İki yıl önce Kadıköy Belediyesi’nin Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu Ataköy Kulübü ve Gedik Eğitim Vakfı işbirliğiyle hayata geçirdiği “Kadın Kaynakçılar Yetişiyor” projesi, kadınların teknik alanlarda istihdamını artırmayı ve toplumsal cinsiyet rollerine dayalı önyargıları kırmayı hedefliyor. Bu amaçla 16 kadın geçtiğimiz yıl mayıs ayında iki haftalık programa katılarak istediği mesleğe bir adım daha yaklaştı. Bu kadınlardan biri de İran’dan Türkiye’ye yedi yıl önce yerleşen 29 yaşındaki Arezoo Deniz. Şu anda Tuzla Ada Tersanesi’nde kaynakçı olarak çalışıyor ve Kadıköy’den Tuzla’ya gidip gelirken günün dört saati yolda geçiyor. Biz de Deniz’in başarı hikayesini dinlemek için tersanede bir araya gelip merak ettiklerimizi sorduk.
Kadıköy Belediyesi'nin “Kadın Kaynakçılar Yetişiyor” eğitim programını nasıl öğrendiniz?
Tesadüfen öğrendim. Kadıköy Belediyesi’nin haberlerini takip ediyordum, bunu görünce de çok mutlu oldum. Bu mesleğe başlama istediğim hep vardı ve bu benim için çok güzel bir başlangıç olarak gözüktü.
Peki neden kaynakçılığı seçtiniz?
Metal ve ateş sevgim olduğu için. Çok zor bir iş olduğunu bilerek seçtim. Zor bir işi başardığım zaman kendimle gurur duyuyorum. Kaynakçılığı seviyorum, saf bir sevgim var.
Eğitim süreciniz nasıldı, neler yaptınız?
Bence keyifli olduğu için çok hızlı geçti. İki haftalık bir süreçti, teorik olarak başladık. Kaynakçılığın ne olduğunu, nereden geldiğini öğrendik. Uygulamaları ise çok güzel ve profesyonel bir ortamda öğrendik. Çok güzel bir başlangıçtı, ilk adımlarımız çok sağlam bir şekilde atıldı.
“OLMAZ DEDİLER, HEP REDDETTİLER”
İş bulma süreciniz nasıl geçti?
İş bulma sürecim zor geçti. Her yerde iş aradım ama bana “İranlısın, kadınsın, kadın kaynakçı olmaz, bu alanda çalışamazsın” diye güldüler. Ben sadece çalışmak istedim, başlamak istedim. Depresyona girmek üzereydim, “olmaz” dediler, hep reddettiler.
Çalışmak için neden tersaneyi tercih ettiniz?
Seçmedim aslında tesadüf oldu. Bir hocam vardı, bana destek oldu. Bana “tersanede çalışır mısın?” diye sordular “evet, çalışırım” dedim. Ama Türkçe tersane ne demek bilmiyordum. Gelince gördüm ve seçimimden çok memnunum.
Erkeklerin yoğun olduğu bir alanda çalışmak size ne hissettiriyor?
Tersanede çalışmanın hem kadın hem de erkek için zorlukları var. Her zaman tehlikeli ve açık alandasın. Tehlikeli makinalar var, gürültü, ses, duman var. Baret takıp saatlerce çalışıyorsun. Ama konforundan çıkmazsan istediğini yakalayamazsın diye düşünüyorum. Tersanenin kendi zorlukları çok fazla, ama işine sevgin varsa bu zorluklar keyifli oluyor.
“TERSANEDE YÜRÜMEK BİLE ZOR”
Ne kadar süredir tersanede çalışıyorsunuz?
Dört ay oldu. İlk günlerde tersanede yürümek bile zordu. Bastığın yere, gideceğin yere dikkat edeceksin. Ellediğin yer sıcak, elektrik ve gaz var. Tanımadığım bir sürü şey vardı. Hayatımda ilk defa tersaneyi burada gördüm. O yüzden adrenalinin yüksek bir şekilde geliyorsun ama sakin durmalısın.
İlk günlerinizde yaşadığınız zorluklar nelerdi?
İlk günlerde herkes “neden kaynakçılık, neden tersane?” diye soruyordu, “en son bulman gereken iş buydu” diyorlardı. Bakıyorlardı, hep göz altındaydım, “becerebilir mi?” “dayanabilir mi?” düşüncesi vardı. Becermemem için kaynak yaparken bazen gazımı kapatıyorlardı. Severek yaptığım için dayandım ve sevdiğim için de bunu seçtim zaten.
Ailenizin ve arkadaşlarınızın tepkisi ne oldu?
Benden böyle bir şeyi bekliyorlardı. Cesur kararları vermek benim hayat tarzım. Herkese de öneriyorum: konforunuzdan çıkın, cesur olun, sevdiğinizi yakalayın.
“HAYATIMIN YOLUNU KENDİM ÇİZMEYE KARAR VERDİM”
Cesur kararınız için İran’dan Türkiye’ye gelmenizi örnek verebilir miyiz? Türkiye’ye gelmeye nasıl karar verdiniz?
İran’da savaş vermekten ve başaramamaktan çok yorulmuştum. Türkiye’yi seçtim çünkü hem yakındı hem de daha önce gezmeye gelmiştim. 2018 yılında geldim, geldiğimde Türkçeyi hiç bilmiyordum. Türkçeyi hala öğreniyorum. Geldiğimde yanımda kimse yoktu, ailem İran’daydı. Pandemi oldu, “geri gitmeyeceğim” dedim kendime ve gitmedim. Hayatımın yolunu kendim çizmeye karar verdim, İran’da bunu yapamadım.
Her gün Kadıköy’den Tuzla’ya gidiyorsunuz, bize bir gününüzü anlatır mısınız?
Sabah saat 5.30’da uyanıyorum, 8.30 mesaime yetişmem için 6.40’ta evden çıkıyorum. Yol çok kalabalık ve çok uzun. Herkes işe gidiyor. Hem gidişte hem de dönüşte yaklaşık bir saat 40 dakika yoldayım. Herkes çok zor, çok uzak diyor ama işimi sevdiğim için uyandığımda mutluyum. Yol gözüme uzak gelmiyor ama evet biraz zor.
Burada gemide ve sahada çalışıyorum. Henüz sıfır gemide çalışmadım, tamir gemisinde çalışıyorum. Kaynak işi nerede varsa oraya gidip çalışıyorum. Burada bir hangar yapıyoruz, 32 metre yüksekliği var ve ben çatıya çıktım. Hava kanallarının altındakilere kaynak yaptım. Bu havalarda biraz zor, tehlikeli ama aynı zamanda çok keyifli. Yüksekten ve ateşten korkmuyorum. Her şeyin güvenli olması gerekiyor. İş güvenliği çok önemli. Çünkü rüzgâr olur ayağın kayar; tersanede her saniye bir şey olabilir. Yüksekte çok mutluyum, bakmak çok güzel, özgürüm.
Kadıköy’de denize baktığınız zaman tamir ettiğiniz bir gemiyi, vapuru veya tekneyi gördünüz mü? Bunun hayalini kurabiliyor musunuz?
Görmeyi isterim ve gurur duyarım. Yakın zamanda olacak ama daha çok yeniyim.
“KADINI DURDURACAK BİR ŞEY YOK”
Regl olduğunuz günler nasıl geçiyor, ağır işlerde herhangi bir zorluğu var mı?
Bizim yaptığımız iş sağlık raporunda tehlikeli ve çok tehlikeli işler olarak geçiyor. Elektrik, gaz ve makinelerle çalıştığımız için kendimizi işe yüzde 100 vermemiz gerekiyor. Kadın olarak her ay regl döneminde savaş veriyoruz. O yüzden ani kramplar ve baş dönmesi sıkıntı yaratabiliyor. Regl dönemi bir tık zor ama bunun için duruma göre istirahat alıyorum. Onun dışında ekip arkadaşlarım destek oluyor, ağır kaldırmama izin vermiyorlar.
Kadın kaynakçılara tavsiyeleriniz neler olurdu? Bu alanda başarılı olabilmek için en önemli beceriler ve yaklaşımlar sizce neler?
Seviyorsanız başlayın, o beceriyi kendinizde görüyorsanız sizi durduracak bir şey yok. İnsanın sevdiği bir şeyi yapması çok keyifli. Zor olsa da yapın. El becerisi hepimizde var. Zorluğu taşıyabilmek tüm kadınlarda var, hepimiz savaşıyoruz. Bunları kendi içinde görüyorsanız yaparsınız. Neden yapamayasınız ki? Konfor alanınızdan çıkın ve istediğinizi yakalayın. Bilgi, beceri, destek ve eğitimle başlarsanız yapıp yapamayacağınızı veya sevip sevmediğinizi anlarsınız. Bence kadını durduracak bir şey yok. Kadın erkek farkı yok.
Son olarak bir şey söylemek istiyorum, Atatürk’ün çok sevdiğim bir sözü: “İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir.”
YENİ EĞİTİM DÖNEMİ BAŞLIYOR
Kadıköy Belediyesi, 12-23 Mayıs 2025 tarihleri arasında yeni bir “Kadın Kaynakçılar Eğitimi” programı düzenleyecek. En fazla lise mezunu Kadıköylü kadınlar, Kadıköy Belediyesi internet sayfası ve sosyal medya hesaplarında paylaşılan başvuru linki (EBYS) üzerinden başvuru yapabilecek. Eğitimi başarıyla tamamlayan kadınlar tersanelere istihdam edilmek üzere yönlendirilecek.