Kadıköy’de yeni bir kooperatif kuruluyor. Kuruluş aşamasında olan kooperatif, şu anda düzenlediği paneller serisi ile daha fazla insanı kuruluş tartışmalarına katmayı amaçlıyor. Çalışmalar kapsamında 11 Şubat’ta Doç. Dr. Serkan Öngel’in katılımıyla “Türkiye’de kooperatifçilik deneyimleri” üzerine, 18 Şubat’ta Çiftçi-Sen Örgütlenme Sekreteri Adnan Çobanoğlu ile “Nasıl bir kooperatifçilik” üzerine panel yapıldı. 25 Şubat’ta ise İstanbul, İzmir ve Uşak’taki kooperatifteki üyelerin katılımıyla kuruluş süreçleri ve gelinen durum üzerine forum yapılacak.
“ KOOPERATİF SAYISINDA ARTIŞ VAR”
Kadıköy Dayanışma Kooperatifi’nden Bedirhan Bosna, Kadıköy’de bir dayanışma kooperatifi kurma fikrinin uzun süredir akıllarında olduğunu belirtti ve “Temiz, sağlıklı ve ucuz gıdaya erişim artık çok zor bir hal aldı. Bizler zaten yıllardır ihtiyaçlarımızı Sefaköy Dayanışma Kooperatifi’nden veya Kadıköy’deki tüketim kooperatiflerden karşılayan bir gruptuk. Artık pasif konumdan çıkıp bizlerinde bu işin bir ucundan tutmamız gerektiğine karar verdik. Çünkü Kadıköy diğer yerellere oranla daha fazla tüketim kooperatifine sahip olsa da aslında her mahalleye birer kooperatif kurana kadar bizce sayı hala yetersiz” dedi.
“Son 4-5 yılda tüketim ve üretim kooperatifi sayısında ciddi bir artış var” diyen Bosna, şöyle devam etti: “Bizler için çok sevindirici bir şey çünkü gıdanın artık bir hak olmak çıkıp meta haline geldiği, insanların gıda hakkının ticarileştiği ve ‘organik gıda’ adı altında fahiş fiyatlarla ürün satan gıda tekellerine karşı kooperatifler, çiftçiler ve üretim kooperatifleriyle, tüketiciler arasında aracısız bir dağıtım ağı oluşturuyor. Bu yüzden kooperatiflerin sayısının artması bizce çok değerli ve daha çok teşvik edilmesi gereken bir durum. Bizler de Dayanışma Kooperatifleri olarak gıda egemenliği ve ekoloji mücadelesini merkezine alan, gıda ve ekoloji konularında bütünlüklü bir şekilde mücadele eden diğer yandan kendi yerellerinin özgün koşullarına uygun bağımsız yerel kooperatiflerin kurulmasını destekliyoruz. Örnek olarak birlikte hareket ettiğimiz kooperatiflerin hepsinin ismi İzmir, Sefaköy, Kartal veya Kadıköy Dayanışma Kooperatifi olduğu için tek bir kooperatifin şubeleri gibi gözükse de aslında hepimiz hukuken ve işleyiş olarak bağımsız kooperatifleriz. İsteğimiz de bu alanda ticarileşmeyen bir kooperatifçilik anlayışı ve ekolojik mücadele. Ortaklaşabildiğimiz tüm kooperatiflerle bir araya gelip, gıdaya ve doğaya dair sorunlarla topyekün mücadele etmeyi amaçlıyoruz.”
TEMİZ GIDAYA ULAŞIM ZOR
Kooperatifler, sorunların çözümü yolunda kullanılabilecek önemli araçlar ama tek başına bir çözüm merkezi değil. En önemli sorunlardan biri olan yoksulluk ve temiz gıdaya ulaşım konusunda önemli bir araç işlevi görüyor. Orta-üst gelirli vatandaşlar, marketlerdeki organik etiketli ve fahiş fiyatlara satılan ürünlere az, çok ulaşabilse de düşük gelirli vatandaşlar için bu mümkün olmuyor.
“İçeriği,üretim şekli,üreticisi belirsiz gıdayı bile zor alıyoruz” diyen Bosna, “Organik gıda dediğimiz şeyi de zaten bu ticarileşen gıda sisteminin, reddettiğimiz kapitalist üretim ve tüketim ilişkilerinin bir parçası olarak görüyoruz ve bu yüzden organik kavramını da kullanmaktan özellikle kaçınıyoruz. Biz, üreticisini ve üretim sürecini bildiğimiz temiz gıdaları mahallemizdeki dostlarımıza aracısız ve en uygun şekilde ulaştırmaya çalışıyoruz.Tabii ki yoksulluk sınırının yükseldiği, bir çalışanın alım gücünün bu kadar düştüğü ve üstüne bir çiftçinin üretim maliyetinin her gün arttığı bir düzende elbette bizimde yaptığımız şeyler kalıcı bir çözüm olmayacaktır. O yüzden bizim temel hedefimiz bu gibi üst siyasetin sorunlarına da bir nebze çözüm bulabileceğimiz bütünlüklü bir gıda egemenliği mücadelesi olmalıdır diyoruz. Kooperatiflerin aslında çözüm yolunda faydalı olabilecekleri en önemli konu da burasıdır. Yani gıda sisteminin büyük şirketler tarafından değil, buna alternatif olarak üreticilerin ve tüketicilerin bir araya gelip ortaklaşa bir gıda sistemini belirledikleri bir alternatifi yaratabilmek. Çünkü içinde bulunduğumuz gıda sisteminde tüketicilerin ve ufak çiftçilerin ne bir yetkisi ne de bir söz hakkı bulunmamakta. Bizler bu büyük şirketleri,aracıları ortadan kaldırmak istiyoruz.Kısa kısa bahsetmek gerekirse tüketiciler ne yediğini bilsin, tükettiği gıdaya yabancılaşmasın ve gıda bir meta olmaktan çıkıp bir hak olarak kabul edilsin istiyoruz.Türkiye'de çiftçilik bitme noktasına gelmiş durumda, çiftçimiz yerli/yabancı büyük şirketlerin ve aracıların kıskacında üretim yapmaya çalışıyor.Onların kooperatifleşmesi ve üretmeye devam edebilmeleri için destek vermeye çalışıyoruz.Tarım alanlarımızın yok olmaması için ekoloji mücadelelerinin destekçisi ve bir öznesi olmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
“KADIKÖYLÜLER DUYARLI”
Pandemi koşullarından dolayı, kooperatifin kuruluş çalışmaları biraz yavaş işlese de, Kadıköylüler, kooperatife ilgi gösteriyor: “Şu an aldığımız tepkiler ve geri dönüşler çok güzel. Kadıköy'de yaşayanlar hem bu konulara karşı duyarlılar hem de tüketim kooperatiflerine yabancı değiller.”
Kooperatifin düzenlediği panel serisi sürüyor ve bundan sonra da kolektif bir kuruluş süreci örgütlenecek Bosna , son olarak Kadıköylülere çağrıda bulundu: “Bu yazıyı okuyan herkesi de bu sürecin bir parçası olmaya ve kentimizin kooperatifini hep birlikte kurmak için meclisimize katılmaya davet ediyoruz.”