FOTOĞRAFLAR: BERKAY YALAZ, GÜRBÜZ ENGİN, MURAT MEHMET AYDIN, AYŞEGÜL SAĞLAM
Kadıköy’ün kadınları, bu seneki 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü rengarenk etkinliklerle kutladı.
Kadınların üretim ve dayanışma ağı Potlaç’a dahil olan kadınlar, gri direkleri ve ağaçları el emekleri motiflerle süsledi. ‘Yarn bombing’ (yün bombalama) olarak bilinen örgü giydirme akımı, aslında bir tür sokak sanatı. Boya yerine rengarenk ipliklerin örgü ve dantel olarak kullanıldığı bu sanat akımı, hem kamu alanlarını renklendiriyor hem de yapan kişilerin mesajlarını, isyanlarını, protestoları, izlerini görünür kılıyor. İşte Potlaçlı 50 kadın da bir ay boyunca Kuşdili Potlaç Atölye mekanında yapılan 8 atölyede bir araya gelerek örgü ördüler. Hatta örgü bilmeyenlere de öğretildi. 20 yaşında genç kadınlar da, 80’ine merdiven dayayan yetişkinler de vardı. İplikler rengarenk, motifler sınırsızdı. Her kadın hayalindeki işi üretti ve toplamda 500 motife ulaşıldı. Daha sonra bunlar yine elbirliğiyle birleştirilerek, sembolik olarak kadınların gücünü, birliğini ve renkliliğini temsil eden dev motifler ortaya çıktı. Bunlar da Kadınlar Günü’nden bir gün evvel, Potlaç Dükkan’ın içinde bulunduğu Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi’nin sütunlarına giydirildi. 8 mart günü de motiflerin durağı Hasanpaşa oldu. Kadınlar hem 8 Mart’ı kutladılar hem de Kadıköy Belediyesi merkez binası merdivenlerindeki güvenlik filelerini renklendirdiler. Örgülerin bir sonraki hedefinin ise Potlaç stantlarının açıldığı Moda Parkı civarındaki ağaçlar olması planlanıyor.
Motifleri Kadıköy’ü renklendiren kadınların görüşleri şöyle:
Ben yarn bombing ekibindeyim. Bu projeye Mimar Sinan Üniversitesi’nde başladığımızda o projenin adı ‘avazım çıktığı kadar örüyorum’ idi. Aslında bu isim her şeyi özetliyor. Bu projede de misafiriz, Potlaç kadınlarına gönüllü olarak destek olduk. biz bugüne dek pek çok giydirme yaptık, yapıyoruz; araba, bank, ağaç, metro… Bahariye’deki bonbonları da biz renklendirdik. Etrafı renklendirmeyi seviyoruz. Sadece Kadıköy değil, İstanbul’un pek çok semtinde ve hatta başka şehirlerde de varız. Kadının el emeği ve renklerini kentlere yayıyoruz. Aramızda sadece ev hanımı olanlar var. Yemek, temizlik gibi ev işlerinden farklı bir şey yapmak onlara iyi geliyor. Örgülere bakan insanların yüzündeki gülümsemeyi görünce, günlerce süren o yorgunluk bir anda uçup gidiyor. Hem gri bir yeri renklendirmiş hem de kadınlar olarak bir şeyler üretmiş oluyoruz. Keşke hayatı renklendirebilmek de bu kadar kolay olsaydı. Ama biz kadınlar buna bir yerinden başladık.
Ben zaten çocukluğumdan beri örgü ören bir kadınım. Bu fikri duyduğumda örgü öreceğim için değil de bir sürü kadınla bir araya gelip ortak bir şey yapacağımız için heyecanlandım. Potlaç Atölye’de günlerce buluşup örgülerimizi ördük. Hem de birbirimizi daha yakından tanıdık, kaynaştık. Kaldı ki bugüne dek Potlaç’ta böyle ortak bir çalışma yapılmamıştı. Bu ilk oldu ve çok hoştu. Her birimizin yaptığı o ufacık motifleri birleştirince ortaya çıkan şeyin büyüklüğü, bize birlik olursak neler yapabileceğimizi bir kez daha göstermiş oldu. 8 Mart’a dair de şunu söylemek isterim; Türkiye’deki kadınlarda bazen umutsuzluk görüyorum. Toplumun yüklediği fikirlerle, ‘ben yapamam, başaramam’ diyorlar. Ama öyle değil. Küçük bir örgü ile bile bir yerleri renklendirmek, üretmek mümkün. Kadınların, bir araya gelince neler yapabileceğimize inanmaları gerek. Aslında tek başımıza değiliz, çokuz ve birlikte pek çok şey yapabiliriz.
Bu proje öncelikle, Kuşdili’nde yeni açılan Potlaç Atölye’yi daha etkin kullanma, kadınların ayağını oraya alıştırma fikrinden doğdu. 8 Mart’a denk gelmesi de güzel ve anlamlı oldu. Orada bir araya gelip hem sohbet edip hem örgü örmek çok keyifliydi. Her gün farklı kadınlar katıldı, sayı gitgide arttı. Bunu görmek mutlu etti beni. Sonra parça parça motifleri bir araya getirip bütünü oluşturduk. Ünlü bir söz vardır; ‘Bütün, parçaların toplamından büyüktür’ diye. Biz de çok daha büyüyüz aslında. Bu çalışmayla kadının gücünü ifade ediyoruz aslında. Bence 8 Mart sessiz bir direniştir, yarn bombing de öyle. Kadınların izini, sözünü sokağa bırakıyoruz. Ve güç birliğine inancımızı da ispatlamış oluyoruz. Aslında kadınlar çok güçlü ama farkında değiller. Kendilerini küçümsemesinler. Haklarımızı daha iyi bilmemiz ve dayanışma içinde olmamız lazım.
Bence bu proje ‘biz buradayız’ demenin başka türlüsü. ‘İp verdiler, ördük de ağacı süsledik’ değil yani sadece. Kadınlar belli bir kesimi sesini çıkarıp isyan edemiyorlar üzerlerindeki baskılar yüzünden. Bu renkli motifler, sokakta yürüyen bir kadının diğerinin sesini duyması… Bu sayede bizler de birbirimizi daha yakından tanıma fırsatı bulduk. Örgüler bizi bir araya getirdi ve acayip güzel bir enerji doğdu. Görenlere de bu pozitif enerjinin geçeceğine inanıyorum. 8 Mart mesajım da şu; bir kadın tek başına her şeyi yapabilir. Bir erkeğe ya da bir çocuğu ihtiyacı yok. Kaldı ki kendini kanıtlamak gibi bir derdi de olmamalı. Bir kadın bütün dünyaya yeter tek başına!
Nakışlarla kadın gözüyle Kadıköy
Potlaçlı kadınların bir başka projesi ise semtlerini nakışlara dökmek oldu. Tasarım Atölyesi Kadıköy’ün ‘’21 mahalleden 21 kadın’’ temalı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü projesi kapsamında, mahallelerine özgü unsurları, kendilerine verilen kumaşlara, iplik ve boncuklarla ilmek ilmek işledi. Kadınların 21 tane minik haritası birleştirilerek, kadın gözüyle büyük bir Kadıköy haritası elde edildi. Kiminin geçmişe özlemini kiminin hayallerini aktardığı bu renkli ve kendine özgü büyük harita, 8 Mart Perşembe günü Kadıköy Belediyesi’nde sergilendi. Hem örgü ören hem nakış işleyen Potlaçlı kadınlar daha sonra Kadıköy Belediyesi Meclisi’ne giderek, “Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme Kılavuzu” görüşmelerine katıldılar.
‘’Hem örüyorlar, hem örgütleniyorlar’’
Kadıköy Belediyesi Başkan Yardımcısı Bahar Yalçın, Potlaçlı kadınların 8 Mart için iki proje yaptığını anımsatarak, ‘’21 Kadın 21 Mahalle projesinde kadınlar kendi gözlerinden kendi mahallelerini yorumladılar. Ortaya çıkan nakışlara baktığımız zaman çok daha renkli olduğunu görüyoruz. Kadınlar doğayla daha bütünleşik mahalleler yapmışlar. Yüksek binaların yükseldiği yerlerde, eski düşük katlı yapıları anlatmışlar, yani kentsel dönüşümü farklı farklı şekillerde yorumlamışlar. Bence kadınlar daha umut dolu ve renkli görüyor aslında Kadıköy’ü. Biz belediye olarak zaten bu dönüşümün kadınları ve erkekleri farklı etkilediğini, kadınların mahalleleriyle daha organik ilişkiler kurduklarını ve yaşadıkları yeri sahiplendiklerini gözlemliyorduk. Bu çalışmanın sonuçları da bizim bu tespitlerimizi destekliyor oldu. Ayrıca kadınların karamsar değil, daha umut dolu olduklarını görmüş olduk. Mesela birisi kentsel dönüşümü, küllerinden yeniden doğan zümrüdü anka kuşu gibi simgelemiş. Kadınların umutlu olması, toplumun da daha umutlu olmasını sağlıyor’’ dedi.
Kadınlardan kamuya renkli bir imza
Yalçın, dünyanın farklı yerlerinde yapılan yün bombalamayı (yarn bombing) kadınların Kadıköy’de yaptığını belirterek, ‘’Bu çalışma hem bulundukları yeri renklendiren, dikkat çeken, hem de 8 Mart’ın kadınlar için anlamına, önemine vurgu yapıyor. Normalde motifler ağaçlara giydiriliyor genelde. Biz bugün bunu (biraz da şiddetli yağmurun etkisiyle) belediyemizin ana binasına taşıdık. Kadınların belediyeye damgasını vurmasını sembolize ediyor bence’’ diye konuştu.
Her iki projede de önemli olanın kadınların birlikte üretmesi olduğunu vurgulayan Yalçın, şöyle devam etti; ‘’Kadınlar bir yandan örüp, bir yandan örgütleniyorlar. Tüm bu çalışmaları Kuşdili’nde yeni açılan Potlaç Atölye’de yürüttüler. Biz zaten kadınların ayaklarının buraya alışmasını, bu mekanı sahiplenmelerini istiyorduk. Bu çalışmalar iyi bir başlangıç ve vesile oldu. Beraber ürettikçe birbirleriyle de etkileşme geçiyorlar ki bizim de amacımız oydu. Şunu da vurgulamak lazım bu mekan sadece Potlaçlı kadınlar için değil, Kadıköylü tüm kadınlara açık. ‘’