderse bu belediyenin tümü kadın olabilir (gülüyor).
ERKEKLER POZİTİF AYRIMCILIK İSTEYEBİLİR
- Gazete Kadıköy’ü kadınlar ele geçirdi bile, Mustafa Sürmeli tek erkek çalışanımız. (gülüyoruz) Kadın bir çalışan olarak, benim hoşuma giden bu konudaki “Kadınlara lütuf değil bu, hak ettikleri için bu görevdeler” şeklindeki bakış açınız... Hak eden kadınlar bundan sonra Kadıköy Belediyesi’nde üst konumlara gelebilecek diyebilir miyiz?
Tabi ki... Ama bu noktada artık erkekler pozitif ayrımcılık isteyebilir (gülüyor) Kadıköy Belediyesi’nde zaten bir kadın ağırlığı var. Önemli olan kadınların da erkeklerin nüfusları oranında temsil edilmeleri. Aslında ideal olan kadın/erkek diye bir ayrım olmadan tüm cinsiyet ve cinsel kimliklerin doğal olarak yönetime yansıması. Kotaya filan gerek kalmadan… Demokrasilerde böyle olur.
Kadıköy Belediyesi bu aşamaya gelir çünkü Kadıköy’de bu dinamikler güçlü, kadınlar da örgütlü.
- Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde kadın çalışanlara idari izin verecek. Kadıköy Belediyesi’nde de olabilir mi bu?
Eğer Kadıköy Belediyesi çalışanı kadınlar, ‘8 Mart ve 25 Kasım’da biz de tatil yapmak istiyoruz’ derlerse… O kararı kendilerine bırakırım, kendileri karar versin.
KADİR TOPBAŞ DA KEYFİ DAVRANAMAZ
- Bir röportajınızda “Kadıköy’ün İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden alacaklı olduğunu” söylemiştiniz. Bu cümlenizi açar mısınız?
İBB’nin temel gelir kaynağı kurumlar vergisinden aldıkları pay. Yıllardır Kadıköy’ün ödedikleri vergilerin bir kısmı da İBB’ye gidiyor doğal olarak. Bu vergilerin Kadıköy’e hizmet olarak dönmesi gerek. Biz öncelikle İBB ile iletişim kuracağız, onlara Kadıköy’le ilgili proje önereceğiz. Ve bu projeleri hayata geçirmeleri gerektiğini anlatacağız. Çatışma değil, karşılıklı iletişim ve uzlaşmayla…. Kadir Topbaş ile görüşeceğim, gerekli hazırlıklarımı tamamlayınca. Kadıköy Belediyesi ve İBB, farklı partilerden olsalar da, ikisi de halkın belediyesi ve halka hizmetle yükümlü. Aykurt Nuhoğlu da Kadir Topbaş da keyfi yönetemez. Yasalara uymak zorundayız.
- Birçok alanda projeleriniz var; sağlık, spor, kadınlar, yaşlılar, engelliler… Hepsinden şu an tek tek bahsedemezsek de öncelikleriniz neler olacak?
Sürekli kafamı meşgul eden konuların başında Kadıköy Çarşı geliyor. Biliyorsunuz, belli sokaklarda sokak sakinleriyle oraya müşteri olarak gelenler arasında sorunlar var. İnsanların birbirlerini rahatsız etmeden, uyum içinde birada olmalarını sağlamamız gerek. Biri evde uyurken, diğerinin eğlenebilmesine olanak sağlayan çözümler düşünüyoruz.
- Kadıköy’ün banliyösü diyebileceğimiz Fikirtepe bölgesindeki kentsel dönüşüm sorunlarına dair fikriniz nedir?
Fikirtepe-Eğitim-Dumlupınar bölgesinde bir kaos var. Bu belirsizliğin ifade edilmesi sorunu çözmüyor. Bunu net bir şekilde aşmamız lazım, çözümünü önermemiz lazım. Her söylediğimizin sorunda, çözümünü de önermek gerek. Çözüm için de konuya hakim olmak gerek. Bu anlamda, Kadıköy Belediyesi’nde bir sorumluluk mekanizması kurarak, her çalışana sorumluluk vereceğiz. İşi, sorumluluğu olmayan kimse kalmayacak.
KENTSEL DÖNÜŞÜMDE İNSAN ÖĞESİ YOK
- Fikirtepe haricinde, genel olarak Kadıköy’ün kentsel dönüşümüne nasıl bakıyorsunuz?
Kentsel dönüşüm Türkiye’de düzgün bir şekilde yapılmıyor. Yenileme denen şey binaların fiziki olarak daha yaşanabilir hale getirilmesinin ötesinde, insanların yaşam standartlarının yükseltilmesi, bireyin temel alınması lazım. Şimdiki kentsel dönüşümde “insan” öğesi yok. Bir bölgeye yeni fiziki mekanlar inşa edilince, oraya yeni insanlar geliyorsa o mahalle artık eski mahalle olmuyor.
- Yerinde dönüşümü savunuyorsunuz…?
Evet, kentsel yenilemenin yapılacağı bölgedeki insanlar gözetilmeli. İnsanlar yaşadıkları yerde kalsınlar, şartları iyileşsin. Nedir bu şartlar? Sağlıklı güvenli konutlar, yeşil alanlar, eğitim ve sağlık kurumları vb. amaç insanların daha mutlu yaşadıkları alanlar yaratmak olmalı.
Mesela bir bölge fiziki anlama hırpalandığında orada kiralar düşünce yaşam kalitesi de düşüyor, suç oranları artıyor, mahalle kendi kimliğinde uzaklaşarak kentin daha çok olumsuz şartların olduğu bir yere dönüşüyor. Fikirtepe örneğinde, oraya yeni binalar yapılacak ama ya Fikirtepeliler… 3 yıldır ciddi bir kaos yaşıyorlar. Sonraki süreçlerde de kendi geçmişleriyle bağları kalmayacak, Fikirtepe’de yaşayamayacaklar, çevre merkezlere gitmek durumunda kalacaklar. Bu da ciddi sosyolojik sorunlar yaratacak.
Çocukluğunuzun geçtiği yerleri düşünün. 14-15 yaşlarınızı yaşadığınız, hafızanızdaki o yerlerin ortadan kaldırıldığını, arkadaş ve aile çevrenizin oradan dağıtıldığını hayal edin… Çocukluğunuzun bu geçmişinin korunmasını istersiniz doğal olarak…
LGBTİ BİREYLERİ İLİŞKİN ÇALIŞMALARIMIZ OLACAK
- Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği’nin “LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks) Dostu Belediyecilik Protokolü”nü imzalayan 4 başkandan birisiniz. Bu konuda neler yapacaksınız?
Biz kimsenin cinsiyetine, dinine, ırkına, mezhebine bakmıyoruz. Bizim için herkes eşittir. İnsan kimliği önemli. Bu bakış açısını ülkede hakim kılabilirsek işte o zaman demokrasi olur. Bizim istihdam politikamızda bu çerçevededir. Personel ihtiyacı durumunda LGBTİ bireyler de belediyemize iş başvurusunda bulunabilir, işe uygun görülürlerse, istihdam edilirler. Ama LGBTİ bireylerin istihdamdan önce daha büyük sorunları var. Mesela hayatta kalmak; Onların yaşam güvencesini oluşturulmasına destek olmak zorundayız. Belediyemizde homofobi ve transfobiye ilişkin daha önce yapılan çalışmalar olmuş bizde bu çalışmaları devam ettireceğiz.
- Kamuda taşeron sistemine ilişkin düşünceleriniz neler? Kadıköy Belediyesi’nde hizmet alımı yöntemiyle pek çok kişi çalışıyor. Hükümetin de bu konuda yeni bir yasa taslağı var. Taşeron sistemini değiştiriyor; sözleşmeler 3 yıllık olacak, sendikalaşmanın önü açılacak, kıdem tazminatı hakkı.. vb. Siz bu açıdan Kadıköy Belediyesi’nde nasıl bir dönüşüm öngörüyorsunuz?
Taşeron sistemi, yasal olarak belediyeye eleman alınamamasından kaynaklanıyor. Bunu düzeltecek olan TBMM’dir. Norm kadro açılması gerek. Aksi takdirde bir yerel yönetimin bu konuyu çözme şansı yok.
İŞÇİLER HAKKINI ARASIN
- Sendikalı çalışmaya nasıl bakıyorsunuz?
Sendikacılar ve işçiler, hakları için mücadele edecekler. Herkes yasal haklarını kullanacak.
- Bizi mücadeleye mi davet ediyorsunuz? (gülüyoruz)
Elbette (gülüyor). Öte yandan Türkiye’de sendikalaşma oranı çok az. Bunu da sorgulamak lazım. Sendikalar da işçiler de kendilerini sorgulamalı. Sendikaların yaş oranı yüksek. Bu yapılanmalarda gençlerin oranı nedir? Gezi’de sokağa çıkan yüzbinlerce genç, yönetime katılma haklarını ne kadar kullanabiliyor? Sorunun temeli bu.
- Biraz da sizden bahsetsek. 41 yıllık bir Kadıköylü olarak en çok neresini seviyorsunuz Kadıköy’ün?
Çarşı’yı çok severim. Denizi, balık tutmayı…
- Yürüyüş ve tiyatroyu da seviyormuşsunuz. Başkan olduktan sonra bunlara vakit bulabildiniz mi?
Şu an yok ama bu yoğunluk azalınca, vakit yaratacağım.
- Hangi futbol takımını tuttuğunuz Hakkında çok spekülasyon yapıldı. “Kadıköy’e Trabzonsporlu Başkan istemiyoruz” diyenler oldu. Son kez ben sormuş olayım; hangi takımlısınız?
Fenerbahçeliyim. Ama sıkı bir takım taraftarı değilim esasında. Bu soru çok soruluyor. Bu Trabzonspor-Fenerbahçe çatışması doğru değil bence. Ben bu ikileme girmek istemiyorum. Farklı bir takım da tutuyor olabilirdim, bu önemli olmamalı. Kaldı ki Kadıköylülüğümden eskidir Fenerbahçeliliğim… Sporla siyasetin bu kadar iç içe girmesi doğru değil. Kadıköy için Fenerbahçe bir marka değeridir. Her zaman öne çıkartılması gerek elbette. Ben Fenerbahçeli olmasaydım bile, Başkan olarak bunu öne çıkarmam gerekirdi.
Sizinle ilgili öne çıkan bir kaygı “Karadenizli müteahhit” olmanız… Seçim öncesi bir röportajınızda, “Başkan olduğum anda tüm ticari işlerimi bırakacağım” demiştiniz. Bıraktınız mı?
Karadenizli bir müteahhitten öte, Kadıköylü bir müteahhitim (gülüyor). Zaten Kadıköy’de bir proje hariç(ki o da 1985 yılındaydı) hiç iş yapmadım. Şu an sahip olduğum şirketin ticari bir işi yok. Sadece bir ortaklığı var, o da bitecek 1 yıl içinde. Zaten ihalelere falan da girmiyor şirket. Ticari ve siyasi faaliyetlerin aynı anda olması doğru değil.