Ünsal Elbeyli’nin ‘50.Yılında Acı Hayat Filmi Sergi & Paneli’ projesi, Antalya Altın Portakal Film Festivali Düzenleme Komitesi tarafından kabul edildi.
Usta yönetmen Metin Erksan’ın1962 yılında senaryosunu yazdığı ve yönettiği “Acı Hayat” filmi, aradan geçen 50 yıla rağmen Türkiye’de yaşanan bütün oluşum ve değişimlere meydan okuyarak 2012 yılında hâlâ geçerliliğini koruyor.
Orijinal Afişinde, “Yıllarca unutulmayacak bir film” olarak lanse edilen “Acı Hayat” gerçekten de, aradan geçen yarım yüzyıla rağmen sayısız defalar aynı ya da farklı isimlerle sinema filmi veya televizyon dizisi haline getirilmesine rağmen seyirciler tarafından hâlâ beğeniliyor ve izleniyor.
Kadıköylü sanatçı ve Türk Sineması Araştırmacısı Ünsal Elbeyli, 1962’den 2012’ye geçen 50 yılda büyük değişimlerin yaşandığı Türkiye’de “Acı Hayat” filminin neden bu kadar canlı kaldığını ve popülerliğini koruduğunu bir sergi ve panel projesiyle anlatıyor. Filmin yaratıcısı Metin Erksan, hayatta kalan oyuncuları Türkân Şoray ve Nebahat Çehre ile sinema yazarlarının fikirlerinin yansıtıldığı bir panel düzenlemeyi ve bir sergi açmayı planlayan Elbeyli, projesinin 49. Antalya Altın Portakal Film Festivali’ne kabul edilmesiyle büyük mutluluk yaşamış. Metin Erksan’ın 4 Ağustos 2012’de yaşamını yitirmesiyle, tüm sinemaseverler gibi büyük üzüntü duyan Elbeyli, şimdi projenin çok daha önemli olduğuna dikkat çekiyor: “Acı Hayat filmini bir sergi ve panel ile 49. Uluslararası Altın Portakal Film Festivali kapsamında bir kez daha gündeme getirerek 50.yılında taçlandırmayı amaçladık. Şimdi çok daha büyük bir önemi oldu bu serginin, çünkü usta yönetmen Metin Erksan’a bir saygı duruşu da olacak.”
ACI HAYAT FİLMİNİN ÖZELLİĞİ
Ünsal Elbeyli, “ Acı Hayat” filminin özelliğini şöyle anlatıyor: “Metin Erksan’ın, o güne kadar sürüp gelen klasik konuların dışında, gerçekçi bir görüşle ama bambaşka bir aşk filmi yapmak amacıyla yola çıkarak kaleme aldığı ve yönettiği “Acı Hayat”, hayatın zenginlikle fakirliği, acılarıyla sevinçlerini içinde barındıran, gerçek aşkı ve gerçek kara sevdayı anlatır.
“Acı Hayat”, toplumda sınıf değiştirmenin davranışlar üzerindeki etkilerini açıklamaktan çok, melodram yönteminin belli başlı unsurlarını kullanırken çok değişik ve tutkulu bir açıdan yakalayan bir aşk öyküsüdür. Değişikliği, çarpıcılığı, Erksan’ın işlediği çeşitlemelerden, giriştiği tematik deformasyonlardan, özellikle kişisel tutkularından doğmaktadır.
55 iş gününde tamamlanan ve Ali Uğur un görüntüleriyle şiirsel bir atmosfer taşıyan film, “kara sevda”ya varan bir tutkunun yanı sıra sınıfsal çelişkileri de beyaz perdeye yansıtır.
Film, “Mehmet” karakteri üzerinden, önceleri ezilen, hakaret edilen, tek değerli saydığı varlığı, sevgilisini kaybeden, sonradan kaderin yardımıyla servet sahibi olan ve sınırsız nefreti, intikam hırsı ile patlayan, özellikle egosunu tatmin etmeyi amaç sayan bir insanı anlatır ve bu insan portresi belki de “Acı Hayat”ın en ilginç yönünü teşkil eder.
Yabancı film seyircisinin de ilgisini çekip dönemi içinde hasılat rekorları kıran “Acı Hayat” filmi ile Metin Erksan da köy filmlerinden büyük kent filmlerine geçiş yapar.
SERGİ, PANEL, VİDEO…
6-12 Ekim 2012 tarihinde gerçekleşecek 49. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “50.yılında Acı Hayat Filmi Sergi & Paneli”nin açılışı Türkan Şoray ve Nebahat Çehre tarafından yapılacak. Oyuncular “Acı Hayat” filminin oluşum ve çekim aşamalarından bahsederek anılarını aktaracaklar. Sinema yazarları ise filmin sinematografik özelliklerinden bahsederek, 50 yıl sonra halâ güncel kalmasının nedenlerini açıklayacaklar.
Panel sonrasında “Acı Hayat” filmi ile ilgili fotoğrafların yer aldığı sergi sinemaseverlerle buluşacak. Film festivalinin kapanışına kadar açık olacak sergi, yönetmen Metin Erksan ve oyuncuların anlatımlarından oluşan video sunumlarıyla da desteklenecek.