Kadına şiddet deprem dinlemiyor

Deprem bölgesine ikinci ziyaretine gerçekleştiren Mor Çatı Vakfı, aradan aylar geçmesine rağmen deprem bölgesindeki kadınların temel ihtiyaçlarının karşılanmadığını açıkladı

19 Temmuz 2023 - 13:50

“Depremden Etkilenen Bölgelerde Kadınların Şiddetten Uzaklaşma Deneyimleri ve Destek Mekanizmaları” raporunu kamuoyu ile paylaşan Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı depremin üzerinden aylar geçmesine rağmen kadınların temel ihtiyaçlarının dahi karşılanmadığına dikkat çekti.

Depremin ardından şiddete maruz kalan ya da kalma riski altında olan kadın ve çocukların durumuna dair izleme yapmak üzere 20-24 Şubat 2023 tarihlerinde Malatya, Adıyaman, Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay ve Adana’yı ziyaret eden Mor Çatı gözlemlerini raporlaştırmıştı. Dernek, 25-28 Nisan 2023 tarihleri arasında deprem bölgesine ikinci ziyaretini gerçekleştirdi.

Yapılan ziyaret, Mor Çatı’ya başvuran kadınlardan edinilen bilgi ve deneyimler, bölgede kadınlara destek veren sosyal hizmet uzmanları ve psikologların deneyimlerinden yola çıkılarak hazırlanan raporda şiddete maruz kalan kadınlara hizmet sağlamakla yükümlü kamu kurumlarının ve çalışanlarının mevcut durumları, dayanışma merkezine gelen kadınların durumları, ihtiyaçları gibi başlıklar yer alıyor.

KADINLAR GÜVENDE DEĞİL

Bölgede yaşayan kadınların insani yardım, sağlık ve güvenlikle ilgili ihtiyaçlarının farklı ayrımcılıkları da barındırarak güncelliğini koruduğunun tespit edildiği raporda şöyle deniyor: “Çadır kentler ve yeni inşa edilen konteynır kentler kadınların ve çocukların kendilerini güvende hissedebilecekleri şekilde düzenlenmiş değil. Bu yaşam alanlarının birçoğunda temiz içme suyu, tuvalet, duş, elektrik ve çamaşırhane gibi temel ihtiyaçlar halen mevcut değil. Mevcut olduğu durumlarda da erişim sürekli ve ihtiyacı karşılayacak nicelikte değil.”

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Antep ve Maraş Şiddet Önleme İzleme Merkezi’nin (ŞÖNİM) depremden önce bulundukları binalarda hizmet verdiği belirtilen raporda, “Adıyaman ŞÖNİM binası ağır hasarlı olması nedeniyle binanın hemen yanına yerleştirilen konteynırda hizmet veriyor. Ancak bu konteynırın ne çalışanlar için ne de oradan destek alan kadınlar ve çocuklar için güvenli ve temel insani ihtiyaçları karşılayacak şekilde oluşturulmadığını, can güvenliği riski altında çalışma yürütüldüğünü gözlemledik” ifadeleri yer alıyor.

Deprem öncesinde maruz kaldığı şiddet nedeniyle ilgili birimlerden destek alan ve depremden etkilenen, özellikle koruma ve gizlilik kararı olan kadınlar dahil tüm kadınlar için ŞÖNİM’ler tarafından yapılması gereken sistemli bir izleme çalışması ve nitelikli bir danışmanlığın aradan aylar geçmesine rağmen mevcut olmadığının belirtildiği raporda öne çıkan başlıklar şöyle:

* Kadına yönelik şiddetle mücadele alanında bölgede çalışan tüm kamu personelinin ve işbirliği yapılan kurum çalışanlarının şiddete maruz kalan kadın ve çocuklara sunulacak hizmetlere ilişkin güncel ihtiyaçlarını karşılayan ve koşullara uygun geliştirilen net ve anlaşılır bir prosedür halen yok.

* Kurumlarda şiddete maruz kalan kadınlara destek verecek çalışan sayısı çok azalmış durumda. Eksilen kadrolar tamamlanmadı.

ŞİDDET DEPREMDEN SONRA DA DEVAM EDİYOR

* Deprem sonrası oluşturulan destek mekanizmaları olası şiddet durumlarını hesaba katmaz ve yetkililer “Bu dönemde olmaz böyle bir şey zaten” bakış açısıyla hareket ederken kadınların deneyimleri, deprem döneminde de kadına yönelik erkek şiddetinin devam ettiğini gösteriyor.

* Deprem sonrası düzenini ve kaldığı evi değiştirmek zorunda kalan kadınlardan bir kısmı bazen şiddete maruz kaldığı eve dönmek durumunda kalırken bazen de şiddet uygulayanın bulunduğu bölgeye dönmek zorunda kaldı.

* Kadınlar şiddetin nedeni olarak psikolojik sorunların gösterildiğini paylaştılar. Bir kadın depremden sonra yine aynı şehirde bulunan kocasının akrabalarının yanına gittiklerini, çocuklarına mama hazırladığı esnada kocasının bağırmaya başladığını ve üzerine yürüdüğünü, “Ben de kadınım, bana neden bağırıyorsun acım var, diğerleri birbirinin acısını anlıyor, bana bunları yaşatma” dediğinde bunun kocasını daha da öfkelendirdiğini anlattı. Bunun yanı sıra etrafındaki aile bireyleri tarafından da kocasının öfkesinin deprem etkisi olduğunu, kadının idare etmesi gerektiğini söylediklerini paylaştı. Deprem öncesinde de kocası ve aile üyeleri tarafından sistematik şiddet yaşayan bir kadın yaşadığı durumu “Şiddet deprem dinlemiyor” diye paylaştı.

* Deprem bölgelerinde ilan edilen OHAL’den dolayı boşanma davaların ertelenmesi,  mahkemelere ulaşılamaması, kadınların mevcut durumlarını belgelendiremeyip haklarına erişmelerini zorlaştırmalarının yanı sıra, zaten uzun süren çekişmeli boşanma davalarının daha da uzun sürmesine, kadınların bu süreçte şiddete maruz kalmaya devam etmesine sebep oldu.

* Deprem sürecinde şiddete maruz kalan kadınların sığınak ihtiyaçları da sürüyor.

TEMEL İHTİYAÇLARI DAHİ KARŞILANMIYOR

Kadınların temel ihtiyaçlarının dahi karşılanmadığının belirtildiği raporun sonuç kısmında ise şu ifadelere yer verildi: “Aradan geçen 5 aya rağmen kadınların temel ihtiyaçlarının dahi karşılanmadığını görüyoruz. Şiddetten uzaklaşmak destek alabilecekleri mekanizmalar her bölgede ulaşılabilir değil. Var olan uygulama sorunlarının deprem nedeniyle katmerlendiğini ve bu durumun kadınların hayatlarını yeniden kurmaları ve şiddetten uzaklaşmaları önünde engel teşkil ettiğini görüyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini merkeze alan bir afet yönetim planı ve şiddetle mücadele acil eylem planının yokluğu, deprem bölgesi ve göç edilen illerde kadınların karşılaştığı engelleri daha da zorlu hale getiriyor. Bir diğer yandan kadınların deprem sonrasında karşılaştıkları desteksizlik ve uygulama sorunları, afet durumları dışında da mevcut. İhtiyaç temelli ve toplumsal cinsiyete duyarlı destek mekanizmalarının eksikliği, hizmet standardının olmayışı ve kötü uygulamaların herhangi bir yaptırımla sonuçlanmaması kadınların ihtiyaç duydukları desteklere erişmeleri önünde her zaman engel oluşturuyor.”

 

 


ARŞİV