Kadıköylü genç sanatçı Melis Bilen:

Katıldığı ‘Yetenek Sizsiniz’ yarışmasından sonra müziği seçen Kadıköylü genç kız Melis, seçtiği dalda ‘en iyiler’ arasına girmek için dur durak bilmeden çalışıyor.

05 Temmuz 2011 - 11:02

Son bir yıl içinde büyük bir çıkış yapan sen sanatçısı Melis Bilen, Kadıköylü genç bir yetenek… Hayata atılırken önünde üç seçenek vardı Melis’in; eğitimini gördüğü endüstri mesleği, spor ve müzik… Onca emek vermiş, binlerce öğrenciyi geride bırakarak üniversitenin en geçerli bölümlerinden biri olan endüstri mühendisliğini kazanmış. Bu büyük bir başarı ve ilk etapta seçilmiş ilk yoldu. Lise ve üniversite yıllarında birçok spor dalı ile uğraşmış. Sporda da profesyonelliği seçebilirdi. Ama gönlünde yatanlardan biri de müzikti… “Yetenek Sizsiniz” yarışması Melis Bilen’in hayatını değiştirdi. Kadıköylü genç kızımız Melis, “Yetenek benmişim” dedi ve müziği seçti.. Seçtiği dalda da “en iyiler” arasına girmek için dur durak bilmeden çalışmaya başladı. Kadıköylü Melis Bilen’i siz Kadıköylülerle tanıştırmak istedik ve sorularımızı yönelttik..

-Kendinizi tanıtır mısınız?
1985 İstanbul doğumluyum. İlköğrenimimi ve liseyi Özel Darüşşafaka Lisesi’nde tamamladım. Üniversitede ilk yılımı Işık Üniversitesi Elektronik Mühendisliği’nde okudum. Daha sonra Sabancı Üniversitesi’ne yatay geçiş yaparak Endüstri Mühendisliği’nden mezun oldum. Kısa bir süre mesleğimle ilgili çalıştım. Sonrasında hayatımla ilgili büyük bir karar değişikliğine giderek mesleğimi bıraktım. Hayatımı, küçüklüğümden beri en büyük tutkum olan müziğe adamaya karar verdim. Şimdi kendi söz ve bestelerimi yazıyor, seslendirdiğim yeni parçaları internetten paylaşıyorum. Tüm günlerimi müzikle geçiriyorum.

-Bir mühendis olarak hem de endüstri mühendisliği gibi günümüzde çok geçerli bir mesleğiniz olduğu halde, profesyonel olarak neden müziği seçtiniz?
Müziği bir meslek ve yaşam biçimi olarak seçmenin çok zor ve cesur bir karar olduğunu biliyorum. Ama üniversiteden mezun olduktan sonra hayatla ilgili düşünecek ve kafa yoracak çok zamanım oldu. Fark ettim ki önceliklerimin sırası farklıymış. Hayatta asıl istediğim mutlu ve huzurlu olmak. Ve insan bunu yalnızca sevdiği işle uğraşarak yakalayabiliyor. Ne iyi bir maaş, ne gösterişli bir kariyer, ne de yüksek bir mevki içimdeki o güzel duyguları kabartmıyordu. Ama müzik deyince içimdeki deniz taşıyordu. Bunu fark ettiğimde kararımı verdim. Şu anda çok mutluyum ve aşık olduğum mesleği yapıyorum.

-Yetenek Sizsiniz yarışmasına katılmak nereden aklınıza geldi? Bu yarışma mı sizi müzikte profesyonelliğe itti?
Yarışma, ben tam da mesleki hayatımla ilgili iç hesaplaşmalarımı yaparken ortaya çıktı. Ben de şansımı denemek istedim. Yarı finalden sonra çevremden ve internet üzerinden aldığım çok sayıda olumlu tepki, müzikle ilgili kararımı sağlamlaştırdı. Bu yarışmadan sonra artık tamamıyla bir müzik insanı oldum.

-Sadece şarkı söylemiyorsunuz, söz yazıyor beste yapıyorsunuz. Müziğin eğitimini nerelerde aldınız? Genç yaşta böylesine işlere kalkışmanız takdire şayan, ancak zor değil mi? Yoksa siz zoru mu seviyorsunuz?
Zoru sevmek değil de, zoru seçmek aslında en sağlamı oluyor. İnsan zor elde ettiği şeylerin değerini daha fazla biliyor ve kolay yolla elde edilen şeyler kalıcı olmuyor. Ayrıca zor olan bir seçimin üstesinden de geldiğinizde size kattığı olgunluk derecesi, özgüven ve tecrübeden dolayı daha kontrollü bir mutluluk yaşıyorsunuz ve geldiğiniz yeri daha iyi hazmediyorsunuz. Üretmek ve ortaya yeni ürünler koymanın verdiği haz paha biçilmez. Belki bazı şeyler zor, ama diyorum ki kendi kendime, “hayatta kolay olan ne var ki”?

-Birçok spor dalında da başarılı oldunuz. Sporda profesyonel olmayı hiç düşünmediniz mi?
Su balesi, basketbol, step-dans, yüzme, jimnastik gibi pek çok spor dalıyla uğraştım. Özellikle yüzme, su balesi ve step-dans ile profesyonel olarak uğraştım ve derecelerim var. Su balesiyle uğraştığım dönem en büyük hayalim milli takım olarak bir Avrupa Şampiyonası’na gidip derece yapabilmekti. Ama üniversitedeki yoğun derslerimden dolayı antrenmanlara katılamaz oldum ve bir tercih yapmam gerekti. Üniversitedeki hocalarımın da ısrarıyla su balesini bıraktım.

-Kadıköy ile anılarınızı, Kadıköy hakkında düşüncelerinizi anlatır mısınız?
Doğduğumdan beri Kadıköy’de yaşıyorum ve çocukluğum Moda Sahili’nde bisiklet, kaykay ve paten üzerinde geçti. Kardeşimle birlikte Yoğurtçu Parkı’nda 2 hiperaktif çocuk olarak pek çok macera yaşadık. Ayrıca o parkta büyük ağabeylerle çok güzel basketbol maçları yapmıştık. O zaman sahanın zemini bozuk bir asfalttı ve düştüğümde fena yaralanırdım. Şimdi ise çok daha iyi bir zemin var. Park ve sahil çok daha güzelleşti. Ben en çok Moda Sahili’ni ve Moda’daki bazı sessiz ara sokakları çok seviyorum. Oralardan her geçişimde huzur buluyorum.


Gül SÖKMEN

Etiketler; Melis Bilen

ARŞİV