Kadıköy'ün bitki hazinesi bu sergide...

Saint Joseph Lisesi öğretmenlerinin 1905-1977 tarihleri arasında topladıkları bitkilerden oluşan Kadıköy ve çevresinin 70 yıllık bitki koleksiyonu ilk kez gün yüzüne çıkıyor.

25 Ekim 2013 - 11:30
100 yıl öncesinin insanı heyecanlandıran, neşe veren o bahar aylarında doğadan toplanmış ve kurutulmuş bitkileri görmek istiyorsanız, Moda’dan Yoğurtçu Parkı’na inerken Saint Joseph Lisesi’nin Doğa Müzesi’ndeki Kadıköy Herbaryumu’nun sararmış sayfaları arasına bakmanız yeterli...
 
Gökçe UYGUN

1905’li yıllarda, Moda Saint Joseph Lisesi’nde görev yapan 3 Fransız frère (rahip öğretmen) Jean Marius Reynaud, Pasteur Luis ve Idinaël-Simon, bugün bir sergi ve kitaba dönüşeceğini-elbette ki-bilmedikleri bir çalışma yapmaya başlamışlardı…   Bu 3 Fransız, Kadıköy ve civarıyla İstanbul Boğazı’nın her iki yakasındaki (özellikle de Kadıköy) yerlere geziler yapıyor ve bitki topluyorlardı. Amaçları, büyük bir herbaryum (bitki koleksiyonu) kurmaktı. Zaman zaman lisenin bahar gezileri kapsamında öğrencilerinin de katıldığı bu geziler 1970’li yılların ortalarına dek sürdü.
Toplanan ilk örnekler kurumaya bırakılmadan önce frèreler tarafından o günün biyoloji ve botanik biliminin sunduğu olanaklarla sınıflandırıldı. Bilgiler, özel hazırlanmış etiketlere aktarıldı. Bu hummalı çalışma zaman zaman sekteye uğrasa da 1970’lerin ortalarına kadar sürdü. Ve 69 yıllık bu çaba sonucu ortaya muazzam bir bitki koleksiyonu çıktı; Kadıköy Herbaryum’u... 2253 örnekten oluşan bu koleksiyon, İstanbul-Kadıköy ve çevresinin günümüze kadar korunmuş ilk ve tek herbaryumu olma özelliğini taşıyor.
 
KADIKÖY HERBARYUMU GÜN IŞIĞINA ÇIKIYOR
O günden bugüne Saint Joseph Lisesi’ndeki Doğa Bilimleri Merkezi’nin raflarında ziyaretçilerini bekleyen bu benzersiz koleksiyon, aradan geçen yaklaşık 108 yılın ardından bugün bir kitap ve sergiye dönüştü. Türkiye İş Bankası Yayınları, “Tarihi Bitki Koleksiyonu / The Historic Plant Collection of Istanbul’s Saint Joseph High School” kitabını iki dilli olarak yayımlandı. Saint Joseph Lisesi’nde de “SaintJoseph Lisesi Tarihi Bitki Koleksiyonu Sergisi” açıldı. Kitap ve sergi çalışmasını yürüten ekibin başında ise Prof. Dr. Mehmet Sakınç bulunuyor. Sakınç’ın uzun ve özverili çalışmasıyla, toplanan örnekleri yeni bilimsel gelişmelerin ışığında inceleyerek koleksiyondaki 1006 türü tespit etti ve bu 1006 tür, 436 cins ve 87 aileyi kitaplaştırdı.
Geçtiğimiz günlerde ziyaretçilerini ağırlmaya başlayan serginin açılış gecesinde, Prof. Dr. Sakınç ile konuştuk.
 
-Bu koleksiyonun önemi ve değeri nedir acaba? Biraz anlatır mısınız bize?
Koleksiyonun kendisi kadar bulunması da ilginç. Biz bu koleksiyonla ilgili çalışmalara 1997 senesinde başladık. Biz burada (Saint Joseph Lisesi’nde) müze çalışmaları yaparken, bir salonun bir köşesinde sıkışmış, üstünde “Kadıköy Florası” yazan on tane cilt gördük. Açtık baktık bir koleksiyon... Semt isimleri o zamana göre yazılmış. Mesela Fenerbahçe “Fenaraki” diye, Tarabya “Terapia” diye yazılmış. Tabi bunlar bizim ilgimizi çekti ve bunları liseden almak ve incelemek istedik, öyle de yaptık.
 
-Yani siz burada başka çalışma yaparken bu koleksiyonu gördünüz...
Evet biz burada başka çalışma yaparken tesadüfen rastladık. Çok güzel ve çok dikkatle hazırlanmış, kurutulmuş bitki koleksiyonuydu. Bitkilerin etiketleri çok özenli hazırlanmıştı. Etiketler bitkinin nüfus kağıdı gibidir. Dikkatle kurutulmuş ve özel bir kağıda yaptırılmış bu bitki örnekleri daha ilk bakışta herbaryumun ne denli titiz bir çalışmanın ürünü olduğunu belli ediyordu.
 
-Bu koleksiyonu hazırlayan kişilerin hem yabancı hem de öğretmen olmaları da ilginç değil mi?
Evet ama bu kişiler aynı zamanda amatör bilim adamı. Kimisi bitkilerle, kimisi böceklerle, kimisi kuşlarla ilgileniyor. Bu Saint Joseph’li öğretmenlerin bu çalışması aslında Avrupa’nın doğanın envanterini çıkarma geleneğinin bir devamı. Bu kıymetli öğretmenler, İstanbul gibi insanlığın malı olmuş muhteşem bir şehrin bitki dünyasının bilimsel incelemesini, insanlık adına yapmışlar ve emeklerinin mahsullerini de okullarında koruma altına almışlar. 
 
-Bu frèreler ne kadar süre ve nasıl çalışmışlar İstanbul’da?
-Etiketlerden anladığımız kadarıyla 1905-1974 arası aralıklarla çalışmışlar. İstanbul'un değişik yerlerinden özellikle İstanbul boğazının her iki yakasından bitkiler toplamışlar. Bitkilerin sayısı 2253 (ama tekrar eden bitkiler de var koleksiyonda.)
 
-Peki siz bu koleksiyonu bir sergi ve kitaba nasıl dönüştürdünüz?
Yılları tek cins ve tek türe düşürdük ve bölyelece 1006 tane tür çıktı bu koleksiyonun içinde. 1006 türün üzerinden çalışma yaptık. İlk başta kitap düşüncemiz yoktu. Sonra tesadüfen Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Kültür Yayınları Müdürü Ahmet bey (Salcan) ile tanıştık. Ahmet Bey bize bu koleksiyonun hepsini yayınlayabileceklerini söyleyince, çalışmaları yoğunlaştırdık.
 
-Kadıköy ve bitki deyince, aklıma Kadıköy çiğdemi geldi. O da var mı bu kitapta?
-Yok çünkü Kadıköy çiğdemi soğanlı bitkilerden. Soğanlı bitkiler farklı bir türde. Fransız frèreler Kadıköy çiğdemine rastlamamış da olabilirler.
 
-Bu sergi ve kitabın önemi nedir sizce?
İnsanlar, İstanbul'un böyle bir bitki topluluğu bulundugu öğrenecekler. Doğa çok önemli, doğasını tanımayan ülkesini bilemez. Bitki ve tohum konusundaki bilinçlenmeye katkı sunmasını umuyorum. İstanbul ve Anadolu bir endemik bitki hazinesi. Bitki bambaşka bir şey... Birçok hastalığın tedavisinde kullanılan bitkinin özü veya yaprağı ya da diğer organları kullanılıyor. Oysa Türkiye’de bizim ulusal bir botanik müzemiz yok maalesef...
  
BİTKİ TOPLAMA YERLERİ
Kadıköy Herbaryumu’nun bitki kayıt etiketlerinden anlaşıldığı üzere tolam 37 bitki toplama yeri bulunuyor.
-Anadolu yakasında İçmeler (Tuzla), Pendik, Yakacık, Aydos, Kayışdağı, Alemdağ, Bostancı, Kızıltoprak, Murat Çeşmesi (Fikirtepe), Kuşdili, Merdivenköy, Fikirtepe, Khalkedon (Kadıköy), Saint Joseph bahçesi ve çevresi (Moda), Fenerbahçe, Haydarpaşa, Çamlıcalar, Kuzguncuk, Köçeoğlu Köşkü (Çengelköy, Kandilli, Beykoz, Anadolu Kavağı ve Polonezköy.
- Avrupa yakasında Kilyos, Hünkar Suyu, Sarıyer, Büyükdere, Bentler, Kireçburnu, Tarabya, Bebek, Şişli, Büyükada, Heybeliada ve Burgazada.
 


ARŞİV