KADIKÖY'ÜN İSTASYONLARI SAHİPSİZ DEĞİL!

Haydarpaşa-Gebze banliyö hattının kaldırılmasıyla sadece tarihi Haydarpaşa Garı değil, onu Anadolu’ya bağlayan tamamlayıcı unsurları tarihi istasyonlar da büyük bir sessizliğe gömüldü.

01 Ağustos 2013 - 11:55
Fotoğraflarve Haber: Semra ÇELEBİ 
İstanbul’un trenleri şimdilik 2 yıllığına ortadan kalktı. Ulaşımı halihazırda yeterince zor olan bu kentte, kullanımı sınırlı metro dışında, alternatif bir olanak yaratmadan kaldırılan banliyö hatları, saatlerini yollarda geçirenlere hayli sıkıntılı zamanlar yaşatıyor. Ancak biz ulaşımdaki bu sorunlardan çok, İstanbul’un tarihi dokusunun temel taşlarından biri olan Haydarpaşa-Gebze hattının Kadıköy sınırları içinde kalan 6 eski istasyonuna dikkat çekmek istiyoruz. 19 Haziran 2013 itibariyle banliyö hattının kaldırılmasıyla dev Haydarpaşa Garı gibi, onun küçük kolları tarihi istasyonlar da hüzünlü bir sessizliğe gömüldü. Her birini tek tek gezdiğimiz bu istasyonlar, tek bir görevlinin olmadığı, kapıları kilitli, demir tellerle örülü, üstünde “şantiye sahasıdır, girilmez” yazılı tabelaların olduğu terk edilmiş alanlara dönmüş durumda. Henüz bir inşaat çalışmasına rastlamadık ancak çok yakında bu çalışmaların başlayacağı ortada. Hatırlatmak gerekirse, Kadıköy sınırları içinde 6 tane tarihi istasyon bulunuyor; Kızıltoprak, Feneryolu, Göztepe, Erenköy, Suadiye ve Bostancı. Bu istasyonların geçmişi, Osmanlı dönemine kadar uzanıyor. Osmanlı Hükümeti, Haydarpaşa’yı Bağdat’a bağlamayı, dolayısıyla  Hindistan’ı Avrupa ile birleştirecek olan hattı İstanbul’dan geçirmeyi düşünür. 1871 yılında saraydan çıkarılan bir irade ile Haydarpaşa-İzmit hattının devlet tarafından yapımına başlanır ve 91 km'lik hat 1873 yılında bitirilir. Cumhuriyet sonrası, 1930’larda “anayurt demirağlarla örülürken” bile, Anadolu’nun en önemli duraklarıdır bu istasyonlar. Neredeyse 140 yıldır ayakta duran tarihi tren istasyonları, yeni toplu taşıma araçları Yüksek Hızlı Tren ve Marmaray’ın çalışmaya başlamasıyla atıl kalacak. 29 Ekim’de hayata geçecek Marmaray Projesi için geri sayım başlarken, hızlı trenler ve banliyö hatları için yenileme çalışmalarının başladığı Pendik-Söğütlüçeşme hattı 2 yıl sonunda açılacak. Bu süre içinde Göztepe ve Bostancı gibi ana duraklara modern istasyon binaları yapılacak. Bu istasyonların önüne konan tabelalarda gösterilen modern istasyon binalarının fotoğrafları vatandaşta “eski istasyonlar yıkılacak mı?” sorusunu ve endişesini gündeme getirdi.  

TARİHİ İSTASYONLARA DOKUNULAMAZ!
 “Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul 5 Nolu Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 15.10.2010 tarih ve 2864 sayılı kararı ile 240 ada, 1 parseldeki söz konusu eserlerin demiryolu mimarisinin özgün yapılarından olması nedeniyle istasyon binalarının “1. Grup Kültür Varlığı” olarak tescillenmiş olması, Kadıköy’ün istasyonlarının dokunulmazlığını güvence altına alıyor. İstasyonlar ve demiryolu çalışanlarına lojman olarak tahsis edilen tarihi binalarda yapılacak basit onarım çalışmaları bile ancak Koruma Uygulama ve Denetim Müdürlüğü (KUDEB) denetiminde yapılabiliyor. Hal böyle olunca eski istasyonların yıkılıp yerine yenilerinin yapılması gibi bir durum, olasılık dışı kalıyor. Ancak, yeni istasyonların faaliyete geçmesinin ardından tarihi istasyon binalarının nasıl kullanılacağına dair bir fikir ya da proje yok. Bununla ilgili bir gazetenin 21 Temmuz 2013 tarihli sayısına açıklamada bulunan TCDD yetkilileri  “Restore edilen binalarda şu an için ne yapılacağı tam olarak belli değil. Ancak çalışmalarımız devam ediyor. Demiryolu işçilerine hizmet eden binalar olarak da, müze ya da sergi salonu olarak da kullanılabilir. Restore edilerek korunması da sağlanabilir. Ancak bu binaların ruhunu kaybetmesini istemeyiz. Bu binaların ne olacağı konusunda daha tam olarak karar verilmedi” diyor. 

KADIKÖY BELEDİYESİ’NDEN YENİ BAŞVURU 
Ulaştırma Bakanlığı’nın bu tarihi 6 istasyon ve yan binalarıyla ilgili bir projesinin bulunmaması Kadıköy Belediyesi’ni 4 yıl önce harekete geçirmişti. Kadıköy Belediye Meclisi, 7 Temmuz 2009’da, o dönem meclis üyesi olan yazar-müzeci Sunay Akın’ın önerisiyle, tarihi istasyonların “Kültür Hattı” olarak müze veya kültür merkezine dönüştürülmesi için Kadıköy Belediyesi’ne bırakılması talebiyle bir önerge kaleme aldı. Amaç bu tarihi istasyonların korunarak Kadıköy’ün sanat yaşamına kazandırılmasıydı. Oy birliğiyle kabul edilen bu önerge Belediye Başkanı Selami Öztürk’ün imzasıyla 29 Temmuz 2009’da Başbakanlık ve Ulaştırma Bakanlığı’na gönderildi. TCDD 1. Bölge Müdürlüğü’nden gelen, 2 Ekim 2009 tarihli yanıtta söz konusu istasyonlarda bulunan lojmanlarda hala işlemekte olan hatta çalışan personelin ve akde dayalı sözleşmeli kiracıların bulunduğu belirtilerek ihalesiz ve bedelsiz yer tahsisi yapılmasının mümkün olmayacağı ifade edildi. Bu cevabı alan Kadıköy Belediyesi, pes etmedi ve bu sefer Kültür Bakanlığı’na bir yazı göndererek semtleriyle özdeşleşmiş bu istasyon binalarının hiçbir şekilde yıkılmasına izin verilmemesini ve yerlerinde muhafaza edilmesinin temin edilmesini istedi. Gönderilen yazıda ayrıca bu istasyonların Belediye tarafından ihale veya bedeliyle kiralanabileceği belirtildi. TCDD 1. Bölge Müdürlüğü’nden gelen 1 Aralık 2009 tarihli yazıda ise bahsedilen 6 istasyonun Marmaray Projesi’ndeki durumlarının kesinleşmediği, bu istasyonların ileride kullanılıp kullanılmayacağı belli olduktan sonra konunun yeniden değerlendirileceği vurgulandı. Ancak aradan geçen 5 ayın ardından yine TCDD’den gelen 21.5.2010 tarihli yazıda “DLH Genel Müdürlüğü’nün 2010 yılı yatırım programında yer alan ve inşaatı devam eden Marmaray Projesi tamamlandıktan sonra söz konusu hat üzerinde işletmecilik faaliyetidevam edeceğindensöz konusu binaların değerlendirilmesinin proje bitimini müteakip yapılacağı öngörülmektedir.” denildi. Kadıköy Belediyesi’nin öneri ve taleplerini reddeden Ulaştırma Bakanlığı, aradan 3 yıl geçmesine rağmen henüz bu istasyonlarla ilgili bir proje ortaya koyamadı.  

ÖZTÜRK: “BELEDİYE OLARAK ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPACAĞIZ” 
Banliyö trenlerinin kalkmasının ardından Kadıköy Belediyesi, aynı talebini geçtiğimiz günlerde bir kez daha Ulaştırma Bakanlığı’na iletti. Şu anda bakanlığın cevabi yazısı bekleniyor. 6 tarihi istasyonun Kadıköy Belediyesi’ne tahsis edilmesi halinde bunlar bulundukları semtlerin tarihi ve kültürel dokusuna uygun kültür merkezleri olarak faaliyete geçirilecek.Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, 4 yıllık yazışma sürecini özetledikten sonra şunları söylüyor: “Ulaştırma Bakanlığı, o zaman verdiği cevapta henüz bu istasyonların kullanılır olduğunu, istasyonlar hakkında kararı ileride vereceklerini ve buraların bazılarının lojman olarak kullanıldığını iletmişti. Malumunuz lojman her yerde yapılır ama bu binalar çok tarihi ve kentin ortak malları. Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım, Kadıköy’deki PTT’nin açılışına geldiğinde bu durumu kendisine anlattım. Sayın Bakan da böyle bir talebin çok uygun olduğunu, memnuniyetle karşıladığını söyledi. O günden sonra bu olayın başlamasını bekledik. Malum tren yolları kapandı, istasyonların yeniden yapılması gündemde. Bu arada bakanlığa yeniden başvuruda bulunduk. Önümüzdeki günlerde Ulaştırma Bakanlığı’ndan bize gelen bir karar olacak.”Başkan Öztürk, bu istasyonların yıkılmasının söz konusu olamayacağını da vurguluyor: “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, demiryolu üzerindeki bütün istasyonların tarihi kimliği olduğunu ve bu nedenle korunması gereken eserler olduğunu tescil etti. Dolayısıyla bu istasyonlar yıkılamayacak, yerine başka bir şey yapılamayacak. Bizim temel amacımız her bölgenin istasyonunun o bölgedeki vatandaşlara bir kültür merkezi olarak geri dönmesi. Biz de Kadıköy Belediyesi olarak üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazırız.”Modern istasyonların yapılmasının günün koşullarına ve Kadıköy’ün dönüşen çehresine uygun olduğunu söyleyen başkan Öztürk, “Gönül isterdi ki yeni istasyonlar da eski istasyonların formunda yapılsın, elbette ki içi modern olsun, teknolojik donanımları olsun, havalandırması, kliması, ısıtması olsun ama bunların dışını eski istasyonlara benzetmek mümkündü. Biz olsaydık öyle düşünürdük. Diğer istasyonlarla daha uyumlu bir yapılaşmanın olması hoş olurdu” diyor ve uyarıyor: “Ama tabi Haydarpaşa Garı gibi bir örnek var önümüzde. Haydarpaşa Garı’nı ortak bir alan olmaktan çıkarıp tekelleştirirseniz, birilerine verirseniz, arkasına yapılacak binalarla tarihi yapısını bozarsanız zaten çok fazla bir şey söylemeye gerek kalmıyor. Biz tarihi varlıklarını çok rahat heba eden bir milletiz. Hem hibe ediyoruz hem heba ediyoruz doğrusu. Peşkeş çekiyoruz sonra onlar perişan olup gidiyorlar. Umarım bugüne kadar olan yanlış anlayış bu tarihi istasyonların başına gelmez.” 


ARŞİV